Danıştay 5. Dairesi hakim ve savcı adaylığı imtihan sorusunu kusurlu buldu

dunyadan

Global Mod
Global Mod
Danıştay 5. Dairesi hakim ve savcı adaylığı imtihan sorusunu kusurlu buldu
Kararda; Adli Yargı Testinde yer alan 29 numaralı (temel soru kitapçığında 26.) sorusu yönünden iptali, Ortak Alan Bilgisi testinde yer alan 14 numaralı (temel soru kitapçığının 9.) sorusu yönünden ise reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı temyiz aşamasında savunmalar şöyledir:

ÖSYM:
Hazırlanan soruların Türkçe terimler ve imla kuralları bakımından düzeltmeleri yapıldıktan daha sonra bu soruların doğruluğunun sayıları dört ile sekiz içinde değişen birbirinden habersiz akademisyenler tarafınca denetlendiği ve herhangi bir hata bulunmadığı,

Davacılar: 3628 sayılı Kanun’un 7. maddesinde bildirimlerin, sonu (0) ve (5) ile biten senelerın en geç Şubat ayı sonuna kadar yenileneceğinin hüküm altına alındığı, bu kapsamda Kanuna gore soru kökünde yer aldığı gibi Mart ayında bildirim yenilemesi yapılmasının mümkün olmadığı, Şubat ayı haricinde ancak ek mal bildirimi yapılabileceği, bu niçinle soru kökünün ek mal bildirimini düşündürdüğü, ötürüsıyla soru tekniği açısından kesinlik içermediği, bilimsel açıdan tartışmaya gerek olmayacak kadar net olmadığı, soru kökünün veya çeldiricilerin yanlış bilgilendirme ve anlamaya yol açtığı, bilirkişi raporunun soru ve test tekniği değerlendirmelerinden uzak, davanın esasına yönelik değerlendirmeler barındırdığı.

Bakanlık: Dava konusu soruların iptal edilmek suretiyle değerlendirme dışı bırakıldığı ihtimalde dahi yapılan simülasyon puan hesabı kararında davacının mülakata katılmaya hak kazanamayacağının saptandığı, bu itibarla davacının iş bu davada hukuken korunması gereken şahsi, güncel ve meşru bir menfaatinin bulunmadığı ifade edilmiştir.

T.C.

DANIŞTAY

BEŞİNCİ DAİRE

ESAS NO : 2021/9571

KARAR NO : 2021/3983


Temyiz İsteminde Bulunanlar

1-(Davacı) : .


2-(Davacı Yanında Davaya Müdahil) :.

3-(Davalı) :. Başkanlığı

Vekili: Av. .

İstemin Özeti:

Davacı tarafınca, 21/11/2020 tarihinde yapılan 2020 Adalet Bakanlığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavının davacının kitapçığına gore Adli Yargı Testinde yer alan 29 numaralı soru (temel soru kitapçığında 26. Soru) ile Ortak Alan Bilgisi testinde yer alan 14 numaralı sorunun (temel soru kitapçığının 9. Soru) iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın; davacının kitapçığına bakılırsa Adli Yargı Testinde yer alan 29 numaralı (temel soru kitapçığında 26.) sorusu yönünden iptali, Ortak Alan Bilgisi testinde yer alan 14 numaralı (temel soru kitapçığının 9.) sorusu yönünden ise reddi yolunda verilen. İdare Mahkemesinin… tarih ve E:…, K:. sayılı sonucunın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz Edenlerin İddiaları:

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafınca;
usule ilişkin olarak evvela davanın süresinde açılmadığı, esasa ilişkin olarak davaya konu soru ve cevaplarda biçimsel veya maddi herhangi bir hata bulunmadığı, hazırlanan soruların Türkçe terimler ve imla kuralları bakımından düzeltmeleri yapıldıktan daha sonra bu soruların doğruluğunun sayıları dört ile sekiz içinde değişen birbirinden habersiz akademisyenler tarafınca denetlendiği ve herhangi bir hata bulunmadığı, ilk derece mahkemesine sunulan alanında uzman kişilerce hazırlanmış Bilimsel Denetçi Raporlarında da dava konusu soru ile ilgili hata bulunmadığının açıkça ifade edildiği belirtilerek mahkeme sonucunın iptale ilişkin kısmının bozularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

Davacı tarafınca; Ortak Alan Bilgisi testinde yer alan 14 numaralı sorunun (temel soru kitapçığının 9. Soru) daha ilk cümlesinden kanuna aykırı olarak hazırlandığı, 3628 sayılı Kanun’un 7. maddesinde bildirimlerin, sonu (0) ve (5) ile biten senelerın en geç Şubat ayı sonuna kadar yenileneceğinin hüküm altına alındığı, bu kapsamda Kanuna nazaran soru kökünde yer aldığı gibi Mart ayında bildirim yenilemesi yapılmasının mümkün olmadığı, Şubat ayı haricinde ancak ek mal bildirimi yapılabileceği, bu niçinle soru kökünün ek mal bildirimini düşündürdüğü, ötürüsıyla soru tekniği açısından kesinlik içermediği, bilimsel açıdan tartışmaya gerek olmayacak kadar net olmadığı, soru kökünün veya çeldiricilerin yanlış bilgilendirme ve anlamaya yol açtığı, bilirkişi raporunun soru ve test tekniği değerlendirmelerinden uzak, davanın esasına yönelik değerlendirmeler barındırdığı, Mahkemenin kendi nazaranv alanı dahilinde çözebileceği bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmasının adayların hak aramasını süre ve masraf açısından zorlaştırdığı belirtilerek mahkeme sonucunın davanın reddine ilişkin kısmının bozularak dava konusu sorunun iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

Davacı Yanında Davaya Müdahil tarafınca; soru kökü dikkate alınarak seçeneklere bakıldığında sorunun doğru cevabı olacak birden çok seçenek olduğu, Şubat ayı içerisinde bildirimde bulunmayan memura idare tarafınca yapılacak ihtar üzerine memur tarafınca bir ay içerisinde bildirimini yenileme imkanı verildiği göz önünde bulundurulduğunda (soru kökünde de yer verildiği biçimde Mart 2020’de bildirimin yenilendiği) Mart 2025 içerisinde de bildirimin yenilenebileceği kararına ulaşılabileceği, cevap seçeneklerinde de Mart 2025 bulunduğu ötürüsıyla davalı idare tarafınca cevap anahtarının Şubat 2025 olarak belirlenmesinin hatalı olduğu, idare mahkemesinin ihtisas alanına girdiği ve ivedi yargılamaya tabi olduğu biçimde idare hukuku sorusunun mahkemenin kendi hukuki bilgisi çerçevesinde çözülebileceği açık iken bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, söz konusu raporun soru tekniği ve akademik manada değerlendirme içermesi gerekirken bilirkişi tarafınca ölçme değerlendirme uygulamaları ve sınav tekniği açısından hiçbir inceleme yapılmadığı bu itibarla söz konusu raporun davaya bir katkısı olmadığı belirtilerek mahkeme sonucunın davanın reddine ilişkin kısmının bozularak dava konusu sorunun iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunmaları:

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafınca; dava konusu soruların iptal edilmek suretiyle değerlendirme dışı bırakıldığı ihtimalde dahi yapılan simülasyon puan hesabı kararında davacının mülakata katılmaya hak kazanamayacağının saptandığı, bu itibarla davacının iş bu davada hukuken korunması gereken şahsi, güncel ve meşru bir menfaatinin bulunmadığı, davanın esasına girilmeksizin menfaat koşulu bulunmadığından bahisle reddi gerekmekte iken esasa girilmek suretiyle dava konusu 26 numaralı sorunun iptaline karar verilmesinde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı, davanın süresi içerisinde açılmadığı, davaya konu sorularda ve cevaplarında biçimsel veya maddi herhangi bir hata bulunmadığı belirtilerek mahkeme sonucunın iptale ilişkin kısmının bozularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

Davacı tarafınca; savunma verilmemiştir.

Davacı Yanında Davaya Müdahil tarafınca; savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: .

Düşüncesi:

Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi sonucunın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten daha sonra gereği görüşüldü:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen niçinlerden birinin bulunması halinde mümkündür.

…. İdare Mahkemesinin yukarıda belirtilen sonucu ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile anılan sonucun 2020 Adalet Bakanlığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavının davacının kitapçığına nazaran Adli Yargı Testinde yer alan 29 numaralı (temel soru kitapçığında 26.) sorusu yönünden iptaline ilişkin kısmının oyoldukçaluğuyla, Ortak Alan Bilgisi testinde yer alan 14 numaralı (temel soru kitapçığının 9.) sorusu yönünden reddine ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, bu onama sonucunın taraflara tebliğini teminen dosyanın sonucu veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/B maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kesin olarak, 01/11/2021 tarihinde karar verildi.

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.