İçişleri Bakanı Soylu: Bu iftiranın sahipleri bunları o mahkemede anlatacaklar
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucuyla ilgili tezlerine ait “Geleneksel bir iftira ve palavra siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu tabir etmeliyim.” dedi.
Soylu, TV100 kanalında canlı yayınlanan programda gündemi kıymetlendirdi, soruları yanıtladı.
Bu yılı “Afet Tatbikat Yılı” ilan ettiklerini anımsatan Soylu, 12 Kasım’da yapılacak sarsıntı tatbikatına ait “Her türlü taarruza karşı aslında Türkiye’nin hazırlıklı olmasını ortaya koyan bir tatbikattır.” dedi.
Tatbikatta insansız hava araçlarının da kullanılacağını belirten Soylu, tatbikat sırasında TRT’de altyazı, radyolarda ise anonsla tatbikat yapıldığı bilgisinin paylaşılacağını söylemiş oldu.
Soylu, geçen yaz aylarındaki orman yangınları sırasında kullanılan kolluk kuvvetlerinin envanterindeki 18 adet Mi-17 helikopterinden 4’üne gece görüş imkan ve kabiliyeti kazandırdıklarını, Nisan 2023’e kadar başkalarına de bu özelliğin kazandırılacağını bildirdi.
– Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu iddiaları
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu ve mafya kümeleriyle ilgili argümanları konusundaki soru üzerine Soylu, “Ana muhalefet başkanı maalesef hezeyanlar içerisinde. Her daim bu tip argümanlar ortaya koyuyor. Altı boş, rastgele bir tutarlılığı, desteği olmayan ve bir hadiseden mülhem, yani neşet eden hadiseleri güya bütün her şey onun içerisindeymiş üzere anlatmaya çalışan, siyasetini iftira ve palavraya dayandıran bir anlayışı kelam konusu. Yalnızca o değil, kendi arkadaşları da o denli. Yani klâsik bir iftira ve palavra siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu tabir etmeliyim.” karşılığını verdi.
ABD ve Avrupa’nın, Türkiye hududunda, Hakurk’tan Afrin’e kadar terör koridoru kurmak ve PKK/PYD’yi buranın hakimi yapmak istediğini söz eden Soylu, Türkiye’nin de düzenlediği harekatlarla buna müsaade etmediğini söylemiş oldu.
Türkiye’nin terörle uğraşının yurt ortasında de sürdüğünü lisana getiren Soylu, “2015 yılında 5 bin 558 kişi dağa çıktı. Şu anda yıllık 50 düzeyinde bunlar. Bu yok demektir. Yani 100’ün altı yok demektir, yok kararındadır.” dedi.
Yurt ortasındaki terörist sayısının 120’nin altında olduğunu belirten Soylu, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyet’in ikinci asrına geçerken Türkiye içerisinde kırsalda bir tek teröristin kalmayacağını söylemiş oldu.
Soylu, devam eden Eren-Abluka Kış Operasyonları sırasında dün Bitlis Sehi ormanları bölgesinde terör örgütü PKK’lı teröristlerce kullanılan 3 mağara tespit edildiğini ve buralardaki aramalarda, epey sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiğini anlattı.
Teröristlerin Türkiye’deki hayat mühletinin 2 yıl olduğunu kaydeden Soylu, bunun farkında olan teröristlerin Türkiye’ye gelmek istemediğini lisana getirdi.
– “Terör örgütü kendini koruma edebilmek için kimyasal silah palavrasını uydurmuştur”
Türkiye’nin terörle gayretinde birtakım tezlerle karşılaşıldığını belirten Soylu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) operasyonlarda kimyasal silah kullandığı savlarının 1996’da başladığına işaret etti.
Soylu, şöyleki devam etti:
“17 Nisan 2022’de Zap’ta, ki Zap hayli kıymetli bir yerdir, TSK büyük bir muvaffakiyetin altına imza atmaktadır. Zap demek, terör örgütü PKK’nın kalbi demektir, Türkiye’ye en yakın fonksiyonel noktasıdır, hem transfer noktasıdır hem eğitim noktasıdır hem kalış noktasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti aldığı kararla oraya operasyon düzenlemiştir. Bu operasyonun ismi Pençe-Kilit Operasyonu’dur. Bu operasyonu akamete uğratabilecek için ve terör örgütü kendini koruma edebilmek için kimyasal silah palavrasını uydurmuştur. Bu bir iftiradır. Pekala bu iftira neyin üzerinden geldi? Türk Tabipler Birliği Lideri Şebnem Korur Fincancı diye aklıönceden, bu ülkeye karşı hasımlık besleyen, diğerleriyle iş birliği içerisinde bulunan bir şahıs tarafınca geldi. Buradaki mantık şu, örgüt sıkıştı, can havliyle bağırıyor, ‘Ey Amerika, ey Amerika’nın Türkiye’deki müttefikleri, ey onların evlatları, ey besledikleri, ey Amerika’nın Türkiye’deki operasyon çocukları, ne olursunuz, bana sahip çıkın’ diyor ve ses nereden geliyor? Türk Tabipler Birliği Lideri’nden geliyor.”
Kılıçdaroğlu’nun, “Süleyman Soylu’nun fotoromanı var.” söylemiş olduğini anımsatan Soylu, “CHP-FETÖ İlişkisi-FETÖROMAN” isimli ve kırmızı kapaklı bir raporu göstererek “Bu açılacak. Hani ‘Yapanın yanına bırakmayacağız, yakasını bırakmayacağız’ diyoruz ya… Bu bir FETÖROMAN. Lakin bu gerçek bir FETÖROMAN. Yani Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile münasebetini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ alakası. Türkiye Cumhuriyeti devletini boş beleş bir devlet zanniçinler yanılırlar. Kılıçdaroğlu, SSK’daki basiretsiz ve maharetsiz yöneticiliği ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin halini karıştırmasın.” diye konuştu.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığınca hazırlanan “Gizli” ibareli, “KHK Platformları” isimli raporu da gösteren Soylu, “Devletten 127 bin kişi ihraç edildi. Bunların yüzde 85-90 ortası mahkemelerden karar giymişler. 17 bin kişi bakılırsavine iade edildi. 110 bin bireyden yüzde 85-90’ını, diyor ki ‘Ben iade edeceğim.’ Yani karşısına çıktığınız hakim, karşılaştığınız emniyet müdürü, sıkıntınızı anlatmak istediğiniz savcı, bundan daha sonra FETÖ’nün bir elemanı olarak karşınızda olacak. Söylemek istediği bu. Bu devlet çalışıyor. Bu devlet Kılıçdaroğlu’nun devleti değil, onun hayal ettiği, onun iddia ettiği bir devlet değil.” tabirlerini kullandı.
– “Bu tezlerin göbeğinde FETÖ var”
Türk hükümetlerinin uyuşturucu ticareti yapmakla suçlandığı tezlere ait geçen senelera ilişkin gazete kupürlerini gösteren Soylu, Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucuyla ilgili argümanlarına ait “Bu tezlerin göbeğinde FETÖ vardır. Hani FETÖROMAN, KHK Platformları, Amerika’nın Türkiye’ye kurduğu bir oyun ve tezgah dedim ya… FETÖ’yü yalnızca bir terör örgütü olarak görmesinler, FETÖ bir istihbarat örgütüdür. FETÖ, Amerika’nın istihbarat aparatıdır. Çok net ve açık.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu tezlerin TSK, jandarma, emniyet ve kıyı güvenlik teşkilatlarını itibarsızlaştırma maksadı taşıdığını tabir eden Soylu, bu aklın, “ABD aklı” olduğunu söylemiş oldu.
ABD’nin Türk siyasetine tesirlerine ait geçmişten örnekler veren Soylu, “Türkiye vesayetleri kaldırırken bir Amerikan vesayeti kaldırıyor aslında. Bunu dillendirmek lazım. 1982 Anayasası’nın ardında Amerika vardır, Amerika’nın aklı vardır. Bu çaba onun uğraşıdır.” dedi.
“Türkiye’de bu vesayet ne kadar devam eder?” sorusuna Soylu, “Bu anayasa kaldıkça devam eder.” cevabını verdi.
Cumhur İttifakı’nın anayasa değişikliği isteğinin temelinde de bunun olduğunu, 1982 Anayasası’nın Türk milletine ilişkin bir anayasa olmadığını tabir eden Soylu, milletin öz bedelleriyle bütünleşmiş bir anayasa arayışında olduklarını lisana getirdi.
– “Devletin kurumlarını suça bulaşmış olarak nitelendirmenin hukukî karşılığı olacak”
Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu argümanlarıyla ilgili kendisinin, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu hata duyurularından nasıl bir sonuç beklediğine ait soruya Soylu, “Bir iftirayla karşı karşıyayız ve bu iftiranın sahipleri bunları ispat etmek ve kanıtlamak zorundadır. Bu iftiranın sahipleri bunları o mahkemede anlatacaklar. Yanında ne olduğu muhakkak olmayan birisiyle çıkıp, CHP’de onun için neler söylemiş olduklerini de hepimiz biliyoruz, bir kıymetlendirme yapıp, devletin kurumlarını ilzam etmek, aşağılamak, iftira etmek ve onları suça bulaşmış olarak nitelendirmenin olağan olarak ki hukukî karşılığı olacaktır. O denli kolay bir iş değil. O denli Amerika’dan, sağdan, soldan üflemelerle bu iş Türkiye’de karşılık bulmaz.” cevabını verdi.
Soylu “Duruşmalara gidecek misiniz?” sorusunu ise “Çok gitmek isterim. Gideceğim olağan. Niçin gitmeyeyim? Karşı karşıya kalacağız.” biçiminde yanıtladı.
(Sürecek)
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucuyla ilgili tezlerine ait “Geleneksel bir iftira ve palavra siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu tabir etmeliyim.” dedi.
Soylu, TV100 kanalında canlı yayınlanan programda gündemi kıymetlendirdi, soruları yanıtladı.
Bu yılı “Afet Tatbikat Yılı” ilan ettiklerini anımsatan Soylu, 12 Kasım’da yapılacak sarsıntı tatbikatına ait “Her türlü taarruza karşı aslında Türkiye’nin hazırlıklı olmasını ortaya koyan bir tatbikattır.” dedi.
Tatbikatta insansız hava araçlarının da kullanılacağını belirten Soylu, tatbikat sırasında TRT’de altyazı, radyolarda ise anonsla tatbikat yapıldığı bilgisinin paylaşılacağını söylemiş oldu.
Soylu, geçen yaz aylarındaki orman yangınları sırasında kullanılan kolluk kuvvetlerinin envanterindeki 18 adet Mi-17 helikopterinden 4’üne gece görüş imkan ve kabiliyeti kazandırdıklarını, Nisan 2023’e kadar başkalarına de bu özelliğin kazandırılacağını bildirdi.
– Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu iddiaları
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu ve mafya kümeleriyle ilgili argümanları konusundaki soru üzerine Soylu, “Ana muhalefet başkanı maalesef hezeyanlar içerisinde. Her daim bu tip argümanlar ortaya koyuyor. Altı boş, rastgele bir tutarlılığı, desteği olmayan ve bir hadiseden mülhem, yani neşet eden hadiseleri güya bütün her şey onun içerisindeymiş üzere anlatmaya çalışan, siyasetini iftira ve palavraya dayandıran bir anlayışı kelam konusu. Yalnızca o değil, kendi arkadaşları da o denli. Yani klâsik bir iftira ve palavra siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu tabir etmeliyim.” karşılığını verdi.
ABD ve Avrupa’nın, Türkiye hududunda, Hakurk’tan Afrin’e kadar terör koridoru kurmak ve PKK/PYD’yi buranın hakimi yapmak istediğini söz eden Soylu, Türkiye’nin de düzenlediği harekatlarla buna müsaade etmediğini söylemiş oldu.
Türkiye’nin terörle uğraşının yurt ortasında de sürdüğünü lisana getiren Soylu, “2015 yılında 5 bin 558 kişi dağa çıktı. Şu anda yıllık 50 düzeyinde bunlar. Bu yok demektir. Yani 100’ün altı yok demektir, yok kararındadır.” dedi.
Yurt ortasındaki terörist sayısının 120’nin altında olduğunu belirten Soylu, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyet’in ikinci asrına geçerken Türkiye içerisinde kırsalda bir tek teröristin kalmayacağını söylemiş oldu.
Soylu, devam eden Eren-Abluka Kış Operasyonları sırasında dün Bitlis Sehi ormanları bölgesinde terör örgütü PKK’lı teröristlerce kullanılan 3 mağara tespit edildiğini ve buralardaki aramalarda, epey sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiğini anlattı.
Teröristlerin Türkiye’deki hayat mühletinin 2 yıl olduğunu kaydeden Soylu, bunun farkında olan teröristlerin Türkiye’ye gelmek istemediğini lisana getirdi.
– “Terör örgütü kendini koruma edebilmek için kimyasal silah palavrasını uydurmuştur”
Türkiye’nin terörle gayretinde birtakım tezlerle karşılaşıldığını belirten Soylu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) operasyonlarda kimyasal silah kullandığı savlarının 1996’da başladığına işaret etti.
Soylu, şöyleki devam etti:
“17 Nisan 2022’de Zap’ta, ki Zap hayli kıymetli bir yerdir, TSK büyük bir muvaffakiyetin altına imza atmaktadır. Zap demek, terör örgütü PKK’nın kalbi demektir, Türkiye’ye en yakın fonksiyonel noktasıdır, hem transfer noktasıdır hem eğitim noktasıdır hem kalış noktasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti aldığı kararla oraya operasyon düzenlemiştir. Bu operasyonun ismi Pençe-Kilit Operasyonu’dur. Bu operasyonu akamete uğratabilecek için ve terör örgütü kendini koruma edebilmek için kimyasal silah palavrasını uydurmuştur. Bu bir iftiradır. Pekala bu iftira neyin üzerinden geldi? Türk Tabipler Birliği Lideri Şebnem Korur Fincancı diye aklıönceden, bu ülkeye karşı hasımlık besleyen, diğerleriyle iş birliği içerisinde bulunan bir şahıs tarafınca geldi. Buradaki mantık şu, örgüt sıkıştı, can havliyle bağırıyor, ‘Ey Amerika, ey Amerika’nın Türkiye’deki müttefikleri, ey onların evlatları, ey besledikleri, ey Amerika’nın Türkiye’deki operasyon çocukları, ne olursunuz, bana sahip çıkın’ diyor ve ses nereden geliyor? Türk Tabipler Birliği Lideri’nden geliyor.”
Kılıçdaroğlu’nun, “Süleyman Soylu’nun fotoromanı var.” söylemiş olduğini anımsatan Soylu, “CHP-FETÖ İlişkisi-FETÖROMAN” isimli ve kırmızı kapaklı bir raporu göstererek “Bu açılacak. Hani ‘Yapanın yanına bırakmayacağız, yakasını bırakmayacağız’ diyoruz ya… Bu bir FETÖROMAN. Lakin bu gerçek bir FETÖROMAN. Yani Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile münasebetini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ alakası. Türkiye Cumhuriyeti devletini boş beleş bir devlet zanniçinler yanılırlar. Kılıçdaroğlu, SSK’daki basiretsiz ve maharetsiz yöneticiliği ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin halini karıştırmasın.” diye konuştu.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığınca hazırlanan “Gizli” ibareli, “KHK Platformları” isimli raporu da gösteren Soylu, “Devletten 127 bin kişi ihraç edildi. Bunların yüzde 85-90 ortası mahkemelerden karar giymişler. 17 bin kişi bakılırsavine iade edildi. 110 bin bireyden yüzde 85-90’ını, diyor ki ‘Ben iade edeceğim.’ Yani karşısına çıktığınız hakim, karşılaştığınız emniyet müdürü, sıkıntınızı anlatmak istediğiniz savcı, bundan daha sonra FETÖ’nün bir elemanı olarak karşınızda olacak. Söylemek istediği bu. Bu devlet çalışıyor. Bu devlet Kılıçdaroğlu’nun devleti değil, onun hayal ettiği, onun iddia ettiği bir devlet değil.” tabirlerini kullandı.
– “Bu tezlerin göbeğinde FETÖ var”
Türk hükümetlerinin uyuşturucu ticareti yapmakla suçlandığı tezlere ait geçen senelera ilişkin gazete kupürlerini gösteren Soylu, Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucuyla ilgili argümanlarına ait “Bu tezlerin göbeğinde FETÖ vardır. Hani FETÖROMAN, KHK Platformları, Amerika’nın Türkiye’ye kurduğu bir oyun ve tezgah dedim ya… FETÖ’yü yalnızca bir terör örgütü olarak görmesinler, FETÖ bir istihbarat örgütüdür. FETÖ, Amerika’nın istihbarat aparatıdır. Çok net ve açık.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu tezlerin TSK, jandarma, emniyet ve kıyı güvenlik teşkilatlarını itibarsızlaştırma maksadı taşıdığını tabir eden Soylu, bu aklın, “ABD aklı” olduğunu söylemiş oldu.
ABD’nin Türk siyasetine tesirlerine ait geçmişten örnekler veren Soylu, “Türkiye vesayetleri kaldırırken bir Amerikan vesayeti kaldırıyor aslında. Bunu dillendirmek lazım. 1982 Anayasası’nın ardında Amerika vardır, Amerika’nın aklı vardır. Bu çaba onun uğraşıdır.” dedi.
“Türkiye’de bu vesayet ne kadar devam eder?” sorusuna Soylu, “Bu anayasa kaldıkça devam eder.” cevabını verdi.
Cumhur İttifakı’nın anayasa değişikliği isteğinin temelinde de bunun olduğunu, 1982 Anayasası’nın Türk milletine ilişkin bir anayasa olmadığını tabir eden Soylu, milletin öz bedelleriyle bütünleşmiş bir anayasa arayışında olduklarını lisana getirdi.
– “Devletin kurumlarını suça bulaşmış olarak nitelendirmenin hukukî karşılığı olacak”
Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu argümanlarıyla ilgili kendisinin, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu hata duyurularından nasıl bir sonuç beklediğine ait soruya Soylu, “Bir iftirayla karşı karşıyayız ve bu iftiranın sahipleri bunları ispat etmek ve kanıtlamak zorundadır. Bu iftiranın sahipleri bunları o mahkemede anlatacaklar. Yanında ne olduğu muhakkak olmayan birisiyle çıkıp, CHP’de onun için neler söylemiş olduklerini de hepimiz biliyoruz, bir kıymetlendirme yapıp, devletin kurumlarını ilzam etmek, aşağılamak, iftira etmek ve onları suça bulaşmış olarak nitelendirmenin olağan olarak ki hukukî karşılığı olacaktır. O denli kolay bir iş değil. O denli Amerika’dan, sağdan, soldan üflemelerle bu iş Türkiye’de karşılık bulmaz.” cevabını verdi.
Soylu “Duruşmalara gidecek misiniz?” sorusunu ise “Çok gitmek isterim. Gideceğim olağan. Niçin gitmeyeyim? Karşı karşıya kalacağız.” biçiminde yanıtladı.
(Sürecek)
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.