SETA ‘2022’de Türkiye’ raporunu yayımladı
SETA’nın “2022’de Türkiye” başlığıyla yayımlanan raporunda, Ankara’nın bu yılki dış siyasetine geniş yer verildi.
Türk dış siyaseti için 2022’nin çok hareketli bir yıl olduğuna işaret edilen raporda, Rusya ve Ukrayna içinde başlayan savaşın bu yıl Türk dış siyasetine sirayet eden en kritik gelişmelerin başında geldiğine işaret edildi.
Raporda, kelam konusu savaş öncesinde Türkiye’nin, taraflar içinde ağır bir diplomasi trafiği yürüttüğü lakin savaşın kaçınılmaz olması niçiniyle müspet bir sonuç alınamadığı söz edildi.
Savaşın başlamasıyla Ankara’nın Rusya ve Ukrayna ile olan diyalog kanallarını kapatmadığına işaret edilen raporda, “Temelde savaşı reddeden ve taraflar içindeki problemlerin diplomasi yoluyla çözülmesine öncelik veren Türkiye, kendi ulusal çıkarlarını koruyabilmek için tam manasıyla bir istikrar siyaseti inşa etti ve Avrupa ülkelerinin tersine, savaşa direkt angaje olmadı. Türkiye, bu sayede bir daha Avrupa ülkelerinin bilakis 2022’de ne güç ne de besin krizi yaşadı.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla kurduğu itimat odaklı bağın, Tahıl Koridoru Mutabakatı’nda sürecin muvaffakiyete ulaşmasını kolaylaştırdığının altı çizilerek Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin, “Erdoğan, dengeli ve sağlam bir ortak. Bu, onun en değerli özelliği” açıklamasında bulunarak Cumhurbaşkanı’nın kriz periyotlarındaki liderliğine atıf yaptığı anımsatıldı.
– “Tahıl Koridoru Mutabakatı, Türk diplomasisinin son senelerdaki en kıymetli başarılarından biri”
Anlaşmanın imzalanmasının akabinde ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) üzere milletlerarası siyasetin biroldukca kıymetli aktörünün, arabuluculuğundan ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ettiğine işaret edilen raporda, “Türkiye’nin arabuluculuğu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsî çabalarıyla imzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatı, Türk diplomasisinin son senelerda icra ettiği en değerli başarılardan biri olarak kayıtlara geçti.” tabiri kullanıldı.
Raporda, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasını müteakiben NATO’ya üye olmayan Finlandiya ve İsveç’te güvenlik tasalarının had safhaya ulaştığı, bu iki ülkenin yaklaşan Rus tehdidine karşı kolektif güvenlik şemsiyesine sığınmak için NATO’ya üyelik başvurusu yaptığı lisana getirildi.
– Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik başvurusu
Finlandiya ve İsveç’in FETÖ’ye ve PKK’ya kucak açması niçiniyle Ankara’nın bu müracaatlara onay vermediğinin altı çizilen raporda, “Türkiye’nin kendi ulusal menfaatlerine uygun olarak tam bağımsız dış siyaset izlediğine işaret eden bu yaklaşım, ABD üzere kimi ülkelerin reaksiyonuna yol açsa da Türkiye, bu sonucundan asla vazgeçmedi.” denildi.
Raporda, haziranda İspanya’nın başşehri Madrid’de düzenlenen NATO Doruğu’nda yapılan üçlü görüşme ve akabinde imzalanan üçlü muhtırada, Finlandiya ve İsveç’in kendi hudutları ortasında FETÖ ve PKK faaliyetlerini durdurma ve Türkiye ile terörle çaba konusunda işbirliği yapma kelamı verdiğine işaret edildi.
Raporda, verilen kelamlara karşın bu iki ülkedeki örgüt faaliyetlerinin sona ermemesi ve Türkiye’nin yasal sebeplere dayanarak iadesini istediği örgüt mensuplarının iade edilmemesi niçiniyle Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine dair olumlu bir gelişme yaşanmadığına dikkat çekildi.
İsrail ile bağların olağanlaştırılması ve Ermenistan’la bağlantılarda yumuşamaya yönelik adımlara da yer verilen raporda, 6 Ekim’de Çekya’nın başşehri Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Tepesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile gayriresmi görüşme gerçekleştirdiği anımsatıldı.
Raporda, Türkiye’nin İsrail ve Ermenistan’ın yanı sıra uzun vakittir sorun yaşadığı Mısır ve Suriye ile ilgilerini de bir daha tesis etme sinyali verdiğine işaret edilerek bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’deki rejim önderi Beşşar Esed ile görüşmeye açık kapı aralaması ve akabinde Katar’da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası’nın açılışı ötürüsıyla bulunduğu başşehir Doha’da, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüşmesinin Türkiye’nin bu iki ülkeyle bağların bir daha rayına oturtulması yolunda değerli birer gelişme olarak kayıtlara geçtiğinin altı çizildi.
– Türkiye-ABD ilişkileri
Ankara-Washington ilgilerindeki yapısal krizlerin 2022’de motamot devam ettiği belirtilen raporda, “ABD’de geçen yıl misyona gelen Demokrat Joe Biden’la ikili bağlarda yeni bir periyodun başlayacağına dair beklentiler oluşmuşsa da Suriye krizi, ABD’nin PKK ve uzantılarına verdiği takviye ile ABD’deki FETÖ faaliyetleri üzere sıkıntılar varlığını korudu. Bundan dolayı Türkiye-ABD ilgilerinde rastgele bir ilerleme sağlanamadı.” değerlendirmesine yer verildi.
Aynı biçimde 2013’te cereyan eden Seyahat Parkı şiddet hareketleri daha sonrasında Türkiye-AB alakalarına hakim olan karamsar havanın, 2022’de de varlığını koruduğuna işaret edildi.
Raporda ayrıyeten, AB Kurulunun Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin (GKRY) baskısı sonucunda Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinden ötürü daha evvel Türkiye aleyhinde aldığı yaptırım sonucunı 12 Kasım 2023’e kadar uzattığı hatırlatıldı.
Türkiye’nin yıl boyunca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başka devletler tarafınca tanınması için ağır gayret sarf ettiğinin altı çizilen raporda, şu tabirlere yer verildi:
“Türkiye’nin yaptığı teklif sonucunda KKTC, Türk Devletler Teşkilatının kasımda gerçekleşen doruğunda teşkilata gözlemci üye olarak kabul edildi. Çabucak akabinde Gambiya Devlet Lider Yardımcısı Badara Joof, Ankara’da temaslarda bulunduktan daha sonra KKTC’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüştü. bu biçimdece GKRY ve onun siyasi hamisi Yunanistan’ın KKTC’nin memleketler arası toplum nezdinde yok sayılmasına yönelik izlediği stratejiye önemli bir ziyan verildi.”
Raporda, ulusal güvenliğin modülü olarak Türkiye’nin sistemsiz göçle gayretini yıl boyunca sürdürdüğü, bu yılın birinci 11 ayında 260 bin civarında sistemsiz göçmen yakalandığına işaret edildi.
Raporda, Türkiye’nin komşusu Yunanistan’ın bilakis sistemsiz göçle çaba ederken insani prensiplerden taviz vermediği ve yılın yalnızca birinci 5 ayında yaklaşık 13 bin sistemsiz göçmenin hayatını kurtardığına dikkat çekildi.
Yılın birinci dokuz ayında 40 bini aşkın Suriyelinin Türkiye’den ayrıldığı ve ülkelerine döndüğü tabir edilen raporda, “Türkiye-Suriye ilgilerinde muhtemel bir olağanlaşma sürecinin başlaması durumunda Türkiye’den Suriye’ye geri dönüşlerin hızlanması beklenmektedir. Sonuç prestijiyle 2022’de, dış siyaset açısından daha sonraki senelera da etki edebilecek biroldukça olaya şahit olundu.” değerlendirmesine yer verildi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
SETA’nın “2022’de Türkiye” başlığıyla yayımlanan raporunda, Ankara’nın bu yılki dış siyasetine geniş yer verildi.
Türk dış siyaseti için 2022’nin çok hareketli bir yıl olduğuna işaret edilen raporda, Rusya ve Ukrayna içinde başlayan savaşın bu yıl Türk dış siyasetine sirayet eden en kritik gelişmelerin başında geldiğine işaret edildi.
Raporda, kelam konusu savaş öncesinde Türkiye’nin, taraflar içinde ağır bir diplomasi trafiği yürüttüğü lakin savaşın kaçınılmaz olması niçiniyle müspet bir sonuç alınamadığı söz edildi.
Savaşın başlamasıyla Ankara’nın Rusya ve Ukrayna ile olan diyalog kanallarını kapatmadığına işaret edilen raporda, “Temelde savaşı reddeden ve taraflar içindeki problemlerin diplomasi yoluyla çözülmesine öncelik veren Türkiye, kendi ulusal çıkarlarını koruyabilmek için tam manasıyla bir istikrar siyaseti inşa etti ve Avrupa ülkelerinin tersine, savaşa direkt angaje olmadı. Türkiye, bu sayede bir daha Avrupa ülkelerinin bilakis 2022’de ne güç ne de besin krizi yaşadı.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla kurduğu itimat odaklı bağın, Tahıl Koridoru Mutabakatı’nda sürecin muvaffakiyete ulaşmasını kolaylaştırdığının altı çizilerek Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin, “Erdoğan, dengeli ve sağlam bir ortak. Bu, onun en değerli özelliği” açıklamasında bulunarak Cumhurbaşkanı’nın kriz periyotlarındaki liderliğine atıf yaptığı anımsatıldı.
– “Tahıl Koridoru Mutabakatı, Türk diplomasisinin son senelerdaki en kıymetli başarılarından biri”
Anlaşmanın imzalanmasının akabinde ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) üzere milletlerarası siyasetin biroldukca kıymetli aktörünün, arabuluculuğundan ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ettiğine işaret edilen raporda, “Türkiye’nin arabuluculuğu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsî çabalarıyla imzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatı, Türk diplomasisinin son senelerda icra ettiği en değerli başarılardan biri olarak kayıtlara geçti.” tabiri kullanıldı.
Raporda, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasını müteakiben NATO’ya üye olmayan Finlandiya ve İsveç’te güvenlik tasalarının had safhaya ulaştığı, bu iki ülkenin yaklaşan Rus tehdidine karşı kolektif güvenlik şemsiyesine sığınmak için NATO’ya üyelik başvurusu yaptığı lisana getirildi.
– Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik başvurusu
Finlandiya ve İsveç’in FETÖ’ye ve PKK’ya kucak açması niçiniyle Ankara’nın bu müracaatlara onay vermediğinin altı çizilen raporda, “Türkiye’nin kendi ulusal menfaatlerine uygun olarak tam bağımsız dış siyaset izlediğine işaret eden bu yaklaşım, ABD üzere kimi ülkelerin reaksiyonuna yol açsa da Türkiye, bu sonucundan asla vazgeçmedi.” denildi.
Raporda, haziranda İspanya’nın başşehri Madrid’de düzenlenen NATO Doruğu’nda yapılan üçlü görüşme ve akabinde imzalanan üçlü muhtırada, Finlandiya ve İsveç’in kendi hudutları ortasında FETÖ ve PKK faaliyetlerini durdurma ve Türkiye ile terörle çaba konusunda işbirliği yapma kelamı verdiğine işaret edildi.
Raporda, verilen kelamlara karşın bu iki ülkedeki örgüt faaliyetlerinin sona ermemesi ve Türkiye’nin yasal sebeplere dayanarak iadesini istediği örgüt mensuplarının iade edilmemesi niçiniyle Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine dair olumlu bir gelişme yaşanmadığına dikkat çekildi.
İsrail ile bağların olağanlaştırılması ve Ermenistan’la bağlantılarda yumuşamaya yönelik adımlara da yer verilen raporda, 6 Ekim’de Çekya’nın başşehri Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Tepesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile gayriresmi görüşme gerçekleştirdiği anımsatıldı.
Raporda, Türkiye’nin İsrail ve Ermenistan’ın yanı sıra uzun vakittir sorun yaşadığı Mısır ve Suriye ile ilgilerini de bir daha tesis etme sinyali verdiğine işaret edilerek bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’deki rejim önderi Beşşar Esed ile görüşmeye açık kapı aralaması ve akabinde Katar’da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası’nın açılışı ötürüsıyla bulunduğu başşehir Doha’da, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüşmesinin Türkiye’nin bu iki ülkeyle bağların bir daha rayına oturtulması yolunda değerli birer gelişme olarak kayıtlara geçtiğinin altı çizildi.
– Türkiye-ABD ilişkileri
Ankara-Washington ilgilerindeki yapısal krizlerin 2022’de motamot devam ettiği belirtilen raporda, “ABD’de geçen yıl misyona gelen Demokrat Joe Biden’la ikili bağlarda yeni bir periyodun başlayacağına dair beklentiler oluşmuşsa da Suriye krizi, ABD’nin PKK ve uzantılarına verdiği takviye ile ABD’deki FETÖ faaliyetleri üzere sıkıntılar varlığını korudu. Bundan dolayı Türkiye-ABD ilgilerinde rastgele bir ilerleme sağlanamadı.” değerlendirmesine yer verildi.
Aynı biçimde 2013’te cereyan eden Seyahat Parkı şiddet hareketleri daha sonrasında Türkiye-AB alakalarına hakim olan karamsar havanın, 2022’de de varlığını koruduğuna işaret edildi.
Raporda ayrıyeten, AB Kurulunun Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin (GKRY) baskısı sonucunda Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinden ötürü daha evvel Türkiye aleyhinde aldığı yaptırım sonucunı 12 Kasım 2023’e kadar uzattığı hatırlatıldı.
Türkiye’nin yıl boyunca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başka devletler tarafınca tanınması için ağır gayret sarf ettiğinin altı çizilen raporda, şu tabirlere yer verildi:
“Türkiye’nin yaptığı teklif sonucunda KKTC, Türk Devletler Teşkilatının kasımda gerçekleşen doruğunda teşkilata gözlemci üye olarak kabul edildi. Çabucak akabinde Gambiya Devlet Lider Yardımcısı Badara Joof, Ankara’da temaslarda bulunduktan daha sonra KKTC’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüştü. bu biçimdece GKRY ve onun siyasi hamisi Yunanistan’ın KKTC’nin memleketler arası toplum nezdinde yok sayılmasına yönelik izlediği stratejiye önemli bir ziyan verildi.”
Raporda, ulusal güvenliğin modülü olarak Türkiye’nin sistemsiz göçle gayretini yıl boyunca sürdürdüğü, bu yılın birinci 11 ayında 260 bin civarında sistemsiz göçmen yakalandığına işaret edildi.
Raporda, Türkiye’nin komşusu Yunanistan’ın bilakis sistemsiz göçle çaba ederken insani prensiplerden taviz vermediği ve yılın yalnızca birinci 5 ayında yaklaşık 13 bin sistemsiz göçmenin hayatını kurtardığına dikkat çekildi.
Yılın birinci dokuz ayında 40 bini aşkın Suriyelinin Türkiye’den ayrıldığı ve ülkelerine döndüğü tabir edilen raporda, “Türkiye-Suriye ilgilerinde muhtemel bir olağanlaşma sürecinin başlaması durumunda Türkiye’den Suriye’ye geri dönüşlerin hızlanması beklenmektedir. Sonuç prestijiyle 2022’de, dış siyaset açısından daha sonraki senelera da etki edebilecek biroldukça olaya şahit olundu.” değerlendirmesine yer verildi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.