AYM: WhatsApp yazışmaları sebebi öne sürülerek işten çıkarılma hak ihlali
Resmi Gazete’de yer alan karara bakılırsa, Ordu’daki devlet hastanesinde özel şirket bünyesinde bilgi işlem sorumlusu olarak çalışan kişinin, 16 Kasım 2017’de gerçeğe aykırı beyanla izin almaya çalıştığı ve WhatsApp üzerinden çalışma arkadaşları ile şirket yetkililerine iftira ve hakaret ettiği nedeni öne sürülerek savunması istendi. Bu kapsamda 21 Kasım’da savunmasını gönderen çalışanın, 22 Kasım’da iş akdi feshedildi.
Bunun üzerine işe iade davası açan kişinin, Ordu İş Mahkemesince haklı bulunmasıyla işe iade davası kabul edildi. sonucun istinafa taşınması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi ise feshin haklı sebebe dayandığına karar vererek, yerel mahkeme sonucunı kaldırdı.
sonucun kesinleşmesinin ardından kişi, AYM’ye hak ihlali iddiasıyla bireysel başvuru yaptı.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı ile Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyeti hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
İhlalin neticelerinın ortadan kaldırılması için de karar meselain yerel mahkemelere gönderilmesi kararlaştırıldı.
– sonucun öne sürülen nedeninden
AYM’nin sonucunda, başvuruya konu vakada işverenin, başvurucunun iş yeri bilgisayarını kullanarak yaptığı yazışmalarını denetlemesi ve içeriğini incelemesi kararı elde ettiği bilgilerle başvurucunun iş akdini feshettiği ifade edildi.
İşveren tarafınca, iş yerinde kullanıma tahsis edilen bilgisayar üzerinden yapılan iletişimin izlenebileceği ve denetlenebileceği yönünde açık bir bilgilendirme yapılmadığı aktarılan kararda, bunun işe iade davasında da dikkate alınmadığı açıklandı.
Kararda buna ilişkin, “Yargılama sürecinde feshin temel niçinini oluşturan WhatsApp mesajlaşma programı ile iletişime veya iş yeri bilgisayarlarında özel iletişime yönelik bu biçimde bir bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığı derece mahkemelerince tartışılmamış, başvurucunun kendisi alenileştirmediği biçimde onun rızası alınmadan ve evvelinde bir bilgilendirme yapılmadan mesaj içeriklerine hukuka aykırı olarak erişildiği yönündeki esaslı iddialarının karşılanmadığı anlaşılmıştır.” tespiti yer aldı.
Söz konusu mesajlaşma programının şahsi kullanıma ilişkin olduğunun herkesçe bilindiği ve işverence denetlenmesinin başvurucunun özel hayatının ve haberleşmesinin gizliliğinin korunması konusundaki makul beklentisine aykırı olduğuna işaret edilen kararda, “Mahkemece programın arasında yer alan yazışmaların ne suretle denetlendiğine, içeriklerinin feshe dayanak alındığı hususunun gerekli olup olmadığına ve başvurucunun özel yaşamı ile haberleşmesine olan etkisine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Bunun yanında işverenin başvurucunun bilgisayarındaki özel mesajları hukuka uygun bir yöntemle elde ettiğine yönelik de sağlıklı bir açıklama yapamadığı anlatılan kararda, mesaj içeriklerinin incelenmesinin niçin zorunlu ve gerekli görüldüğünün işveren tarafınca açık bir biçimde ortaya konulamadığı, yerel mahkemeler tarafınca da somut olayın bu yönüyle tartışılmadığı kaydedildi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Resmi Gazete’de yer alan karara bakılırsa, Ordu’daki devlet hastanesinde özel şirket bünyesinde bilgi işlem sorumlusu olarak çalışan kişinin, 16 Kasım 2017’de gerçeğe aykırı beyanla izin almaya çalıştığı ve WhatsApp üzerinden çalışma arkadaşları ile şirket yetkililerine iftira ve hakaret ettiği nedeni öne sürülerek savunması istendi. Bu kapsamda 21 Kasım’da savunmasını gönderen çalışanın, 22 Kasım’da iş akdi feshedildi.
Bunun üzerine işe iade davası açan kişinin, Ordu İş Mahkemesince haklı bulunmasıyla işe iade davası kabul edildi. sonucun istinafa taşınması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi ise feshin haklı sebebe dayandığına karar vererek, yerel mahkeme sonucunı kaldırdı.
sonucun kesinleşmesinin ardından kişi, AYM’ye hak ihlali iddiasıyla bireysel başvuru yaptı.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı ile Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyeti hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
İhlalin neticelerinın ortadan kaldırılması için de karar meselain yerel mahkemelere gönderilmesi kararlaştırıldı.
– sonucun öne sürülen nedeninden
AYM’nin sonucunda, başvuruya konu vakada işverenin, başvurucunun iş yeri bilgisayarını kullanarak yaptığı yazışmalarını denetlemesi ve içeriğini incelemesi kararı elde ettiği bilgilerle başvurucunun iş akdini feshettiği ifade edildi.
İşveren tarafınca, iş yerinde kullanıma tahsis edilen bilgisayar üzerinden yapılan iletişimin izlenebileceği ve denetlenebileceği yönünde açık bir bilgilendirme yapılmadığı aktarılan kararda, bunun işe iade davasında da dikkate alınmadığı açıklandı.
Kararda buna ilişkin, “Yargılama sürecinde feshin temel niçinini oluşturan WhatsApp mesajlaşma programı ile iletişime veya iş yeri bilgisayarlarında özel iletişime yönelik bu biçimde bir bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığı derece mahkemelerince tartışılmamış, başvurucunun kendisi alenileştirmediği biçimde onun rızası alınmadan ve evvelinde bir bilgilendirme yapılmadan mesaj içeriklerine hukuka aykırı olarak erişildiği yönündeki esaslı iddialarının karşılanmadığı anlaşılmıştır.” tespiti yer aldı.
Söz konusu mesajlaşma programının şahsi kullanıma ilişkin olduğunun herkesçe bilindiği ve işverence denetlenmesinin başvurucunun özel hayatının ve haberleşmesinin gizliliğinin korunması konusundaki makul beklentisine aykırı olduğuna işaret edilen kararda, “Mahkemece programın arasında yer alan yazışmaların ne suretle denetlendiğine, içeriklerinin feshe dayanak alındığı hususunun gerekli olup olmadığına ve başvurucunun özel yaşamı ile haberleşmesine olan etkisine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Bunun yanında işverenin başvurucunun bilgisayarındaki özel mesajları hukuka uygun bir yöntemle elde ettiğine yönelik de sağlıklı bir açıklama yapamadığı anlatılan kararda, mesaj içeriklerinin incelenmesinin niçin zorunlu ve gerekli görüldüğünün işveren tarafınca açık bir biçimde ortaya konulamadığı, yerel mahkemeler tarafınca da somut olayın bu yönüyle tartışılmadığı kaydedildi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.