Hangi Durumlarda Arabuluculuk Zorunlu ?

starabla

Global Mod
Global Mod
Hangi Durumlarda Arabuluculuk Zorunlu?

Arabuluculuk, taraflar arasında anlaşmazlıkların çözülmesi için başvurulan alternatif bir çözüm yöntemidir. Birçok hukuki ve ticari anlaşmazlık, mahkeme yerine arabuluculuk ile çözülmeye çalışılabilir. Türkiye'de arabuluculuk, yargı yükünü hafifletmek, taraflar arasında daha hızlı ve daha az maliyetli çözüm sağlamak amacıyla hukuki bir araç olarak kullanılır. Ancak, her durum için arabuluculuk zorunlu değildir. Bu makalede, arabuluculuğun hangi durumlarda zorunlu hale geldiği üzerinde durulacaktır.

Arabuluculuk Nedir?

Arabuluculuk, taraflar arasında çıkan bir anlaşmazlığın çözülmesi için tarafsız bir arabulucu tarafından yönlendirilen ve tarafların kendilerinin çözüm bulmalarını amaçlayan bir süreçtir. Arabuluculuk, resmi bir mahkeme süreci değildir, ancak bazı durumlarda taraflar arabuluculuğa başvurmak zorunda kalabilirler. Arabulucu, tarafların isteği doğrultusunda anlaşmazlığın çözülmesine yardımcı olur, ancak karar verici değildir. Taraflar, arabuluculuğun sonucunda anlaşamazsa, mahkemeye başvurabilirler.

Hangi Durumlarda Arabuluculuk Zorunlu Hale Gelir?

Türk hukukunda, arabuluculuk zorunluluğu, belirli dava türlerinde uygulanmaktadır. Arabuluculuğun zorunlu olduğu durumlar, genellikle daha hızlı ve daha düşük maliyetli bir çözüm sağlamak amacıyla yasalarla belirlenmiştir. Bu durumlar aşağıda sıralanmıştır.

1. Ticari Davalar ve İş Hukuku Davaları

Türk Hukukunda arabuluculuk, özellikle ticari davalar ve iş hukuku davalarında zorunlu hale gelmiştir. İş hukuku çerçevesinde işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklar, tarafların arabulucuya başvurması ile çözülmeye çalışılabilir. 2018 yılında çıkarılan 7101 sayılı Kanun ile işçi-işveren arasındaki alacak davalarında arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir. Bu tür uyuşmazlıklar, arabuluculuk sürecine başlamadan önce mahkemeye başvurulamaz. Taraflar arasında anlaşmazlık durumunda, arabulucunun önerileri doğrultusunda çözüm aranır.

2. Aile Hukuku Davaları

Aile hukuku, boşanma, nafaka, mal paylaşımı, çocukların velayeti gibi konuları kapsar. Aile içindeki anlaşmazlıkların mahkemeye taşınmadan önce çözülmesi, hem taraflar hem de toplum için daha sağlıklı bir çözüm olabilir. 2017 yılında yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanun ile, boşanma davalarında, özellikle mal paylaşımı ve çocukların velayeti gibi konularda, arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir. Taraflar, dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Ancak, taraflardan birinin arabuluculuğa başvurmaması halinde dava açılabilir.

3. Ticaret ve Tüketici Anlaşmazlıkları

Tüketicilerin, satıcılar veya hizmet sağlayıcılar ile yaşadığı anlaşmazlıklar da arabuluculuğa tabi tutulabilir. Türk hukukunda, özellikle tüketici hakları konusunda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da yapılan düzenlemelerle, tüketicilerin uğradığı zararların giderilmesi için arabuluculuk yöntemi kullanılabilir. Bununla birlikte, ticaret hayatındaki bazı ticari uyuşmazlıklar da benzer şekilde arabuluculuk yoluyla çözülebilir.

4. İş Kazası ve Meslek Hastalığı Davaları

İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu meydana gelen davalar, çalışanlar ile işverenler arasında sıklıkla çıkan anlaşmazlıkları kapsar. İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle açılan tazminat davalarında da arabuluculuk uygulanması gerektiği durumlar olabilir. 7036 sayılı Kanun’a göre, iş kazası ve meslek hastalığına dayalı tazminat davalarında da arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir.

5. İcra ve İflas Takipleri

İcra ve iflas takibine ilişkin uyuşmazlıklar da arabuluculuk ile çözülebilir. Alacaklılar ile borçlular arasında bir ödeme planı oluşturulması gerektiğinde, arabuluculuk süreci devreye girebilir. İcra ve iflas dairesinde başlatılan takiplerde, tarafların anlaşmazlıkları çözme adına bir arabulucuya başvurması gerekir. Bu tür anlaşmazlıkların çözülmesi için arabuluculuk, daha hızlı ve daha düşük maliyetli bir yöntem olarak görülmektedir.

Arabuluculuğa Başvurulması Gereken Durumlarda Tarafların Yükümlülükleri Nelerdir?

Arabuluculuğa başvuru zorunlu hale geldiğinde, taraflar sürece dahil olmak zorundadırlar. Taraflardan biri arabuluculuk sürecine katılmadığı takdirde, ilgili dava açılabilir ve bu durum mahkeme tarafından değerlendirilir. Tarafların arabuluculuk sürecinde dürüst ve yapıcı bir şekilde görüşmeleri, sürecin başarılı olabilmesi açısından önemlidir. Ayrıca, arabuluculuğun başarısız olması durumunda, taraflar mahkemeye başvurma hakkını saklı tutar.

Arabuluculuk Zorunlu Olan Durumlar Haricinde, Hangi Durumlarda Gönüllü Arabuluculuk Uygulanabilir?

Her ne kadar arabuluculuk, belirli davalarda zorunlu hale gelse de, bazı durumlarda taraflar gönüllü olarak da arabuluculuğa başvurabilirler. Gönüllü arabuluculuk, tarafların anlaşmazlıklarını çözmek istemesi halinde devreye girer. Bu durumda taraflar, bir arabulucuya başvurmakta serbesttirler. Gönüllü arabuluculuk, özellikle ticaret hayatında ve aile içi anlaşmazlıklarda sıkça başvurulan bir çözüm yoludur. Taraflar, bu süreçte bir arabulucuya başvurduktan sonra anlaşmazlıklarını çözme yönünde adımlar atabilirler.

Sonuç ve Değerlendirme

Arabuluculuk, hem mahkeme yükünü azaltmak hem de taraflar arasında daha hızlı ve maliyet etkin çözümler sağlamak amacıyla önemli bir hukuki araçtır. Türkiye’de, özellikle iş hukuku, aile hukuku ve ticaretle ilgili davalarda arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir. Zorunlu arabuluculuk, tarafların daha hızlı çözüm bulmalarına olanak tanırken, arabuluculuk sürecinde tarafların aktif katılımı büyük önem taşır. Arabuluculuk zorunlu olduğu durumlarda, taraflar sürece katılmak zorundadır. Bununla birlikte, gönüllü arabuluculuk, daha esnek bir çözüm yöntemi sunar ve anlaşmazlıkların çözülmesinde önemli bir rol oynar.