Kılıçdaroğlu: Çiftçiye KDV’siz ve ÖTV’siz mazot verilecek
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin süratle büyümesi, kalkınması lazım. Bölgesinde lider, kuvvetli, kelamı dinlenen bir ülke olması lazım. Şayet bunu yapamazsak meselelerimizi çözemeyiz. Önder olmanın yolu üretmekten, kişi başına ulusal geliri artırmaktan, istihdam yaratmaktan geçer.” dedi.
Kılıçdaroğlu, kentteki bir düğün salonunda kanaat başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla buluşmasında, ülkede giderek artan sıkıntılar olduğunu savundu.
Gençlerin iş bulamadığını belirten Kılıçdaroğlu, “bu biçimde bir çıkışa muhtaçlığımız var. Var olan meseleleri çözmeye gereksinimimiz var. Bunu çözmek için de hakikaten ülkeye hizmet etmeyi her şeyin önüne taşıyan bir siyasal anlayışa muhtaçlığımız var. Yani cebini doldurmak için iktidar olmaya değil, halkın cebi dolsun diye çaba eden insanlara gereksinimimiz var.” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına kuvvetli bir iradeyle çıkılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin süratle büyümesi, kalkınması lazım. Bölgesinde başkan, kuvvetli, kelamı dinlenen bir ülke olması lazım. Şayet bunu yapamazsak sıkıntılarımızı çözemeyiz. Başkan olmanın yolu üretmekten, kişi başına ulusal geliri artırmaktan, istihdam yaratmaktan geçer. Şayet milyonlarca kişi gelmiş, bizim bu kadar işsizimiz varken onlar da bizim bir biçimiyle yanımızda duruyorsa yani sığınmacılardan kelam ediyorum, yani Suriyelilerden kelam ediyorum. Onlara da aş, iş veriyoruz. Soru şu; Suriyeliler buraya niçin geldi ve Suriyeliler buradan nasıl gidecek? Bu sorunun karşılığını siyasal iktidarın, devleti yönetenlerin vermesi lazım. Bu sorunun yanıtını vermiyorsa sizin onlara artı oy verme hakkınız yoktur arkadaşlar. Bakın bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Ben kendi insanımın evvel karnını doyurmak zorundayım. Benim insanımın karnı evvel doymuş olacak. Benim beşerim evvel iş bulacak. Bu olmadığı takdirde problemimiz artar.”
– “Yüksek faiz belasından esnafı ve çiftçiyi kurtaracağız”
Kılıçdaroğlu, Osmaniye’nin fıstık üretiminde ülkede değerli pozisyonda olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin ziraî üretime daha fazla ehemmiyet vermesi gerektiğini tabir etti.
Salgının, tarımın stratejik bir kesim olduğunu gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı olarak iktidara geldiklerinde çiftçilere yönelik yapacakları çalışmaları anlattı.
CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, esnaf ve çiftçinin toplumdaki ehemmiyetini lisana getirerek, “Esnafın da ister bankalardan ister esnaf kefalet kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Bakın burada Millet İttifakı’ndan arkadaşlarım da var. CHP’nin Genel Lideri olarak da ben fazlaca açık ve net söz ediyorum; bu faiz belasından, yüksek faiz belasından esnafı ve çiftçiyi kurtaracağız.” kelamlarını sarf etti.
Romanlara bahis olan Çukurova’yı dünyanın bildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, havza bazlı üretim planlaması yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu’nun 21. unsuruna değinerek, “2006’da çıkan bir kanun. Bu yıl, yani 2022’de çiftçiye 134 milyar lira yardım yapması lazım. Kanuna nazaran yapılması lazım. Şu ana kadar yapılmadı. Yapılan 30-35 milyar lira. Yani Türkiye’de eken, üreten çiftçinin 100 milyar liralık bir alacağı var, var olan hükümetten. Kanunun 21. hususu diyor ki; ‘Çiftçiye her yıl ulusal gelirin en az yüzde 1’i oranında dayanak verilir’. Verilebilir değil, verilir diyor. Veriliyorsa vereceksin lakin vermediler. Burada önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor.” değerlendirmesinde bulundu.
– Çiftçiler için “kırmızı mazot” uygulaması
Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilere KDV’siz ve ÖTV’siz mazot dayanağı verilmesi gerektiğine işaret ederek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Çiftçiler için ‘kırmızı mazot’ uygulaması düşünüyoruz. Yani çiftçiye KDV’siz ve ÖTV’siz mazot verilecek. Diyeceksiniz ki KDV’siz ve ÖTV’siz mazot kimlere veriliyor? Yatınız var ise, hoş bir yatınız var ise, denizde hoş gezmek istiyorsanız, tatile gitmek istiyorsanız, adalara gidip gezmek istiyorsanız, komşu ülkelere gidip gezmek istiyorsanız deniz yoluyla yatınız var ise gidersiniz. Yata mazot ÖTV’siz ve KDV’siz verilir. Çiftçiye? Çiftçi herbiçimde traktörüyle gidip, turistik seyahat yapmıyor. Tarlaya gidiyor. Üretecek, ekecek. Haydi diyelim ki mazot hayli değerli oldu. Kentte yaşayan otomobiline binmez. Belediye otobüsüne, metroya biner ancak çiftçi tarlasını sürmek zorundadır. Çiftçiye ÖTV’siz ve KDV’siz mazot verilecek. ötürüsıyla çiftçi ‘kırmızı mazot’la tanışacak.”
Şanlıurfa’ya gittiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Şunu söylemiş oldum; ‘Şanlıurfa’nın Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin önümüzdeki seçimlerde, Şanlıurfa’da bütün çiftçilere elektriği ücretsiz vereceğim’. Bu kelamı verdim. Nitekim. Allah’ın güneşi ücretsiz. Yapacağınız paneller… Öbür bir şey yok. Dışarıdan gelmiyor.” diye konuştu.
Köylere yönelik çalışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, “Köylerimizde nasıl devletin bir nazaranvlisi, bir imam var ise tıpkı biçimde bütün tarım yapılan yerlerde, hayvancılık var ise veteriner, şayet toprakla uğraşılıyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak.” dedi.
– Muhtarlara yardımcı işçi önerisi
Kılıçdaroğlu, bu topraklarda yapılan birinci seçimin 1833’de Kastamonu Taşköprü ilçesinde yapılan bir muhtarlık seçimi olduğunu anımsatarak, bu sebeple muhtarların “demokrasinin temel taşı” olarak isimlendirildiğini aktardı.
Muhtarların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı:
“Halkın oyuyla gelen, seçilen muhtarın güçlendirilmesi lazım. Şayet muhtarlık kurumunu güçlendirirseniz demokrasiyi de güçlendirmiş olursunuz. Ben, ‘Muhtarlara birer yardımcı işçi vereceğim’ dediğim vakit kıyamet kopmuştu. Niçin kıyamet kopuyor? Yani muhtarın da müsaade alıp bir yere gidip bir tatil yapma talihi yok mudur? Muhtarın da en azından komşu ile yahut Ankara’ya gitme hakkı yok mudur? Yani kapattığın vakit orada birisi durmayacak mı? Bu kadar işsiz varken niçin olmasın? KPSS’ye girer, gelir bir kişi olur. Muhtar değişir, seçime girer, öteki bir muhtar gelir, bütün o bürokratik süreçleri o arkadaşımız yeni muhtara anlatır. Hem istihdam yaratıyorsunuz hem kurumsal bir yapı yapıyorsunuz. Muhtarın, muhtarlığın ayrıyeten bir bütçesinin olması lazım. Buna da dediler; ‘Efendim nasıl olur da muhtarın bir bütçesi olur?’ Niçin olmasın? Hepiniz burada oturuyorsunuz değil mi? Belediyeye emlak vergisi de ödüyorsunuz değil mi? Ödüyorsunuz. Emlak vergisi ödeyen kişi muhtarı seçiyor mu? Seçiyor. Tıpkı emlak vergisi ödeyen kişi belediye liderini seçiyor mu? Seçiyor. Emlak vergisini kim topluyor? Belediye lideri topluyor. Yüzde 1’ini muhtara verseniz ne olur? Zira, muhtar vatandaşın en rahat ulaştığı kişidir.”
– “Bayrak ve vatan bizim kırmızı çizgimizdir”
Osmaniye’nin milliyetçi hissinin hayli kuvvetli olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Aslında her birimiz milliyetçiyiz aslına bakarsanız. Bizim 6 okumuzdan biri milliyetçiliktir. Vatanı ve bayrağıyla sorunu olmayan her insanın benim başımın üstünde yeri var. Kim olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun her beşere hürmet duyarım. Kâfi ki bayrağıyla ve vatanıyla sorunu olmasın. Bayrak ve vatan bizim kırmızı çizgimizdir. İktidar olduğumuzda bu ulu ordumuzun elinden alınıp Katar’a verilen tank palet fabrikasını bir hafta ortasında alacağız ve onu yeniden ulu ordumuza vereceğiz. Bizim milliyetçiliğimiz kelamda milliyetçilik değil, özünde milliyetçiyiz, yürekten milliyetçiyiz. Sen nasıl olur da Avrupa’nın en büyük tank palet fabrikalarından birisini, pahası 20 milyar dolardır, alacaksın Katar’a vereceksin. Niçin veriyorsun? Hangi münasebetle verdin. Benim dışımda itiraz eden var mı? bu biçimde niye oy veriyorsunuz? Kusura bakmayın bu soruyu sormak zorundayım. Niçin oy veriyorsunuz?”
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında bütün askeri hastaneleri bir daha orduya vereceklerini belirterek, “Şu soruyu sorun; ‘Hangi münasebetle ordunun elinden hastaneler alındı’. Bana çıkıp bir Allah’ın kulu söylesin. Ben bugüne kadar bu soruyu tekraren sordum. Karşılığını alamadım. Sorun, buraya milletvekili geliyor. ‘Arkadaşlar bu hastaneleri niçin kapattınız’, ‘Niye ordunun elinden aldınız’.” dedi.
Suriye tezkeresine “hayır” deme niçinlerini aktaran Kılıçdaroğlu, şu biçimde devam etti:
“Size gelir derler büyük ihtimalle aslına bakarsanız, ‘bunlar terör örgütüyle birlikteler o niçinle terör örgütünü destekliyorlar, o niçinle bu tezkereye hayır dediler’. Size gerçeği söyleyeyim, kendi topraklarında yabancı bir askerin postalını isteyen bir arkadaşımız var mı? Yok. Biz de istemedik o niçinle ‘hayır’ dedik. Terörle çaba konusunda hükümet isterse Cumhurbaşkanlığı isterse yabancı askerleri davet edebilir. Ne demek yabancı askerleri davet edelim? Sordum. Hem Sayın Bahçeli’ye sordum hem Sayın Erdoğan’a sordum. Hangi yabancı ülkenin askerini terörle gayret konusunda Türkiye’ye davet edeceğiz? Şu ana kadar hiç bir yanıt yok.”
– “Ülkenin gençleri umutsuz”
Teknoloji ve katma kıymetli eser üretimine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, yeni bir iktisat anlayışına, siyasete ve endüstrileşmeye muhtaçlık olduğunu lisana getirdi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının akabinde soru alacağını, iştirakçilerin sorularını rahatlıkla sorabileceğini, tüm sorulara açık ve net yanıt vereceğini aktardı.
“Ülkenin gençleri umutsuz” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
“Niye umutsuz? Herkes yurt dışına gitmek istiyor. Niçin yurt dışına gitmek istiyor? Dünyanın bir numaralı üniversitesine gittim. MIT’e, Amerika’da. Orada fazlaca sayıda bizim bilim insanı hocalarımız var. Orada çalışıyorlar. Kimileri Türkiye’den ayrılmış gitmiş oraya. Yeni buluşlara imza atıyorlar. ötürüsıyla size büyük vazife düşüyor seçimlerde. Yalnızca bir şey istiyorum; sandığa gittiğiniz vakit elinizi vicdanınıza koyup, vicdanınızın sesini dinleyin. daha sonrasında oy kullanın. Bakın ‘İlla gelin CHP’ye verin’ demiyorum. Vicdanınızın sesini, ülkenizi, evlatlarınızı düşünün. daha sonrasında gidin hangi partiye istiyorsanız oy kullanın.”
Toplantı, basına kapalı devam etti.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin süratle büyümesi, kalkınması lazım. Bölgesinde lider, kuvvetli, kelamı dinlenen bir ülke olması lazım. Şayet bunu yapamazsak meselelerimizi çözemeyiz. Önder olmanın yolu üretmekten, kişi başına ulusal geliri artırmaktan, istihdam yaratmaktan geçer.” dedi.
Kılıçdaroğlu, kentteki bir düğün salonunda kanaat başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla buluşmasında, ülkede giderek artan sıkıntılar olduğunu savundu.
Gençlerin iş bulamadığını belirten Kılıçdaroğlu, “bu biçimde bir çıkışa muhtaçlığımız var. Var olan meseleleri çözmeye gereksinimimiz var. Bunu çözmek için de hakikaten ülkeye hizmet etmeyi her şeyin önüne taşıyan bir siyasal anlayışa muhtaçlığımız var. Yani cebini doldurmak için iktidar olmaya değil, halkın cebi dolsun diye çaba eden insanlara gereksinimimiz var.” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına kuvvetli bir iradeyle çıkılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin süratle büyümesi, kalkınması lazım. Bölgesinde başkan, kuvvetli, kelamı dinlenen bir ülke olması lazım. Şayet bunu yapamazsak sıkıntılarımızı çözemeyiz. Başkan olmanın yolu üretmekten, kişi başına ulusal geliri artırmaktan, istihdam yaratmaktan geçer. Şayet milyonlarca kişi gelmiş, bizim bu kadar işsizimiz varken onlar da bizim bir biçimiyle yanımızda duruyorsa yani sığınmacılardan kelam ediyorum, yani Suriyelilerden kelam ediyorum. Onlara da aş, iş veriyoruz. Soru şu; Suriyeliler buraya niçin geldi ve Suriyeliler buradan nasıl gidecek? Bu sorunun karşılığını siyasal iktidarın, devleti yönetenlerin vermesi lazım. Bu sorunun yanıtını vermiyorsa sizin onlara artı oy verme hakkınız yoktur arkadaşlar. Bakın bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Ben kendi insanımın evvel karnını doyurmak zorundayım. Benim insanımın karnı evvel doymuş olacak. Benim beşerim evvel iş bulacak. Bu olmadığı takdirde problemimiz artar.”
– “Yüksek faiz belasından esnafı ve çiftçiyi kurtaracağız”
Kılıçdaroğlu, Osmaniye’nin fıstık üretiminde ülkede değerli pozisyonda olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin ziraî üretime daha fazla ehemmiyet vermesi gerektiğini tabir etti.
Salgının, tarımın stratejik bir kesim olduğunu gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı olarak iktidara geldiklerinde çiftçilere yönelik yapacakları çalışmaları anlattı.
CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, esnaf ve çiftçinin toplumdaki ehemmiyetini lisana getirerek, “Esnafın da ister bankalardan ister esnaf kefalet kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Bakın burada Millet İttifakı’ndan arkadaşlarım da var. CHP’nin Genel Lideri olarak da ben fazlaca açık ve net söz ediyorum; bu faiz belasından, yüksek faiz belasından esnafı ve çiftçiyi kurtaracağız.” kelamlarını sarf etti.
Romanlara bahis olan Çukurova’yı dünyanın bildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, havza bazlı üretim planlaması yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu’nun 21. unsuruna değinerek, “2006’da çıkan bir kanun. Bu yıl, yani 2022’de çiftçiye 134 milyar lira yardım yapması lazım. Kanuna nazaran yapılması lazım. Şu ana kadar yapılmadı. Yapılan 30-35 milyar lira. Yani Türkiye’de eken, üreten çiftçinin 100 milyar liralık bir alacağı var, var olan hükümetten. Kanunun 21. hususu diyor ki; ‘Çiftçiye her yıl ulusal gelirin en az yüzde 1’i oranında dayanak verilir’. Verilebilir değil, verilir diyor. Veriliyorsa vereceksin lakin vermediler. Burada önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor.” değerlendirmesinde bulundu.
– Çiftçiler için “kırmızı mazot” uygulaması
Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilere KDV’siz ve ÖTV’siz mazot dayanağı verilmesi gerektiğine işaret ederek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Çiftçiler için ‘kırmızı mazot’ uygulaması düşünüyoruz. Yani çiftçiye KDV’siz ve ÖTV’siz mazot verilecek. Diyeceksiniz ki KDV’siz ve ÖTV’siz mazot kimlere veriliyor? Yatınız var ise, hoş bir yatınız var ise, denizde hoş gezmek istiyorsanız, tatile gitmek istiyorsanız, adalara gidip gezmek istiyorsanız, komşu ülkelere gidip gezmek istiyorsanız deniz yoluyla yatınız var ise gidersiniz. Yata mazot ÖTV’siz ve KDV’siz verilir. Çiftçiye? Çiftçi herbiçimde traktörüyle gidip, turistik seyahat yapmıyor. Tarlaya gidiyor. Üretecek, ekecek. Haydi diyelim ki mazot hayli değerli oldu. Kentte yaşayan otomobiline binmez. Belediye otobüsüne, metroya biner ancak çiftçi tarlasını sürmek zorundadır. Çiftçiye ÖTV’siz ve KDV’siz mazot verilecek. ötürüsıyla çiftçi ‘kırmızı mazot’la tanışacak.”
Şanlıurfa’ya gittiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Şunu söylemiş oldum; ‘Şanlıurfa’nın Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin önümüzdeki seçimlerde, Şanlıurfa’da bütün çiftçilere elektriği ücretsiz vereceğim’. Bu kelamı verdim. Nitekim. Allah’ın güneşi ücretsiz. Yapacağınız paneller… Öbür bir şey yok. Dışarıdan gelmiyor.” diye konuştu.
Köylere yönelik çalışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, “Köylerimizde nasıl devletin bir nazaranvlisi, bir imam var ise tıpkı biçimde bütün tarım yapılan yerlerde, hayvancılık var ise veteriner, şayet toprakla uğraşılıyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak.” dedi.
– Muhtarlara yardımcı işçi önerisi
Kılıçdaroğlu, bu topraklarda yapılan birinci seçimin 1833’de Kastamonu Taşköprü ilçesinde yapılan bir muhtarlık seçimi olduğunu anımsatarak, bu sebeple muhtarların “demokrasinin temel taşı” olarak isimlendirildiğini aktardı.
Muhtarların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı:
“Halkın oyuyla gelen, seçilen muhtarın güçlendirilmesi lazım. Şayet muhtarlık kurumunu güçlendirirseniz demokrasiyi de güçlendirmiş olursunuz. Ben, ‘Muhtarlara birer yardımcı işçi vereceğim’ dediğim vakit kıyamet kopmuştu. Niçin kıyamet kopuyor? Yani muhtarın da müsaade alıp bir yere gidip bir tatil yapma talihi yok mudur? Muhtarın da en azından komşu ile yahut Ankara’ya gitme hakkı yok mudur? Yani kapattığın vakit orada birisi durmayacak mı? Bu kadar işsiz varken niçin olmasın? KPSS’ye girer, gelir bir kişi olur. Muhtar değişir, seçime girer, öteki bir muhtar gelir, bütün o bürokratik süreçleri o arkadaşımız yeni muhtara anlatır. Hem istihdam yaratıyorsunuz hem kurumsal bir yapı yapıyorsunuz. Muhtarın, muhtarlığın ayrıyeten bir bütçesinin olması lazım. Buna da dediler; ‘Efendim nasıl olur da muhtarın bir bütçesi olur?’ Niçin olmasın? Hepiniz burada oturuyorsunuz değil mi? Belediyeye emlak vergisi de ödüyorsunuz değil mi? Ödüyorsunuz. Emlak vergisi ödeyen kişi muhtarı seçiyor mu? Seçiyor. Tıpkı emlak vergisi ödeyen kişi belediye liderini seçiyor mu? Seçiyor. Emlak vergisini kim topluyor? Belediye lideri topluyor. Yüzde 1’ini muhtara verseniz ne olur? Zira, muhtar vatandaşın en rahat ulaştığı kişidir.”
– “Bayrak ve vatan bizim kırmızı çizgimizdir”
Osmaniye’nin milliyetçi hissinin hayli kuvvetli olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Aslında her birimiz milliyetçiyiz aslına bakarsanız. Bizim 6 okumuzdan biri milliyetçiliktir. Vatanı ve bayrağıyla sorunu olmayan her insanın benim başımın üstünde yeri var. Kim olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun her beşere hürmet duyarım. Kâfi ki bayrağıyla ve vatanıyla sorunu olmasın. Bayrak ve vatan bizim kırmızı çizgimizdir. İktidar olduğumuzda bu ulu ordumuzun elinden alınıp Katar’a verilen tank palet fabrikasını bir hafta ortasında alacağız ve onu yeniden ulu ordumuza vereceğiz. Bizim milliyetçiliğimiz kelamda milliyetçilik değil, özünde milliyetçiyiz, yürekten milliyetçiyiz. Sen nasıl olur da Avrupa’nın en büyük tank palet fabrikalarından birisini, pahası 20 milyar dolardır, alacaksın Katar’a vereceksin. Niçin veriyorsun? Hangi münasebetle verdin. Benim dışımda itiraz eden var mı? bu biçimde niye oy veriyorsunuz? Kusura bakmayın bu soruyu sormak zorundayım. Niçin oy veriyorsunuz?”
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında bütün askeri hastaneleri bir daha orduya vereceklerini belirterek, “Şu soruyu sorun; ‘Hangi münasebetle ordunun elinden hastaneler alındı’. Bana çıkıp bir Allah’ın kulu söylesin. Ben bugüne kadar bu soruyu tekraren sordum. Karşılığını alamadım. Sorun, buraya milletvekili geliyor. ‘Arkadaşlar bu hastaneleri niçin kapattınız’, ‘Niye ordunun elinden aldınız’.” dedi.
Suriye tezkeresine “hayır” deme niçinlerini aktaran Kılıçdaroğlu, şu biçimde devam etti:
“Size gelir derler büyük ihtimalle aslına bakarsanız, ‘bunlar terör örgütüyle birlikteler o niçinle terör örgütünü destekliyorlar, o niçinle bu tezkereye hayır dediler’. Size gerçeği söyleyeyim, kendi topraklarında yabancı bir askerin postalını isteyen bir arkadaşımız var mı? Yok. Biz de istemedik o niçinle ‘hayır’ dedik. Terörle çaba konusunda hükümet isterse Cumhurbaşkanlığı isterse yabancı askerleri davet edebilir. Ne demek yabancı askerleri davet edelim? Sordum. Hem Sayın Bahçeli’ye sordum hem Sayın Erdoğan’a sordum. Hangi yabancı ülkenin askerini terörle gayret konusunda Türkiye’ye davet edeceğiz? Şu ana kadar hiç bir yanıt yok.”
– “Ülkenin gençleri umutsuz”
Teknoloji ve katma kıymetli eser üretimine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, yeni bir iktisat anlayışına, siyasete ve endüstrileşmeye muhtaçlık olduğunu lisana getirdi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının akabinde soru alacağını, iştirakçilerin sorularını rahatlıkla sorabileceğini, tüm sorulara açık ve net yanıt vereceğini aktardı.
“Ülkenin gençleri umutsuz” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
“Niye umutsuz? Herkes yurt dışına gitmek istiyor. Niçin yurt dışına gitmek istiyor? Dünyanın bir numaralı üniversitesine gittim. MIT’e, Amerika’da. Orada fazlaca sayıda bizim bilim insanı hocalarımız var. Orada çalışıyorlar. Kimileri Türkiye’den ayrılmış gitmiş oraya. Yeni buluşlara imza atıyorlar. ötürüsıyla size büyük vazife düşüyor seçimlerde. Yalnızca bir şey istiyorum; sandığa gittiğiniz vakit elinizi vicdanınıza koyup, vicdanınızın sesini dinleyin. daha sonrasında oy kullanın. Bakın ‘İlla gelin CHP’ye verin’ demiyorum. Vicdanınızın sesini, ülkenizi, evlatlarınızı düşünün. daha sonrasında gidin hangi partiye istiyorsanız oy kullanın.”
Toplantı, basına kapalı devam etti.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.