Suudi Arabistan ile İran içindeki yakınlaşmanın olası sonuçları ne olacak?

dunyadan

Global Mod
Global Mod
Suudi Arabistan ile İran içindeki yakınlaşmanın olası sonuçları ne olacak?
Suudi Arabistan ile İran ilişkilerinde son zaman içinderda medyaya yansıyan gerginliğin hafifçelemesi, iki ülke içindeki görüşmelerin “ciddiyetinin”, uzlaşıya dayalı çözümlere ulaşma ve tartışmalı dosyaları ele alma isteklerinin açık bir göstergesi olarak görülüyor.

Her iki ülkenin, ihtilaflı meselelere ilişkin çıkarları konusunda farklı tutumlara sahip olması niçiniyle hızlıca anlaşmaya varması beklenmiyor. Ancak, şiddetin seviyesinin aşamalı olarak azalacağı; Suriye ve Yemen meselelerinde karşılıklı tavizler verileceği düşünülüyor.

İran-Suudi Arabistan ilişkileri ve taraflar içindeki görüşmeler

Suudi Arabistan’da, 2 Ocak 2016’da aralarında Şii din adamı Nimr el-Nimr’in de bulunduğu 47 kişi “terör” suçlamasıyla idam edildi.


İdamlara tepki gösteren İranlı yetkililerin peş peşe yaptığı açıklamaların ardından Suudi Arabistan’ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binaları İran’daki göstericiler tarafınca ateşe verildi.

Bu olaylar daha sonrasında Mart 2015’te başlayan Yemen’deki iç savaş niçiniyle aslına bakarsan gergin olan iki ülke içindeki diplomatik ilişkiler tamamen kesildi.

ABD’nin eski Başkanı Donald Trump döneminde Washington’un İran’a uyguladığı “azami baskı” politikasının da etkisiyle Tahran ile Riyad içindeki gerginlik çatışma boyutuna ulaştı.

Aradan geçen 5 yılın sonunda, bu yıl nisan ayında, İran ve Suudi Arabistanlı yetkililer, Bağdat’ta doğrudan görüşmeler yapmak üzere bir araya geldi; Irak’ın ara buluculuğundaki görüşmeler sonrasındasında da devam etti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 27 Nisan’da Suudi televizyon kanalına verdiği bir röportajda, “İran bir komşu devlet ve biz kendisiyle iyi ve seçkin ilişkiler kurma arzusundayız.” açıklamasında bulundu.


Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz de 22 Eylül’de Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, İran ile güven inşa etmek için yapılan ilk görüşmelerin somut sonuçlar vermesini umduğunu belirtti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan da 3 Ekim’de, temsil düzeyi, toplantı yeri veya görüşmelerin doğası hakkında herhangi bir ayrıntı paylaşmadan, sadece İranlı yetkililerle 21 Eylül’de yeni bir müzakere turu yapıldığını doğruladı.

Ferhan, açıklamasında yapılan müzakere turunu “iki taraf içindeki çözülmemiş sorunları ele almak için bir temel oluşturabilecek istikşafi görüşmeler” olarak nitelendirdi.

Hatibzade, Suudi Arabistan’dan bir heyetin Tahran Büyükelçiliğini açmak için İran’a geldiği yönündeki iddiaları ise doğrulamadı.


Öte yandan, Iraklı bir hükümet yetkilisine bakılırsa Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Bakanlığından yetkililerle, Tahran ve Riyad içindeki diyaloğu takip etmek üzere Başbakanlık ofisine bağlı küçük bir komisyon kurdu.

Suudi Arabistan’ın İranlılarla müzakere masasına oturmasında yeni ABD yönetiminin etkisi

Amerikan medyasında yer alan haberlere bakılırsa, ABD Dışişleri Bakanlığının İran ve Irak İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı, Orta Doğu’daki gerilimlerin hafifçeletilmesi umuduyla İran ve Suudi Arabistan içinde başlayan doğrudan diyaloğu memnuniyetle karşıladıklarını söylemiş oldu.

Gözlemciler, Suudi Arabistan’ın Irak ara buluculuğunu kabul etmesinde ve 5 yıl arasında ilk kez İranlılarla aynı masaya oturmasında eski ABD Başkanı Donald Trump daha sonrası değişen siyasi havanın etkisi olduğu görüşünde.

ABD’de Joe Biden liderliğindeki yeni yönetimin Suudi Arabistan’a insan hakları ve Yemen’deki savaş hakkında eleştirilerde bulunmasının yanı sıra Riyad yönetimiyle askeri iş birliğini azaltma yoluna gitmesinin de İran’la müzakerelerin başlamasında etkili olduğu düşünülüyor.


Suudi Arabistan, seneler süren bir kopuştan daha sonra Katar ile de uzlaşma yolunda adımlar attı. Bunun yanında Türkiye ile ilişkilerde belirgin bir iyileşme yaşandı.

Suriye rejimine karşı daha az katı duruş sergileyen Suudiler, Rusya ve Çin ile de iş birliğine açık. Irak gibi İran’a müttefik ülkelerle iş birliğine dayalı ilişkiler kuran Suudi Arabistan yönetimi ayrıca, Tahran’la iletişim ve diyalog kanallarının da açılması yönünde adımlar attı.

Görüşmelerdeki öncelikli konu: Yemen

Öte yandan, medyaya yansıyan haberlerde, Iraklı yetkililere bakılırsa Yemen meselesinin, Suudi Arabistan ile İran içindeki diplomatik ilişkileri Ocak 2016’dan önceki haline döndürmenin yanı sıra ikili diyalog için öncelikli konular listesinde yer aldığı ifade ediliyor.

Bu kapsamda meşru hükümete destek için Yemen’deki savaşa dahil olan Suudi Arabistan, hükümet güçlerine karşı savaşan Husileri, destekçisi olarak kabul edilen İran’ın sayesinde Yemen’deki savaşı bitmiş oldurmek için müzakere masasına çekmeye çalışıyor.

Yemen hükümeti ile Husiler içinde siyasi çözüm ufuklarının neredeyse tamamen kapanması, Birleşmiş Milletler Yemen temsilcisinin, savaşan iki taraf içinde ara buluculuk girişimlerinin başarısızlığı, Arap koalisyonu tarafınca desteklenen meşru hükümetin sorunu askeri alanda çözme konusundaki yetersizliği gibi faktörler, Suudi Arabistan’ı Husileri destekleyen İran’la aynı masaya oturmaya itti.

Gelinen noktada Riyad yönetimi, İran üzerinden Husileri müzakere masasına oturtmayı ve Yemen’deki krizi çözmeyi hedefliyor.

Suudi Arabistan ayrıca Yemen’deki savaşı bitirerek, petrol gelirlerine dayalı bir ekonomiden, 2030 vizyonuna uygun çeşitlendirilmiş bir ekonomiye geçişi sağlayacak kalkınma projelerine odaklanmak istiyor.

Riyad yönetiminin, ülkenin kuzeybatısında Kızıldeniz kıyısında yüksek teknoloji ve yapay zeka merkezi haline getirmek istediği NEOM şehriyle küresel şirketlere ev sahipliği yapma planı da bu projeler içinde yer alıyor.

Görüşmelerin, Suriye ve Yemen meselelerinde karşılıklı tavizler verilmesini sağlayacağı düşünülüyor

Son haftalarda, her iki ülkenin medyasında çıkan haberlerde, ilişkilerdeki gerginliğin hafifçelediğini gösteren işaretler bulunuyor. Söz konusu işaretler ise yapılan görüşmelerin ciddiyetini, uzlaşıya dayalı çözümlere ulaşma ve tartışmalı dosyaları ele alma konusundaki istekliliği yansıtıyor.

Görüşmelerde, her iki ülkenin, ihtilaflı meseleler ve Yemen’deki çıkarları konusunda farklı tutumlara sahip olması niçiniyle hızlıca anlaşmaya varması beklenmiyor.

Ancak bu görüşmelerin en azından, şiddetin seviyesini aşamalı olarak azaltacağı; Suriye ve Yemen meselelerinde karşılıklı tavizler verilmesini sağlayacağı düşünülüyor.

Öte yandan, Irak’ta seçimler daha sonrası sonuçlara yapılan itirazlar niçiniyle Kazımi hükümetinin kendi iç meselelerine yoğunlaşabileceği yorumları da yapılıyor. Bu niçinle analistler, İran-Suudi Arabistan görüşmelerinin Irak haricinde bir üçüncü ülkede yapılması ya da Irak’taki gelişmelerin takip edilmesi gibi ihtimaller üzerinde duruyor.

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.