Anayasa Mahkemesinden astsubayların fiili hizmet talebine ret
Başvurucular, astsubay sınıf okulunda geçen öğrencilik süresinin fiili hizmet kapsamında sayılarak emekli ikramiyesi ve emekli aylığının buna nazaran hesaplanması istemiyle açılan davalarda önceki içtihat ile çelişkili karar verilmesi niçiniyle adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının, davaya dair asıl iddianın değerlendirilmemesi niçiniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına bulunmuşlardı.
Anayasa Mahkemesi: Gerekçeli karar hakkı ihlal edilmiştir
Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir biçimde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Bu hak, tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun şekilde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir.
Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar öne sürülen sebebinde ayrıntılı biçimde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır.
Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği, davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir halde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın kararına etkili olması, başka bir deyişle davanın kararınu değiştirebilecek nitelikte bulunması halinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir. Aksi bir tutumla mahkemenin davanın kararına etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi hak ihlaline niçin olabilecektir.
Makul gerekçe; davaya konu olay ve olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi niçinlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, olay ve olgular ile hüküm içindeki bağlantıyı gösterecek nitelikte olmalıdır.
Ankara 10. İdare Mahkemesi açılan davayı “astsubay sınıf okulunda geçen 18 yaş altındaki öğrenim süresinin fiili hizmet süresinden sayılıp sayılmayacağı” yönünde değerlendirmiş ve buna dair karar vermiştir. Başvurucu dava konusunun böyle olmadığını savunmaya cevap ve istinaf dilekçesi ile vermiş olduğu ek dilekçede belirtse de söz konusu durum değişmemiştir. Bir başka ifade ile başvurucunun asıl iddiası hakkında Mahkemelerce herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Buna gore başvurucunun asıl iddiası açık olarak tartışılmamış ve karşılanmamıştır. İstinaf incelemesi sırasında da bu eksiklik telafi edilmemiştir. Bu niçinle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği kararına varılmıştır.
Astsubay sınıf okulunda geçen öğrencilik süresinin fiili hizmet kapsamında sayılmaması mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelmez
Anayasa Mahkemesi, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun astsubayların sınıf okullarında geçen 18 yaşın altındaki öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılmasına imkan bulunmadığına karar verdiğini vurgulayarak başvurucunun sınıf okulunda geçen sürenin fiili hizmetten sayılarak emekli ikramiyesi ve emekli aylığında artış sağlamaya yönelik beklentisinin meşru bir beklenti olduğunu gösteren bir kanun hükmü veya yerleşik yargı içtihadı gibi somut bir temele dayanmadığını belirtmiştir. Buradan hareketle de başvurucunun emekli ikramiyesinin ve emekli aylığının bir daha belirlenmesi yönünden Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı kapsamında bir mülkünün veya somut ve yeterli bir hukuki temele dayalı olarak mülkiyeti elde etmeye yönelik meşru bir beklentisinin bulunduğunu kanıtlayamadığı kararına varmıştır.
Başvurucular 18 yaş üzerinde geçirilen ve fiili hizmetten sayılan başarılı astsubay sınıf okulu süresinin kademe ve derece intibakında değerlendirilmemesi niçiniyle SGK’ya başvurmuş ve talebinin reddedilmesi üzerine dava açmıştır. Mahkemeler açılan davaları “astsubay sınıf okulunda geçen 18 yaş altındaki öğrenim süresinin fiili hizmet süresinden sayılıp sayılmayacağı” yönünde değerlendirmiş ve buna dair kararlar vermiştir.
Kararlara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Daire vermiş olduğu kararlarda 5434 sayılı Kanun’da astsubay sınıf okulunda geçen eğitim süresinin fiili hizmet zammında dikkate alınacağına ilişkin düzenleme bulunmadığını belirttikten daha sonra astsubayların astsubay sınıf okullarında 18 yaşın üzerinde (iştirakçi olarak) geçen öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılması, bu öğrenim süresinin hem de aylığa/hizmete başlangıç derecelerinin tespitinde değerlendirilmesi kararınu doğurmayacağını, bunun yapılabilmesi için yasal bir düzenlemenin mevcut olması gerektiğini ifade etmiştir.
Somut vakada başvurucuların şikayetçi oldukları husus -her ne kadar ilk derece mahkemelerince değerlendirilmese de- Daire tarafınca verilen kararlarda değerlendirilmiş ve buna uygun biçimde karara bağlanmıştır. Daire sonucunda hükme ulaşılması için yeterli gerekçe bulunduğu görüldüğünden gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
ALİ TİMUR KARABACAK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/17190)
Karar Tarihi: 13/1/2022
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Başvurucular, astsubay sınıf okulunda geçen öğrencilik süresinin fiili hizmet kapsamında sayılarak emekli ikramiyesi ve emekli aylığının buna nazaran hesaplanması istemiyle açılan davalarda önceki içtihat ile çelişkili karar verilmesi niçiniyle adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının, davaya dair asıl iddianın değerlendirilmemesi niçiniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına bulunmuşlardı.
Anayasa Mahkemesi: Gerekçeli karar hakkı ihlal edilmiştir
Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir biçimde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Bu hak, tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun şekilde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir.
Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar öne sürülen sebebinde ayrıntılı biçimde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır.
Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği, davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir halde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın kararına etkili olması, başka bir deyişle davanın kararınu değiştirebilecek nitelikte bulunması halinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir. Aksi bir tutumla mahkemenin davanın kararına etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi hak ihlaline niçin olabilecektir.
Makul gerekçe; davaya konu olay ve olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi niçinlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, olay ve olgular ile hüküm içindeki bağlantıyı gösterecek nitelikte olmalıdır.
Ankara 10. İdare Mahkemesi açılan davayı “astsubay sınıf okulunda geçen 18 yaş altındaki öğrenim süresinin fiili hizmet süresinden sayılıp sayılmayacağı” yönünde değerlendirmiş ve buna dair karar vermiştir. Başvurucu dava konusunun böyle olmadığını savunmaya cevap ve istinaf dilekçesi ile vermiş olduğu ek dilekçede belirtse de söz konusu durum değişmemiştir. Bir başka ifade ile başvurucunun asıl iddiası hakkında Mahkemelerce herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Buna gore başvurucunun asıl iddiası açık olarak tartışılmamış ve karşılanmamıştır. İstinaf incelemesi sırasında da bu eksiklik telafi edilmemiştir. Bu niçinle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği kararına varılmıştır.
Astsubay sınıf okulunda geçen öğrencilik süresinin fiili hizmet kapsamında sayılmaması mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelmez
Anayasa Mahkemesi, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun astsubayların sınıf okullarında geçen 18 yaşın altındaki öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılmasına imkan bulunmadığına karar verdiğini vurgulayarak başvurucunun sınıf okulunda geçen sürenin fiili hizmetten sayılarak emekli ikramiyesi ve emekli aylığında artış sağlamaya yönelik beklentisinin meşru bir beklenti olduğunu gösteren bir kanun hükmü veya yerleşik yargı içtihadı gibi somut bir temele dayanmadığını belirtmiştir. Buradan hareketle de başvurucunun emekli ikramiyesinin ve emekli aylığının bir daha belirlenmesi yönünden Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı kapsamında bir mülkünün veya somut ve yeterli bir hukuki temele dayalı olarak mülkiyeti elde etmeye yönelik meşru bir beklentisinin bulunduğunu kanıtlayamadığı kararına varmıştır.
Başvurucular 18 yaş üzerinde geçirilen ve fiili hizmetten sayılan başarılı astsubay sınıf okulu süresinin kademe ve derece intibakında değerlendirilmemesi niçiniyle SGK’ya başvurmuş ve talebinin reddedilmesi üzerine dava açmıştır. Mahkemeler açılan davaları “astsubay sınıf okulunda geçen 18 yaş altındaki öğrenim süresinin fiili hizmet süresinden sayılıp sayılmayacağı” yönünde değerlendirmiş ve buna dair kararlar vermiştir.
Kararlara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Daire vermiş olduğu kararlarda 5434 sayılı Kanun’da astsubay sınıf okulunda geçen eğitim süresinin fiili hizmet zammında dikkate alınacağına ilişkin düzenleme bulunmadığını belirttikten daha sonra astsubayların astsubay sınıf okullarında 18 yaşın üzerinde (iştirakçi olarak) geçen öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılması, bu öğrenim süresinin hem de aylığa/hizmete başlangıç derecelerinin tespitinde değerlendirilmesi kararınu doğurmayacağını, bunun yapılabilmesi için yasal bir düzenlemenin mevcut olması gerektiğini ifade etmiştir.
Somut vakada başvurucuların şikayetçi oldukları husus -her ne kadar ilk derece mahkemelerince değerlendirilmese de- Daire tarafınca verilen kararlarda değerlendirilmiş ve buna uygun biçimde karara bağlanmıştır. Daire sonucunda hükme ulaşılması için yeterli gerekçe bulunduğu görüldüğünden gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
ALİ TİMUR KARABACAK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/17190)
Karar Tarihi: 13/1/2022
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.