HAK-İŞ’ten hükümete davet
Mehmet UZEL (ANKARA İGFA)
Başlayacak olan minimum fiyat tespit çalışmaları öncesinde Özçelik-İş Sendikası Genel Lideri Yunus Değirmenci’den minimum fiyat artışına ait bir açıklama geldi.
Son senelerda yapılan fiyat artışlarının hayat pahalılığına tahlil olamadığının altını çizen Değirmenci, “Milyonlarca çalışanın gözü, kulağı hükümetten ve patronlardan gelecek adaletli bir artırım oranında. Yapılacak artırımda evvela çalışanların memnuniyeti göz önüne alınmalıdır. Öte yandan yalnızca beklediğimiz seviyede fiyat artışı yapmak da yetmiyor. Örneğin, geride bıraktığımız Temmuz ayında minimum fiyata, rutin uygulamanın dışına çıkılarak yüzde 30 oranında ek bir artırım yapılmıştı. O periyot, minimum fiyat 4 bin 253 liradan 5 bin 500 liraya çıktı. Günün şartlarında toplumun tüm kesitleri tarafınca bu artış memnuniyetle karşılanmıştı. Ancak çalışanlar ismine sevincimiz maalesef hayli kısa sürdü. Taban fiyata gelen artırım, market reyonlarında, giysi mağazalarında, kırtasiye raflarında, kira ve faturalar girdabında çabucak eriyip gitti. Bu niçinle diyoruz ki, taban fiyata önemli bir artış yapmanın yanında, enflasyon canavarını da frenleyecek, fahiş artırımların önüne geçecek bir seferberlik haline geçilmeli ki, minimum fiyata yapılacak artırımın bir manası olsun” sözlerini kullandı.
“HAKKIMIZ OLAN VERİLSİN YETER”
“Yatırımcılar, patronlar piyasa şartları niçiniyle ne vakit dara düşse, emekçi bugüne kadar fedakârlıktan hiç bir vakit kaçmamıştır. Artık sıra işverenlerdedir” diyen Değirmenci, “Bugün ülkemizde dönen çarkların, tüten fabrika bacalarının en esas ögesi çalışanlardır. Çalışanlar işyerlerini ve ötürüsıyla patronları ayakta tutmakla kalmamış, bu ülkeye katma paha sağlamıştır. Çalışanların tüm bu özveri ve fedakarlığı artık karşılık bulmalıdır. Minimum fiyatta Türkiye’nin geçim şartları, hayat standardı göz önünde bulundurularak bir artırım oranı belirlenip, ortak bir mutabakatla imza altına alınmalıdır. Çalışanlara yalnızca alınterinin karşılığını adaletli bir biçimde verilsin yeter” diyerek taban fiyata önemli bir artırım yapılmasını istedi.
Taban Fiyat Tespit Komitesinin bugünkü işleyişindeki ve yapısındaki yanlışlıklara da vurgu yapan Değirmenci, “Türkiye’nin en büyük toplu iş kontratı niteliği taşıyan bir yapının içerisinde yalnızca bir personel konfederasyonun olması bize bakılırsa kâfi değildir. Bu masada minimum fiyat artışından etkilenecek olan herkesi temsilen birileri olmalıdır” diyerek kurulun yapısına ait düzenlemeye gidilmesinin fazlaca daha verimli sonuçlar doğuracağının altını çizdi.
“VERGİLİ DİLİMİ YÜZDE 10’A SABİTLENMELİDİR”
Öte yandan çalışanların maaşlarındaki vergi yükünün yüküne da dikkat çeken Değirmenci, “2022 yılının başında çalışanların aldığı maaş ile Aralık ayı itibariyle aldıkları maaş içinde vergi dilimi uygulaması niçiniyle önemli farklar ve kayıplar var. Tüm çalışanlar bu vergi yükünün altında ezilmektedir. Bizlerin toplu iş kontrat masalarında elde ettiği fiyat artışları vergi dilimi uygulaması niçiniyle eriyip gitmektedir. Bu niçinle en azından devam eden hayat pahalılığı sona erene kadar vergi dilimi yüzde 10’a sabitlenmelidir. daha sonrasında da adaletli ve hakkaniyetli bir vergi dilimi uygulaması hayata geçirilmelidir” diyerek hükümete davette bulundu.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Mehmet UZEL (ANKARA İGFA)
Başlayacak olan minimum fiyat tespit çalışmaları öncesinde Özçelik-İş Sendikası Genel Lideri Yunus Değirmenci’den minimum fiyat artışına ait bir açıklama geldi.
Son senelerda yapılan fiyat artışlarının hayat pahalılığına tahlil olamadığının altını çizen Değirmenci, “Milyonlarca çalışanın gözü, kulağı hükümetten ve patronlardan gelecek adaletli bir artırım oranında. Yapılacak artırımda evvela çalışanların memnuniyeti göz önüne alınmalıdır. Öte yandan yalnızca beklediğimiz seviyede fiyat artışı yapmak da yetmiyor. Örneğin, geride bıraktığımız Temmuz ayında minimum fiyata, rutin uygulamanın dışına çıkılarak yüzde 30 oranında ek bir artırım yapılmıştı. O periyot, minimum fiyat 4 bin 253 liradan 5 bin 500 liraya çıktı. Günün şartlarında toplumun tüm kesitleri tarafınca bu artış memnuniyetle karşılanmıştı. Ancak çalışanlar ismine sevincimiz maalesef hayli kısa sürdü. Taban fiyata gelen artırım, market reyonlarında, giysi mağazalarında, kırtasiye raflarında, kira ve faturalar girdabında çabucak eriyip gitti. Bu niçinle diyoruz ki, taban fiyata önemli bir artış yapmanın yanında, enflasyon canavarını da frenleyecek, fahiş artırımların önüne geçecek bir seferberlik haline geçilmeli ki, minimum fiyata yapılacak artırımın bir manası olsun” sözlerini kullandı.
“HAKKIMIZ OLAN VERİLSİN YETER”
“Yatırımcılar, patronlar piyasa şartları niçiniyle ne vakit dara düşse, emekçi bugüne kadar fedakârlıktan hiç bir vakit kaçmamıştır. Artık sıra işverenlerdedir” diyen Değirmenci, “Bugün ülkemizde dönen çarkların, tüten fabrika bacalarının en esas ögesi çalışanlardır. Çalışanlar işyerlerini ve ötürüsıyla patronları ayakta tutmakla kalmamış, bu ülkeye katma paha sağlamıştır. Çalışanların tüm bu özveri ve fedakarlığı artık karşılık bulmalıdır. Minimum fiyatta Türkiye’nin geçim şartları, hayat standardı göz önünde bulundurularak bir artırım oranı belirlenip, ortak bir mutabakatla imza altına alınmalıdır. Çalışanlara yalnızca alınterinin karşılığını adaletli bir biçimde verilsin yeter” diyerek taban fiyata önemli bir artırım yapılmasını istedi.
Taban Fiyat Tespit Komitesinin bugünkü işleyişindeki ve yapısındaki yanlışlıklara da vurgu yapan Değirmenci, “Türkiye’nin en büyük toplu iş kontratı niteliği taşıyan bir yapının içerisinde yalnızca bir personel konfederasyonun olması bize bakılırsa kâfi değildir. Bu masada minimum fiyat artışından etkilenecek olan herkesi temsilen birileri olmalıdır” diyerek kurulun yapısına ait düzenlemeye gidilmesinin fazlaca daha verimli sonuçlar doğuracağının altını çizdi.
“VERGİLİ DİLİMİ YÜZDE 10’A SABİTLENMELİDİR”
Öte yandan çalışanların maaşlarındaki vergi yükünün yüküne da dikkat çeken Değirmenci, “2022 yılının başında çalışanların aldığı maaş ile Aralık ayı itibariyle aldıkları maaş içinde vergi dilimi uygulaması niçiniyle önemli farklar ve kayıplar var. Tüm çalışanlar bu vergi yükünün altında ezilmektedir. Bizlerin toplu iş kontrat masalarında elde ettiği fiyat artışları vergi dilimi uygulaması niçiniyle eriyip gitmektedir. Bu niçinle en azından devam eden hayat pahalılığı sona erene kadar vergi dilimi yüzde 10’a sabitlenmelidir. daha sonrasında da adaletli ve hakkaniyetli bir vergi dilimi uygulaması hayata geçirilmelidir” diyerek hükümete davette bulundu.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.