Türkiye’de 19 binden çok hasta böbrek nakli bekliyor
Trakya Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sedat Üstündağ, ileri derece böbrek yetersizliği yaşayan hastaların ömürlerini sağlıklı sürdürebilmeleri için böbrek nakline gereksinim duyulduğunu, Türkiye’de 19 binden çok hastanın nakil beklediğini söylemiş oldu.
Prof. Dr. Üstündağ, “3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası” ötürüsıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, böbrek yetersizliği görülen hastalarda hayat kalitesinin bozulduğunu ve hayat müddetinin azaldığını tabir etti.
Böbrek yetersizliği olan hastaların hayata tutunması için iki metot olduğunu belirten Üstündağ, “Birincisi böbrek nakli yapılması oburu ise diyaliz formlarıyla hastanın kanındaki zehirleri temizlemek.” dedi.
Üstündağ, diyaliz tedavisinin bedendeki zehirleri temizlediğini fakat bu esnada yararlı moleküllerin kaybının da yaşandığını lisana getirdi.
Böbreğin tek nazaranvinin zehirli unsurları uzaklaştırmak olmadığına dikkati çeken Üstündağ, şöyleki devam etti:
“Böbrek bir fazlaca hormonu üretir ve kan imali böbreğin sağlıklı çalışmasıyla olur. bir daha kemik imali böbreğin sağlıklı çalışması ve birtakım hormonları üretmesiyle olur. ötürüsıyla diyaliz tedavisi zehirleri bir ölçü uzaklaştırır fakat bu hormonları üretemez. Dünyanın neresine giderseniz gidin bugün diyaliz tedavisi uygulanan hastaların yüzde 20’sini gelecek sene nazaranmeme riskiyle karşı karşıyasınızdır. Lakin nakil olmuş hastalarda bu oran yüzde 2-4 içinde değişir. Organ naklinin hastalar ve toplum için ehemmiyeti bu sayılarda saklıdır. Hayat konforu ve kalitesi, lakin o organla birebir fonksiyonu yapan organın yinedan görev görmeye başlamasıyla sağlanır.”
Üstündağ, Türkiye’de binlerce hastanın nakil beklediğini lisana getirdi.
en çok nakil beklenen organın böbrek olduğuna dikkati çeken Üstündağ, “Türkiye’de 19 bin 80 hasta böbrek bekliyor. Böbrekten daha sonra en çok organ bekleyenler karaciğer hastaları. 1337 karaciğer hastası nakil bekliyor, 1204 hasta kornea nakli olmayı bekliyor. bir daha 809 hasta kalp nakli olmayı bekliyor, 239 hasta pankreas nakli bekliyor.” diye konuştu.
Üstündağ, nakil bekleyen hasta sayısının her yıl arttığını lakin böbrek bağışının birebir oranda artmadığını tabir etti.
Türkiye’de bilhassa kadavradan bağış oranının düşük olduğunu vurgulayan Üstündağ, şunları kaydetti:
“Bundan 15 sene evvelden 1 milyon bireyde 1 kişi organlarını bağışlıyordu. Sıhhat Bakanlığımız ve sıhhatle uğraşan derneklerin büyük çabalarıyla milyonda 4-5 şahsa kadar ulaştı. Yetersiz fakat, 4-5 kat artması büyük bir muvaffakiyet. Pandeminin ortaya girmesiyle sayılar bir ölçü geriye gitmiş oldu. Pandemi öncesinde Türkiye’de 4 nakilden biri kadavradan yapılıyordu keşke karşıtı olsa natürel. Fakat pandemi daha sonrasında kadavradan nakiller yüzde 10’lara kadar düştü. 2021 yılında 3 bin 375 böbrek nakli yapılabildi. Bu 3 bin 375 nakilin, 3 bin 71 tanesi canlıdan oldu. Geri kalanı kadavradan oldu. Bu pek düşük bir sayı. Bu yılın sayılarına bakacak olursak şu ana kadar yaklaşık 2 bin 955 gerçekleştirilmiş oldu. Bunun 2 bin 616’sı canlıdan geri kalanı kadavradan yapılabildi. Bu da bir daha yaklaşık yüzde 10 üzere bir orana tekabül ediyor.”
Üstündağ, Türk halkından bu bahiste hassaslık beklediklerini lisana getirerek, “Organların toprak altında çürüdüğü besbelli. Fakat her bir organ, nakil bekleyen hastalara orijinal bir ömür sunabilir.” kelamlarına yer verdi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Trakya Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sedat Üstündağ, ileri derece böbrek yetersizliği yaşayan hastaların ömürlerini sağlıklı sürdürebilmeleri için böbrek nakline gereksinim duyulduğunu, Türkiye’de 19 binden çok hastanın nakil beklediğini söylemiş oldu.
Prof. Dr. Üstündağ, “3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası” ötürüsıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, böbrek yetersizliği görülen hastalarda hayat kalitesinin bozulduğunu ve hayat müddetinin azaldığını tabir etti.
Böbrek yetersizliği olan hastaların hayata tutunması için iki metot olduğunu belirten Üstündağ, “Birincisi böbrek nakli yapılması oburu ise diyaliz formlarıyla hastanın kanındaki zehirleri temizlemek.” dedi.
Üstündağ, diyaliz tedavisinin bedendeki zehirleri temizlediğini fakat bu esnada yararlı moleküllerin kaybının da yaşandığını lisana getirdi.
Böbreğin tek nazaranvinin zehirli unsurları uzaklaştırmak olmadığına dikkati çeken Üstündağ, şöyleki devam etti:
“Böbrek bir fazlaca hormonu üretir ve kan imali böbreğin sağlıklı çalışmasıyla olur. bir daha kemik imali böbreğin sağlıklı çalışması ve birtakım hormonları üretmesiyle olur. ötürüsıyla diyaliz tedavisi zehirleri bir ölçü uzaklaştırır fakat bu hormonları üretemez. Dünyanın neresine giderseniz gidin bugün diyaliz tedavisi uygulanan hastaların yüzde 20’sini gelecek sene nazaranmeme riskiyle karşı karşıyasınızdır. Lakin nakil olmuş hastalarda bu oran yüzde 2-4 içinde değişir. Organ naklinin hastalar ve toplum için ehemmiyeti bu sayılarda saklıdır. Hayat konforu ve kalitesi, lakin o organla birebir fonksiyonu yapan organın yinedan görev görmeye başlamasıyla sağlanır.”
Üstündağ, Türkiye’de binlerce hastanın nakil beklediğini lisana getirdi.
en çok nakil beklenen organın böbrek olduğuna dikkati çeken Üstündağ, “Türkiye’de 19 bin 80 hasta böbrek bekliyor. Böbrekten daha sonra en çok organ bekleyenler karaciğer hastaları. 1337 karaciğer hastası nakil bekliyor, 1204 hasta kornea nakli olmayı bekliyor. bir daha 809 hasta kalp nakli olmayı bekliyor, 239 hasta pankreas nakli bekliyor.” diye konuştu.
Üstündağ, nakil bekleyen hasta sayısının her yıl arttığını lakin böbrek bağışının birebir oranda artmadığını tabir etti.
Türkiye’de bilhassa kadavradan bağış oranının düşük olduğunu vurgulayan Üstündağ, şunları kaydetti:
“Bundan 15 sene evvelden 1 milyon bireyde 1 kişi organlarını bağışlıyordu. Sıhhat Bakanlığımız ve sıhhatle uğraşan derneklerin büyük çabalarıyla milyonda 4-5 şahsa kadar ulaştı. Yetersiz fakat, 4-5 kat artması büyük bir muvaffakiyet. Pandeminin ortaya girmesiyle sayılar bir ölçü geriye gitmiş oldu. Pandemi öncesinde Türkiye’de 4 nakilden biri kadavradan yapılıyordu keşke karşıtı olsa natürel. Fakat pandemi daha sonrasında kadavradan nakiller yüzde 10’lara kadar düştü. 2021 yılında 3 bin 375 böbrek nakli yapılabildi. Bu 3 bin 375 nakilin, 3 bin 71 tanesi canlıdan oldu. Geri kalanı kadavradan oldu. Bu pek düşük bir sayı. Bu yılın sayılarına bakacak olursak şu ana kadar yaklaşık 2 bin 955 gerçekleştirilmiş oldu. Bunun 2 bin 616’sı canlıdan geri kalanı kadavradan yapılabildi. Bu da bir daha yaklaşık yüzde 10 üzere bir orana tekabül ediyor.”
Üstündağ, Türk halkından bu bahiste hassaslık beklediklerini lisana getirerek, “Organların toprak altında çürüdüğü besbelli. Fakat her bir organ, nakil bekleyen hastalara orijinal bir ömür sunabilir.” kelamlarına yer verdi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.