Şehit olan madencilerin çocuklarının eğitim masraflarını MEB karşılayacak
Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, MEB Şura Salonu’nda düzenlenen İmam Hatip Okulları Başarılı Örnekler Standı ve Ödül Töreni’nde, Bartın’daki maden kazasında hayatını kaybeden emekçilere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Olayın yaşandığı birinci andan itibaren yaraları sarmak, konaklama imkanı sağlamak ve kumanya gereksinimini gidermek için bölgede olduklarını belirten Özer, şunları söylemiş oldu:
“Milli Bakanlığı olarak 41 şehidimizin tüm evlatlarının eğitimini bugün prestijiyle üstlenmiş bulunuyoruz. Yavrularımızın tüm eğitim masraflarını Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak biz karşılayacağız. Burslar vereceğiz, tüm okul, kırtasiye masraflarını da biz karşılayacağız. Onları yalnız bırakmayacağız.”
Özer, imam hatip okullarının eğitim sistemindeki en mağdur olan okul çeşitlerinin başında geldiğini tabir ederek, şöyleki konuştu:
“1990 ila 2000’li senelerda eğitim sistemimizde inanılmaz antidemokratik uygulamalar, eğitim siyasetleri marifetiyle sisteme enjekte edildi. Bunların başında başörtüsü yasakları geldi. Düşünün bir ülke kendi çocuklarının eğitimle buluşmasının önüne kılık kıyafet mahzuru çıkartıyor. Üniversitelerin önünde inanılmaz acı öyküler ortaya çıkıyor. Bayanlarımızın, kızlarımızın polisle karşı karşıya getirilmesi. En temel Anayasal hak olan eğitim hakkından yoksun bırakılmaları. çabucak sonrasında zarurî eğitimin 8 yıla çıkartılmasıyla ilgili müdahale. Üç uygulama birbirini kademeli bir biçimde takip eden müdahale. Hedef neydi? İmam hatip orta okullarının sistemden çıkartılması. ötürüsıyla yalnızca lise eğitimin kalması ve imam hatip okullarının artık eğitim sisteminde tercih edilebilir olmaktan çıkartılması.
Bununla da yetinilmiyor, daha sonra katsayı uygulaması. Yani o denli bir şey yapalım ki bu ülkenin fedakarlıklarla örülmüş kıssasını büsbütün tarihe gömelim. Katsayı uygulaması, imam hatip liseleri ve meslek liselerinin mezunlarının yükseköğretime yerleşmesini kısıtlayan, aslında akademik olarak başarılı öğrencilerinin bu iki okul cinsinden uzaklaşmasına niye olan bir uygulama. O günlerden daha sonra imam hatip okullarımız öğrenci bulamaz hale geldi. Kendisini imam hatip davasına adayan yiğit beşerler, köy köy ilçe ilçe gezmeye başladılar imam hatip okullarına öğrenci bulabilmek için. Bunlar epey kolay unutuluyor.”
Tüm kademelerde okullaşma oranı yüzde 95’in üzerinde
Eğitim alanındaki antidemokratik uygulamaların son 20 yılda kaldırıldığına dikkati çeken Özer, “Bir ülkenin sermayesi beşeri sermayesiyse bu sermayenin niteliğini artırmadaki en kıymetli enstrüman eğitimdir” değerlendirmesinde bulundu.
Özer, 2000’li senelerda 5 yaşlarındaki okullaşma oranının yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranlarının yüzde 44 olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Yükseköğretim emsal biçimde. Bugün gelinen noktada, 5 yaşlarındaki okullaşma oranı yüzde 95’e, ilkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,63’e, ortaokullardaki okullaşma oranı yüzde 99,44’e, lisedeki okullaşma oranı yüzde 95’e ulaştı. Cumhuriyet tarihinde birinci kere eğitimin tüm kademelerindeki nüfusun yüzde 95’inin üzeri okullarla buluştu. Son 20 yılda keder, bu ülkenin evlatlarının hiç bir ayrıma tabi tutulmadan okullarla buluşmasıydı. Ondan evvelki devrin sıkıntısı, bu ülkenin vatandaşına kendi dayattığı şartlarla eğitimle buluşma kaidesini getirme periyoduydu. Yani vesayet odaklarının etkin olarak eğitim siyasetlerini şekillendirdiği bir periyottu.”
Özer, kültürel iktidarın eğitimden geçtiğine dikkati çekerek, “Eğer bu ülkenin çocuklarını eğitimle buluşturmazsanız, vesayet odakları kültürel iktidarını daima pekiştirir. hiç bir vakit Anadolu insanı o kültürel iktidara ortak olmaz. Son 20 yıl bu iştirakin pekiştirildiği periyoda tekabül etmektedir. Bunun da bir başkanı vardır. Sayın Cumhurbaşkanı’mıza evlatlarımızın tamamının okulla buluşması için yaptığı tüm yatırımlar, antidemokratik uygulamaların kaldırılmasındaki kararlılık için en içten şükranlarımızı arz ediyoruz” dedi.
“Hedefimiz maddi ve manevi kalkınmak”
Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş da konuşmasında imam hatip öğretmenlerine seslenerek, “Öğrencilerimizi hayli düzgün yetiştirin. Ülkemizin bütün okullarında ilahiyatçı öğretmenlerimiz var. İmam hatibi ve daha sonra ilahiyatı bitirmiş öğretmenlerimiz var. Bizim maksadımız nedir? Maddi ve manevi kalkınmak. Maddi kalkınma noktasında hamdolsun Türkiye süratle ilerliyor, manevi kalkınmayı da bizim maddi kalkınmaya eş vakitli geliştirmemiz lazım. Ahlaklı bir jenerasyon, inançlı bir jenerasyon, dürüst bir kuşak. Bunu yalnızca imam hatiplerde değil bütün okullarda yapmamız gerekiyor” tabirlerini kullandı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, konuşmaların akabinde imam hatip okulları içinde projeleriyle başarılı olanlara mükafatları verildi.
Programa, AK Parti Genel Lider Yardımcısı Leyla Şahin Usta, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ulusal Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül ve ilgililer katıldı.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, MEB Şura Salonu’nda düzenlenen İmam Hatip Okulları Başarılı Örnekler Standı ve Ödül Töreni’nde, Bartın’daki maden kazasında hayatını kaybeden emekçilere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Olayın yaşandığı birinci andan itibaren yaraları sarmak, konaklama imkanı sağlamak ve kumanya gereksinimini gidermek için bölgede olduklarını belirten Özer, şunları söylemiş oldu:
“Milli Bakanlığı olarak 41 şehidimizin tüm evlatlarının eğitimini bugün prestijiyle üstlenmiş bulunuyoruz. Yavrularımızın tüm eğitim masraflarını Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak biz karşılayacağız. Burslar vereceğiz, tüm okul, kırtasiye masraflarını da biz karşılayacağız. Onları yalnız bırakmayacağız.”
Özer, imam hatip okullarının eğitim sistemindeki en mağdur olan okul çeşitlerinin başında geldiğini tabir ederek, şöyleki konuştu:
“1990 ila 2000’li senelerda eğitim sistemimizde inanılmaz antidemokratik uygulamalar, eğitim siyasetleri marifetiyle sisteme enjekte edildi. Bunların başında başörtüsü yasakları geldi. Düşünün bir ülke kendi çocuklarının eğitimle buluşmasının önüne kılık kıyafet mahzuru çıkartıyor. Üniversitelerin önünde inanılmaz acı öyküler ortaya çıkıyor. Bayanlarımızın, kızlarımızın polisle karşı karşıya getirilmesi. En temel Anayasal hak olan eğitim hakkından yoksun bırakılmaları. çabucak sonrasında zarurî eğitimin 8 yıla çıkartılmasıyla ilgili müdahale. Üç uygulama birbirini kademeli bir biçimde takip eden müdahale. Hedef neydi? İmam hatip orta okullarının sistemden çıkartılması. ötürüsıyla yalnızca lise eğitimin kalması ve imam hatip okullarının artık eğitim sisteminde tercih edilebilir olmaktan çıkartılması.
Bununla da yetinilmiyor, daha sonra katsayı uygulaması. Yani o denli bir şey yapalım ki bu ülkenin fedakarlıklarla örülmüş kıssasını büsbütün tarihe gömelim. Katsayı uygulaması, imam hatip liseleri ve meslek liselerinin mezunlarının yükseköğretime yerleşmesini kısıtlayan, aslında akademik olarak başarılı öğrencilerinin bu iki okul cinsinden uzaklaşmasına niye olan bir uygulama. O günlerden daha sonra imam hatip okullarımız öğrenci bulamaz hale geldi. Kendisini imam hatip davasına adayan yiğit beşerler, köy köy ilçe ilçe gezmeye başladılar imam hatip okullarına öğrenci bulabilmek için. Bunlar epey kolay unutuluyor.”
Tüm kademelerde okullaşma oranı yüzde 95’in üzerinde
Eğitim alanındaki antidemokratik uygulamaların son 20 yılda kaldırıldığına dikkati çeken Özer, “Bir ülkenin sermayesi beşeri sermayesiyse bu sermayenin niteliğini artırmadaki en kıymetli enstrüman eğitimdir” değerlendirmesinde bulundu.
Özer, 2000’li senelerda 5 yaşlarındaki okullaşma oranının yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranlarının yüzde 44 olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Yükseköğretim emsal biçimde. Bugün gelinen noktada, 5 yaşlarındaki okullaşma oranı yüzde 95’e, ilkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,63’e, ortaokullardaki okullaşma oranı yüzde 99,44’e, lisedeki okullaşma oranı yüzde 95’e ulaştı. Cumhuriyet tarihinde birinci kere eğitimin tüm kademelerindeki nüfusun yüzde 95’inin üzeri okullarla buluştu. Son 20 yılda keder, bu ülkenin evlatlarının hiç bir ayrıma tabi tutulmadan okullarla buluşmasıydı. Ondan evvelki devrin sıkıntısı, bu ülkenin vatandaşına kendi dayattığı şartlarla eğitimle buluşma kaidesini getirme periyoduydu. Yani vesayet odaklarının etkin olarak eğitim siyasetlerini şekillendirdiği bir periyottu.”
Özer, kültürel iktidarın eğitimden geçtiğine dikkati çekerek, “Eğer bu ülkenin çocuklarını eğitimle buluşturmazsanız, vesayet odakları kültürel iktidarını daima pekiştirir. hiç bir vakit Anadolu insanı o kültürel iktidara ortak olmaz. Son 20 yıl bu iştirakin pekiştirildiği periyoda tekabül etmektedir. Bunun da bir başkanı vardır. Sayın Cumhurbaşkanı’mıza evlatlarımızın tamamının okulla buluşması için yaptığı tüm yatırımlar, antidemokratik uygulamaların kaldırılmasındaki kararlılık için en içten şükranlarımızı arz ediyoruz” dedi.
“Hedefimiz maddi ve manevi kalkınmak”
Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş da konuşmasında imam hatip öğretmenlerine seslenerek, “Öğrencilerimizi hayli düzgün yetiştirin. Ülkemizin bütün okullarında ilahiyatçı öğretmenlerimiz var. İmam hatibi ve daha sonra ilahiyatı bitirmiş öğretmenlerimiz var. Bizim maksadımız nedir? Maddi ve manevi kalkınmak. Maddi kalkınma noktasında hamdolsun Türkiye süratle ilerliyor, manevi kalkınmayı da bizim maddi kalkınmaya eş vakitli geliştirmemiz lazım. Ahlaklı bir jenerasyon, inançlı bir jenerasyon, dürüst bir kuşak. Bunu yalnızca imam hatiplerde değil bütün okullarda yapmamız gerekiyor” tabirlerini kullandı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, konuşmaların akabinde imam hatip okulları içinde projeleriyle başarılı olanlara mükafatları verildi.
Programa, AK Parti Genel Lider Yardımcısı Leyla Şahin Usta, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ulusal Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül ve ilgililer katıldı.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.