Uzmanından iftar tavsiyesi: Çorbadan daha sonra 15 dakika mola
11 ayın sultanı Ramazan’a sayılı günler kaldı. İftar ve sahur vakitleriyle yeme alışkanlıklarını sil baştan değiştiren Ramazan ayında, zorlanmadan ve kilo almadan oruç tutabilmenin yolu ise doğru beslenmeden geçiyor. Kızılay Kartal Hastanesi’nden Beslenme Uzmanı Diyetisyen Nurdan Çeliktaş, “Ramazan ayında başımız dönmeden, el ayak kesilmeden bazı şeylere dikkat ederek rahat bir biçimde oruç tutabiliriz. Öncelikle yeterli ve dengeli beslenme sürdürmemiz gerekiyor. Ağır ve yağlı yiyecekler, kızartma, salam, sosis, sucuk gibi besinlerden uzak durulmalı. Bunlar hazımsızlık, mide yanması, tansiyon yükselmesi yada düşmesi gibi rahatsızlıkları tetikliyor” dedi.
Ramazan ayında beslenme alışkanlıkları değişirken, iftar yemeklerine daha oldukca özen gösteriliyor. Uzun saatler aç kalındıktan daha sonra kalorili besinlerin tüketilmesi sağlıksız beslenmeye niçin olurken, kilo alımına da sebep oluyor. Uzun süren açlık daha sonrası kan şekerinin düştüğünü hatırlatan Çeliktaş, “Değerlerde yaşanan değişiklik dengesiz beslenmeyi de birlikteinde getiriyor. Bunun önüne geçmek için oruç 2 bardak ılık su 1-2 adet hurma ile açılmalı. Oruç açıldıktan daha sonra çorba ve salata tercih edilirse iyi olur. Uzun bir açlık geçirildiği için hızlı bir başlangıç yapmamak vücut sağlığı açısından gayet önemli” diye konuştu.
ÇORBADAN daha sonra 15 DAKİKA MOLA
Çorba tüketildikten daha sonra 15 dakika mola verilmesini öneren Çeliktaş, “Ana yemek olarak etli bir sebze yemeği veya tavuk, et, balık gibi protein kaynağı yiyecekler, tam tahıllı ekmek veya porsiyonlara dikkat ederek bulgur pilavı, posa açısından zengin kuru baklagiller yardımcı yemek olarak tercih edilebilir” şeklinde konuştu.
YOĞURT, KOMPOSTO VE KEFİR
İftar sofralarının eğer olmazsa olmazı yoğurdun da düzenli olarak tüketilmesini öneren Çeliktaş, şu biçimde konuştu: “Yoğurt ayran veya cacık olarak yenilebilirken, çeşitli mevsim meyvelerinden komposto yaparak tüketilebilir. İftardan 1-2 saat daha sonra ara öğün olarak meyve, yoğurt, kefir tüketilmesini tavsiye ediyoruz”
MUTLAKA SAHURA KALKIN
Oruç tutan kişilerin mutlaka sahura kalkmasını tavsiye eden Çeliktaş, “Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafifçe bir kahvaltı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı gibi hafifçe yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmeli. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanlar ise midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri uygun biçimde tüketebilir. Burada önemli olan aşırı yağlı, tuzlu yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması. her insanın günlük 2-2.5 litre su tüketmesi gerekiyor. Bu miktar, tek seferde değil iftar sahur içinde dağıtılarak içilmeli” diye konuştu.
YEMEĞİ İYİCE ÇİĞNEYİN
Gün boyu süren açlık niçiniyle kan şekerinin düştüğünü hatırlatan Çeliktaş, “İftar vaktinde beyne giden açlık sinyalleri fazlalaştığı için kısa sürede oldukça miktarda besin tüketme isteği doğuyor. Bu yüzden oldukça fazla besin, oldukça hızlı bir şekilde tüketilebiliyor. her insanın yavaş yemeye ve iyi çiğnemeye dikkat etmesi gerekiyor. Bu sayede kan şekeri de dengelenebiliyor” dedi.
Aybike Eroğlu
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
11 ayın sultanı Ramazan’a sayılı günler kaldı. İftar ve sahur vakitleriyle yeme alışkanlıklarını sil baştan değiştiren Ramazan ayında, zorlanmadan ve kilo almadan oruç tutabilmenin yolu ise doğru beslenmeden geçiyor. Kızılay Kartal Hastanesi’nden Beslenme Uzmanı Diyetisyen Nurdan Çeliktaş, “Ramazan ayında başımız dönmeden, el ayak kesilmeden bazı şeylere dikkat ederek rahat bir biçimde oruç tutabiliriz. Öncelikle yeterli ve dengeli beslenme sürdürmemiz gerekiyor. Ağır ve yağlı yiyecekler, kızartma, salam, sosis, sucuk gibi besinlerden uzak durulmalı. Bunlar hazımsızlık, mide yanması, tansiyon yükselmesi yada düşmesi gibi rahatsızlıkları tetikliyor” dedi.
Ramazan ayında beslenme alışkanlıkları değişirken, iftar yemeklerine daha oldukca özen gösteriliyor. Uzun saatler aç kalındıktan daha sonra kalorili besinlerin tüketilmesi sağlıksız beslenmeye niçin olurken, kilo alımına da sebep oluyor. Uzun süren açlık daha sonrası kan şekerinin düştüğünü hatırlatan Çeliktaş, “Değerlerde yaşanan değişiklik dengesiz beslenmeyi de birlikteinde getiriyor. Bunun önüne geçmek için oruç 2 bardak ılık su 1-2 adet hurma ile açılmalı. Oruç açıldıktan daha sonra çorba ve salata tercih edilirse iyi olur. Uzun bir açlık geçirildiği için hızlı bir başlangıç yapmamak vücut sağlığı açısından gayet önemli” diye konuştu.
ÇORBADAN daha sonra 15 DAKİKA MOLA
Çorba tüketildikten daha sonra 15 dakika mola verilmesini öneren Çeliktaş, “Ana yemek olarak etli bir sebze yemeği veya tavuk, et, balık gibi protein kaynağı yiyecekler, tam tahıllı ekmek veya porsiyonlara dikkat ederek bulgur pilavı, posa açısından zengin kuru baklagiller yardımcı yemek olarak tercih edilebilir” şeklinde konuştu.
YOĞURT, KOMPOSTO VE KEFİR
İftar sofralarının eğer olmazsa olmazı yoğurdun da düzenli olarak tüketilmesini öneren Çeliktaş, şu biçimde konuştu: “Yoğurt ayran veya cacık olarak yenilebilirken, çeşitli mevsim meyvelerinden komposto yaparak tüketilebilir. İftardan 1-2 saat daha sonra ara öğün olarak meyve, yoğurt, kefir tüketilmesini tavsiye ediyoruz”
MUTLAKA SAHURA KALKIN
Oruç tutan kişilerin mutlaka sahura kalkmasını tavsiye eden Çeliktaş, “Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafifçe bir kahvaltı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı gibi hafifçe yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmeli. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanlar ise midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri uygun biçimde tüketebilir. Burada önemli olan aşırı yağlı, tuzlu yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması. her insanın günlük 2-2.5 litre su tüketmesi gerekiyor. Bu miktar, tek seferde değil iftar sahur içinde dağıtılarak içilmeli” diye konuştu.
YEMEĞİ İYİCE ÇİĞNEYİN
Gün boyu süren açlık niçiniyle kan şekerinin düştüğünü hatırlatan Çeliktaş, “İftar vaktinde beyne giden açlık sinyalleri fazlalaştığı için kısa sürede oldukça miktarda besin tüketme isteği doğuyor. Bu yüzden oldukça fazla besin, oldukça hızlı bir şekilde tüketilebiliyor. her insanın yavaş yemeye ve iyi çiğnemeye dikkat etmesi gerekiyor. Bu sayede kan şekeri de dengelenebiliyor” dedi.
Aybike Eroğlu
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.