‘Geliniz kimse kimseye haksızlık yapmasın. Herkes hakkına razı olsun’
Süleymaniye Mescidi’nde Ramazan Bayramı hutbesini irat eden Erbaş, evvela bayram namazı için mescitte bulunan vatandaşların bayramlarını tebrik ettiğini söylemiş oldu.
Bayramların insanların fıtratıyla buluşma, birbirlerine gönlünü açma ve sevinci paylaşma günleri olduğunu belirten Erbaş, “Bayramlar, kardeşliğimizi pekiştirme, yüreklerimizi birleştirme günleridir. Bayramlar lisanları, renkleri ve coğrafyaları farklı; imanları, gönülleri ve duaları birebir milyonlarca Müslümanın tıpkı duyguyu yaşadığı vahdet anlarıdır.” diye konuştu.
Erbaş, her nimet üzere bayramların da şükür vesilesi olduğunu anlatarak, “bu biçimde şükrümüzle tüm varlığın ve nimetin kaynağı olan Aziz yaratıcımıza yakınlaşalım. Bayramları gerçek manada bayram haline getirecek olan bizleriz. Öyleyse bayramın sevincini ve memnunluğunu herkesle paylaşalım. Paylaşarak güzel ve hoş olanı çoğaltalım. Acısı olanın acısını azaltalım, yükü olanın yükünü hafifçeletelim, sıkıntısı olanın sıkıntısına ortak olalım. Allah Resulü’nün ‘Bir mümin, öteki bir mümin için birbirini destekleyen bir binanın tuğlaları üzeredir.’ prensibine sadakat gösterelim.” tabirlerini kullandı.
– “Bayramlar sevgi, barış ve barışma günleridir”
“Bayramlar hatırlamaktır.” diyen Diyanet İşleri Lideri Erbaş, hutbeye şöyleki devam etti:
“Anne babamızdan başlayarak aile büyüklerimizi, eşimizi, dostumuzu, komşu ve akrabamızı ziyaret edelim. Öksüz, garip ve kimsesizleri sevindirelim. Hastaların hatırını soralım, yetimlerin yüreğine dokunalım, yaşlıların duasını alalım. Yüzümüzde beliren tebessümle, kalbimize doğan sıcaklıkla çocuklarımıza bayram sevincini tattıralım.
Bayramlar sevgi, barış ve barışma günleridir. Geliniz bu bayram, aramızdaki kırgınlık ve küskünlükleri bir kenara bırakalım. İman kardeşliğinin lezzetine varalım. Bayramlar dua vakitleridir. Dünyanın neresinde olursa olsun kederi ve ezası olan kardeşlerimiz için el açıp Rabb’imize yalvaralım. İslam beldelerinin itimat ve huzur ortasında kutlayacağı bayramlar için niyazda bulunalım. “
– Erbaş, hutbenin bir kısmını İngilizce de irat etti
Diyanet İşleri Lideri Erbaş, Türkçe ve İngilizce devam ettiği hutbede şunları söylemiş oldu:
“Bu vesileyle buradan, İstanbul’dan, Süleymaniye minberinden tüm insanlığa sesleniyorum: Ey beşerler, Allah dünyayı hepimiz için yaratmıştır ve dünya hepimize kâfi. Geliniz kimse kimseye haksızlık yapmasın. Herkes hakkına razı olsun. ‘Benim daha âlâ yaşamam için oburunun elindekini de alayım, o ne olursa olsun’ ideolojisi ile değil, ‘Ötekinin de yaşayabilmesi için paylaşmam ve yardımlaşmam lazım’ ideolojisi ile hareket edelim. Bu anlayışı her alanda hayata geçirirsek dünyada savaşlar, zulümler son bulur. Bayan, çocuk milyonlarca saf insan yurdundan, yuvasından kaçarak öbür sığınacak yerlere gitmek zorunda kalmaz. Farklılıklar çatışma niçini değil, zenginlik vesilesi olur.”
Tüm insanların dokunulmaz haklarını doya doya yaşamasının ehemmiyetine işaret eden Erbaş, ibadet özgürlüğünün ve mabet dokunulmazlığının korunmasının toplumsal barışa ve dünya barışına katkı sağladığını vurguladı.
Erbaş, dünyada her üç dört saniyede bir insanın açlıktan öldüğüne vurgu yaparak, “Her üç dört saniyede bir insan da tokluktan, fazla yemekten ölüyor. İslam’ın bir istikrar dini olarak zekat, infak, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma prensiplerinin ne kadar değerli olduğu bu tabloda ne kadar da vurucu bir biçimde kendini gösteriyor.” dedi.
Diyanet İşleri Lideri Erbaş, sonrasındasında Türkçe olarak sürdürdüğü hutbesinde, “Sana vefat gelinceye kadar Rabb’ine kulluk et.” ilahi buyruğuna boyun eğerek, ramazan mektebinde kazanılan hoş hasletlerin hayat boyunca korunmasını, ramazanın huzur, rahmet ve samimiyetinin hayatın her anına taşınmasını tavsiye etti.
Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirinin birtakım dizelerini okuyarak hutbesini tamamlayan Erbaş, sonrasındasında mescitteki vatandaşlarla bayramlaştı.
– “İngilizce kısmında öne çıkan iletileri vermek istedik”
Bayram namazının akabinde basın mensuplarına açıklama yapan Erbaş, bu sene ramazan ayının hayli bereketli geçtiğini anlatarak, “Ülkemizde, bir hayli kentimizde, bir fazlaca camimizde vatandaşlarımızla cemaatimizle birlikte olduk. Teravih namazları epeyce coşkulu geçti. İki yıl teravih namazını mescitlerde kılamamıştık. Onun hasretini bu sene gidermiş olduk. Gerçekten geçmiş senelera bakılırsa bu yıl teravih namazları daha coşkulu oldu. Birinci teravihi Ayasofya’da kılmıştık. Alışılmış bizim iki yıllık bir beklentimiz vardı fakat Ayasofya 88 sene daha sonra teravihlerine kavuştu.” diye konuştu.
Erbaş, hutbenin bir kısmının İngilizce olarak yapmasına ait şunları kaydetti:
“Özet bir paragraf kısmı kadar İngilizceydi. Hem burada cemaat içerisinde Türkçe bilmeyenler de var. Onlar için, birebir vakitte dünyaya bildiri verdik. Dünya hepimiz içindir ve hepimize kâfi. Kimse kimsenin hakkına el uzatmasın. Şayet o denli olursa savaşlar olmaz, bayanlar, çocuklar saf beşerler yurtlarından, yuvalarından sürülüp öteki diyarlara gitmek zorunda kalmazlar, cümlelerinden oluşan kıymetli bir bildiri idi. Bayram alışılmış ülkemiz için, Müslümanlar için olduğu kadar bütün beşerler için de sevgi günleridir, barış günleridir. ötürüsıyla yalnızca milletimize değil, bütün insanlığa seslenmek, bütün insanlığa bildiriler vermek gerekiyor. İngilizce kısmında hiç şayet olmazsa bir paragraf olarak öne çıkan iletileri vermek istedik.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Süleymaniye Mescidi’nde Ramazan Bayramı hutbesini irat eden Erbaş, evvela bayram namazı için mescitte bulunan vatandaşların bayramlarını tebrik ettiğini söylemiş oldu.
Bayramların insanların fıtratıyla buluşma, birbirlerine gönlünü açma ve sevinci paylaşma günleri olduğunu belirten Erbaş, “Bayramlar, kardeşliğimizi pekiştirme, yüreklerimizi birleştirme günleridir. Bayramlar lisanları, renkleri ve coğrafyaları farklı; imanları, gönülleri ve duaları birebir milyonlarca Müslümanın tıpkı duyguyu yaşadığı vahdet anlarıdır.” diye konuştu.
Erbaş, her nimet üzere bayramların da şükür vesilesi olduğunu anlatarak, “bu biçimde şükrümüzle tüm varlığın ve nimetin kaynağı olan Aziz yaratıcımıza yakınlaşalım. Bayramları gerçek manada bayram haline getirecek olan bizleriz. Öyleyse bayramın sevincini ve memnunluğunu herkesle paylaşalım. Paylaşarak güzel ve hoş olanı çoğaltalım. Acısı olanın acısını azaltalım, yükü olanın yükünü hafifçeletelim, sıkıntısı olanın sıkıntısına ortak olalım. Allah Resulü’nün ‘Bir mümin, öteki bir mümin için birbirini destekleyen bir binanın tuğlaları üzeredir.’ prensibine sadakat gösterelim.” tabirlerini kullandı.
– “Bayramlar sevgi, barış ve barışma günleridir”
“Bayramlar hatırlamaktır.” diyen Diyanet İşleri Lideri Erbaş, hutbeye şöyleki devam etti:
“Anne babamızdan başlayarak aile büyüklerimizi, eşimizi, dostumuzu, komşu ve akrabamızı ziyaret edelim. Öksüz, garip ve kimsesizleri sevindirelim. Hastaların hatırını soralım, yetimlerin yüreğine dokunalım, yaşlıların duasını alalım. Yüzümüzde beliren tebessümle, kalbimize doğan sıcaklıkla çocuklarımıza bayram sevincini tattıralım.
Bayramlar sevgi, barış ve barışma günleridir. Geliniz bu bayram, aramızdaki kırgınlık ve küskünlükleri bir kenara bırakalım. İman kardeşliğinin lezzetine varalım. Bayramlar dua vakitleridir. Dünyanın neresinde olursa olsun kederi ve ezası olan kardeşlerimiz için el açıp Rabb’imize yalvaralım. İslam beldelerinin itimat ve huzur ortasında kutlayacağı bayramlar için niyazda bulunalım. “
– Erbaş, hutbenin bir kısmını İngilizce de irat etti
Diyanet İşleri Lideri Erbaş, Türkçe ve İngilizce devam ettiği hutbede şunları söylemiş oldu:
“Bu vesileyle buradan, İstanbul’dan, Süleymaniye minberinden tüm insanlığa sesleniyorum: Ey beşerler, Allah dünyayı hepimiz için yaratmıştır ve dünya hepimize kâfi. Geliniz kimse kimseye haksızlık yapmasın. Herkes hakkına razı olsun. ‘Benim daha âlâ yaşamam için oburunun elindekini de alayım, o ne olursa olsun’ ideolojisi ile değil, ‘Ötekinin de yaşayabilmesi için paylaşmam ve yardımlaşmam lazım’ ideolojisi ile hareket edelim. Bu anlayışı her alanda hayata geçirirsek dünyada savaşlar, zulümler son bulur. Bayan, çocuk milyonlarca saf insan yurdundan, yuvasından kaçarak öbür sığınacak yerlere gitmek zorunda kalmaz. Farklılıklar çatışma niçini değil, zenginlik vesilesi olur.”
Tüm insanların dokunulmaz haklarını doya doya yaşamasının ehemmiyetine işaret eden Erbaş, ibadet özgürlüğünün ve mabet dokunulmazlığının korunmasının toplumsal barışa ve dünya barışına katkı sağladığını vurguladı.
Erbaş, dünyada her üç dört saniyede bir insanın açlıktan öldüğüne vurgu yaparak, “Her üç dört saniyede bir insan da tokluktan, fazla yemekten ölüyor. İslam’ın bir istikrar dini olarak zekat, infak, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma prensiplerinin ne kadar değerli olduğu bu tabloda ne kadar da vurucu bir biçimde kendini gösteriyor.” dedi.
Diyanet İşleri Lideri Erbaş, sonrasındasında Türkçe olarak sürdürdüğü hutbesinde, “Sana vefat gelinceye kadar Rabb’ine kulluk et.” ilahi buyruğuna boyun eğerek, ramazan mektebinde kazanılan hoş hasletlerin hayat boyunca korunmasını, ramazanın huzur, rahmet ve samimiyetinin hayatın her anına taşınmasını tavsiye etti.
Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirinin birtakım dizelerini okuyarak hutbesini tamamlayan Erbaş, sonrasındasında mescitteki vatandaşlarla bayramlaştı.
– “İngilizce kısmında öne çıkan iletileri vermek istedik”
Bayram namazının akabinde basın mensuplarına açıklama yapan Erbaş, bu sene ramazan ayının hayli bereketli geçtiğini anlatarak, “Ülkemizde, bir hayli kentimizde, bir fazlaca camimizde vatandaşlarımızla cemaatimizle birlikte olduk. Teravih namazları epeyce coşkulu geçti. İki yıl teravih namazını mescitlerde kılamamıştık. Onun hasretini bu sene gidermiş olduk. Gerçekten geçmiş senelera bakılırsa bu yıl teravih namazları daha coşkulu oldu. Birinci teravihi Ayasofya’da kılmıştık. Alışılmış bizim iki yıllık bir beklentimiz vardı fakat Ayasofya 88 sene daha sonra teravihlerine kavuştu.” diye konuştu.
Erbaş, hutbenin bir kısmının İngilizce olarak yapmasına ait şunları kaydetti:
“Özet bir paragraf kısmı kadar İngilizceydi. Hem burada cemaat içerisinde Türkçe bilmeyenler de var. Onlar için, birebir vakitte dünyaya bildiri verdik. Dünya hepimiz içindir ve hepimize kâfi. Kimse kimsenin hakkına el uzatmasın. Şayet o denli olursa savaşlar olmaz, bayanlar, çocuklar saf beşerler yurtlarından, yuvalarından sürülüp öteki diyarlara gitmek zorunda kalmazlar, cümlelerinden oluşan kıymetli bir bildiri idi. Bayram alışılmış ülkemiz için, Müslümanlar için olduğu kadar bütün beşerler için de sevgi günleridir, barış günleridir. ötürüsıyla yalnızca milletimize değil, bütün insanlığa seslenmek, bütün insanlığa bildiriler vermek gerekiyor. İngilizce kısmında hiç şayet olmazsa bir paragraf olarak öne çıkan iletileri vermek istedik.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.