Çanakkale Zaferi hakkında yanlışsız bilinen yanlışlar

dunyadan

Global Mod
Global Mod
Çanakkale Zaferi hakkında yanlışsız bilinen yanlışlar
Tarih sahnesinden silinmek istenen bir milletin ayağa kalkışına şahit olan dünya, şaşkınlıkla izledi acılarla geçen 1915’in Çanakkalesi’ni. Türk milleti; vatanını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü korumaktaki kararlılığını aşılmaz Çanakkale siperlerinden tüm dünyaya duyurdu.

Mehmetçik gövdesiyle karşı durdu çelik zırhlılara. Bugün Çanakkale’de, koca bir tarih yatıyor…

Büyük zafer o kadar farklı şekillerde anlatıldı ki kimi zaman gerçeğin önüne geçti.

Peki, gerçeğinden farklı olan o yanlışlar nelerdi?

“Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası değildi”

Tarihçi yazar Koray Şerbetçi, Çanakkale Savaşı’nın Kurtuluş Savaşı’nın parçası olmadığını belirterek şunları söylemiş oldu:

“Çanakkale Savaşı Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası değildir. 1. Dünya Savaşı arasında yer almış bir dizi muharebelerden oluşur. Bunun karıştırılmasının sebebi Milli Mücadelemizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aynı anda Çanakkale’de 19. Tümen Komutanı olarak nazaranv yapması ve burada savaşın seyrini değiştirecek oldukça önemli başarılara imza atmasıdır.”

“Şehit sayısı da gerçeği yansıtmıyor”

Şerbetçi, Çanakkale Zaferi hakkında yapılan bir yanlışın da şehit sayısıyla ilgili olduğunu söylemiş oldu:

“Özellikle Çanakkale Savaşı’ndan bahsederken sürekli dile getirilen 250 bin şehit sayısı da gerçeği yansıtmamaktadır. Buradaki yanlışlık, askeri terminolojinin yanlış anlaşılmasından ileri gelir. Çünkü askerlik kavramları içerisinde şehit ile zaiyat içinde fark vardır. Şehit savaşta canını vermiş, yaşamını kaybetmiş askerleri ifade etmekteyken zayiat kelimesi savaş dışı kalmış ama her türlü yöntemle savaş dışı kalmış asker demektir.”

“O resimde görüşen iki kişinin asker olmadığı ispatlanmıştır”

Bir başka yanlış da savaş döneminde çekildiği söylenen fotoğrafla ilgili:

“bir daha duygusal olarak özellikle bazı takvimlerde ve afişlerde basılan arkalarında bir uçağın olduğu ve önünde iki tane askerin olduğu bir resim vardır. Bu askerlerin kıyafetleri gerçekten içler acısıdır ve duruşları da bitkin ve yılgındır bu resim Çanakkale Savaşı’nda işte savaşı bu biçimde kazandık bu şartlarda kazandık diye servis edilmektedir ki askeri tarihçilerin araştırmaları kararı aslında bu resmin Çanakkale Savaş’ları sırasında çekilmediği ve o resimde görülen iki şahsın asker olmadığının ispatlanmasıdır.”

“15 yaşındakilerin askere gittiği konusu tam olarka takvimsel bir hatadır”


Şerbetçi, 15 yaşındaki çocukların askere alındığı konusunun da bir daha gerçeği yansıtmayan bilgilerden biri olduğunu söylemiş oldu:

“12 Mayıs 1914 tarihinde çıkarılan askere alma kanununun 21 yaşındakileri askere aldığını görüyoruz. Fakat savaşın ilerlemesiyle beraber özellikle 1914’ün ağustos ayında bir daha 21 ve 28 yaş arası tahsil nazarannlerin de askere alınabileceğine dair bir emir çıktığını görüyoruz. Fakat sadece Çanakkale cephesinde değil bir oldukca cephede savaşların sürmesi ve asker ihtiyacının artması üzerine yeni bir kanun çıkmış ve askere alımlar 18 yaşına kadar düşmüştür. İşte yanlışlığın yapıldığı nokta tam da burasıdır.

Çünkü o dönemde Osmanlı Devleti, Rumi takvim diye bilinen bir takvim kullanmaktaydı ve askere alınma yaşı 18 yaşa kadar düşmüştü. O dönemde 18 yaşında olanlar Rumi takvime gore 1315 doğumlular olarak addedilmekteydi. Hatta bir halk türküsünde askerler için yapılan ‘Hey 15’li’ türküsündeki 15’li tam da buradan gelmektedir. O niçinle 15 yaşındakilerin askere gittiği konusu tam olarak takvimsel bir hatadır.”

Kaybolduğu iddia edilen Norfolk alayı gerçeği

Çanakkale muharebeleriyle ilgili efsaneleşen yanlışlardan biri de İngilizlerin Norfolk alayıyla ilgili. Gizemli ve sırlı hale getirilen Norfolk alayının bulut içine girdiği ve kaybolduğu söylenir. Bu alay gerçekten İngiliz kraliyet birliklerinin en seçkin askeri birliklerinden birisi. Ancak kaybolan bir alay değil bir bölük. O da Sandrigham bölüğü.

Peki, gerçekte orada ne oldu da bu bölük kayıplara karıştı?

Tarihçi Şerbetçi soruyu şöyleki yanıtladı:

“Bu alaya bağlı olan bu adını söylemiş olduğimiz bölük sisli bir havada yolunu kaybederek Türk hatlarının gerisine düşmüş açılan ateş kararı pek çoğu burada ölmüş bir kısmı da esir edilmiştir.

Ve hemen sonrasında bu alayın bölük komutanı olan Pac’in İngiliz Kralı 5. George’un arkadaşı olması üzerine merak başlamıştır. Acaba bu bölük nereye gitmiştir. Araştırmalar kararı İngiliz komutanı Ian Hamilton gönderdiği raporda bölüğün taarruza kalktığını, sisin içine girdiğini tekrar bölükten haber alınamadığını yazmıştır. Bu ‘kayboldular’ ifadesi hemen sonrasında Avustralya’da bir gizeme konu edilmiş ve bölüğün gizemli bir biçimde kaybolduğu ortaya çıkmıştır. hemen sonrasında İngiltere’de de yapılan bir dizi filmle bu gizem artmıştır.”

Gerçek ise araştırmalarla ortaya çıktı:

“halbukiki yapılan araştırmalarda hemen sonrasında bölüğe ait olan sembollerin çevreye yayıldığını ve Türk köylerinin elinde olduğu görülmüştür. Ve bir daha yapılan çalışmalarda ölenlerin yeri tespit edilmiş ve yaralı olanların da Türk hastanelerinde tedavi altına alındığı ortaya çıkmıştır.”

“Sancağın Avustralya’ya gdolayıldüğü iddiası kanıtlanmamıştır”

Bir diğer olay da sancak konusu.

“Bir diğer nokta da 57’nci alay sancağıdır. Bu konuda ciddi araştırmalar yapılmıştır ve gerçekten bir kahramanlık destanı yazan 57. piyade alayının sancağı oldukça spekülasyona tartışmaya niçin olmuştur. Bu alayın tamamen şehit olduğu ve özelikle Anzaklar tarafınca alay sancağının ele geçirildiği sonrasındasında Avustralya’ya gdolayıldüğü yazmaktadır. Ama bu da tam olarak kanıtlanmış bir nokta değildir.

Çünkü bunu yanlışlayan bir durum vardır. 57. alayın Çanakkale muharebelerinde yazdığı destan üzerine dönemin padişahı 5. Mehmet Reşat alaya bir madalya vermiştir. hemen sonrasında alaya verilen bu madalyanın töreni 1916 yılında İstanbul ve Şile içindeki Çelebi Köyü’nde yapılan bir törenle alayın sancağına takılmıştır. Eğer alayın sancağı Anzaklar’ın eline geçseydi bu törenin yapılmaması gerekirdi. Peki, Avustralya’daki sancak neyin nesi? Avustralya’daki sancağın aslında 46’ıncı piyade alayına ait olduğu bilinmektedir.”

Yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ayak seslerinin ilk direnişini tarih sahnesine yazılmasını sağlayan en büyük zafer olarak kayıtlara geçti Çanakkale…

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.