21 yıllık adam öldürme davasında eski TCK’ye göre mütalaa

dunyadan

Global Mod
Global Mod
21 yıllık adam öldürme davasında eski TCK’ye göre mütalaa
Kadıköy’de 2001 yılında 12 yaşındaki Hande Çinkitaş’ın başına çekiçle vurulup boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin babası ile üvey annesinin yargılandığı 21 yıllık davada, sanıkların eski Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında lehlerine olan hükümler gereği ağırlaştırılmış müebbet ve 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanan sanıklar baba Nezih ile üvey anne Şehnaz Çinkitaş katıldı. Müdahil Handan Yılmazer ile müşteki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını ise avukatları temsil etti.

Duruşmada tanık olarak dinlenilen Y.A.V, Hande Çinkitaş’ın yaşadığı apartmanda yönetici olduğunu ve olay günü evde bulunmadığını belirterek, “Bana telefonla bildirildi. Hatırladığım kadarıyla kapıcımız ve komşulardan birisi veya annem beni aramıştı. Doğrudan daire kapısına çıktım. Bizi içeri almıyorlardı, oldukça fazla polis vardı. Olayı oraya gittiğimde öğrendim.” dedi.

Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mütalaasının hazır olduğunu belirterek, mahkemeye sundu.

– “Canavarca hisle öldürdüklerine dair delil yok”

Okunan mütalaada sanıkların beraber hareket ederek Hande Çinkitaş’ı, 4 Ocak 2001 sabahı 08.30 ile 08.50 içinde eve girmesinin ardından çekiçle başına vurup boğazını ve vücudunun muhtelif yerlerini bıçaklayarak öldürdükleri belirtilerek, sanıkların hemen sonrasında evden ayrıldıkları öne sürüldü.

Mütalaada sanıkların Hande Çinkitaş’ı sırf öldürmek ve acı çekmesinden zevk duymak için vahşice hareketlerle öldürdükleri, öldürme kastının yanında işkence ya da eziyet çektirme kastının da bulunduğuna yönelik delil olmadığının kabul edildiği kaydedildi.

Suç tarihinde 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) yürürlükte olduğuna işaret edilen mütalaada, “adam öldürmek” fiilinin evlatlığa karşı birden çok kişiyle işlenmesinin “nitelikli hal” sayıldığı, yeni TCK’de bu iki durumun da “nitelikli hal” sayılmamasına rağmen fiilin çocuğa karşı işlenmesinin “nitelikli hal” kabul edildiği bilgisine yer verildi.

Bu “nitelikli hal” fiilinin suçun işlendiği tarihte yürürlükte olmadığına ve daha önceki TCK’de yer alan “nitelikli hal” fiillerinin yürürlükten kaldırıldığı vurgulanan mütalaada, yeni “nitelikli hal” durumunun sanıklar hakkında uygulanmasının mümkün bulunmadığı ve sanıklar hakkında lehlerine olan eski TCK’ye nazaran ceza tespiti yapılmasının uygun olduğu ifade edildi.

Buna nazaran mütalaada eski TCK’deki zaman aşımı hükümleri lehlerine olan sanıklardan Nezih Çinkitaş hakkında “evlada karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, sanık Şehnaz Çinkitaş hakkında da “kasten öldürme” suçundan 24 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına karar verilmesi talep edildi.

– Muhalefet şerhli ara karar

Mütaalaya karşı beyanları sorulan sanık ve taraf avukatları, süre talebinde bulundu.

Ara sonucunı açıklayan mahkeme heyeti, taraflara mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre verilmesine ve sanıklar hakkında uygulanan “konutu terk etmeme” şeklindeki adli kontrol tedbiri uygulamasının devamına oy oldukcaluğuyla karar vererek duruşmayı erteledi.

“Konutu terk etmeme” şeklindeki karara üye hakimlerden biri, muhalefet şerhi koydu.


Şerh yazısında “sanıklar hakkında ‘yurt dışına çıkış yasağı’ ve ‘belirlenen yerlere belirli süreler arasında imza atma’ şeklinde adli kontrol tedbirlerinin uygulandığı, bunların ölçülü ve yeterli olduğu” belirtilerek, “konutu terk etmeme’ şeklindeki adli kontrol tedbirinin ise kaldırılması gerektiği” bildirildi.

– 19 yıl daha sonra ortaya çıkan DNA yardımıyla cinayet çözülmüştü

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 4 Ocak 2001’de İçerenköy Mahallesi Çiçek Sokak’ta bulunan ikamette 12 yaşındaki Hande Çinkitaş’ın çekiç ve kesici aletlerle darp neticesinde öldürüldüğü bildiriliyordu.

Olay zamanında ikamete baba Nezih ile üvey anne Şehnaz Çinkitaş’ın haricinde üçüncü bir kişinin girdiğine dair delil bulunamadığı belirtilerek, baba ve üvey annenin seneler arasında alınan çeşitli ifadelerinde ise çelişkiler bulunduğu kaydediliyordu.

Olay yerinde bulunan bıçakta 2001 yılında Parmak İzi Laboratuvarı Müdürlüğünde yapılan incelemede babaya ait parmak izinin tespit edilemediği aktarılan iddianamede ancak Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca geçen yıl bir daha yapılan incelemede, vakada kullanılan bıçağın kesici kısmında majör yoğunlukta baba Nezih Çinkitaş’ın DNA’sının bulunduğu bilgisi veriliyordu.

İddianamede, baba Nezih ile üvey anne Şehnaz Çinkitaş’ın olay anında ikametlerinde bulunduklarının sabit olduğu belirtilerek, seneler arasında verdikleri beyanlarda çelişkilerin bulunması, daireye üçüncü bir şahsın geldiğine dair delil olmaması hususları beraber değerlendirildiğinde üvey anne ile babanın evde oldukları sırada cinayeti beraber işledikleri savunuluyordu. İddianamede, bu kapsamda baba Nezih ile üvey anne Şehnaz Çinkitaş’ın “canavarca veya eziyet çektirerek alt soydan akrabayı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyordu.

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.