Vergi kanunları teklifinin ikinci kısmında yer alan unsurlar kabul edildi
Buna bakılırsa, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı sıradan usulde tespit edilenler ile defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, söz konusu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar için işi yapana veya malı satana imzalatacakları gider pusulası düzenleyecek. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafınca verilmiş fatura hükmünde olacak. Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün arasında düzenlenecek, bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılacak.
Kanun teklifiyle bazı durumlarda gider pusulası yerine kabul edilebilecek belgelere ilişkin düzenlemeler de hayata geçiriliyor. Bu kapsamda maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafınca düzenlenen belgeler ile Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilecek; bu hallerde mükellefler tarafınca ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek kalmayacak. Bu madde, düzenlemenin yayım tarihini takip eden ayın başında yürürlüğe girecek.
Vergi mahremiyeti hükümleri, yetkili ortak, yönetici ve çalışanlara da uygulanacak
Düzenlemeyle söz konusu Kanun’a, “elektronik defter beratı” ve “elektronik muhasebe fişi” tanımları ekleniyor. Buna nazaran, elektronik defter beratı, elektronik ortamda tutulan defterlere ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafınca belirlenen standartlara uygun detayları içeren ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafınca onaylanmış elektronik dosya; elektronik muhasebe fişi ise şekil hükümlerinden bağımsız olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafınca belirlenen standart ve içeriğe uygun olarak elektronik ortamda düzenlenen, imzalanan, muhafaza ve ibraz edilebilen muhasebe fişine ait elektronik kayıtlar bütünü şeklinde tanımlanıyor.
Teklifle, mükelleflerin defter ve belgelerini elektronik ortamda ibraz edilebilmesine imkan sağlanırken, vergi mahremiyetine ilişkin hükümlerin elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilen mükelleflerin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanması imkanı getiriliyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığınca, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin, mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanmasının yanı sıra mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla ibraz edilmesine de izin verilmesi veya zorunluluk getirilmesi için yetki veriliyor.
Maliyet bedeline dahil edilecek giderler
Düzenlemeyle Vergi Usul Kanunu’ndaki iktisadi kıymet değerlerinin değerleme ölçütleri arasına “alış bedeli” de ekleniyor.
İktisadi kıymetlerin değerleme ölçüsü olarak dikkate alınan “maliyet bedeli” tanımına girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar kapsamlı sayılarak söz konusu Kanun’a dercediliyor. bu biçimdece uygulamada tereddütlere niçin olan, maliyet bedeline zorunlu veya ihtiyari olarak dahil edilmesi öngörülen giderler sayılarak maliyet bedelinin nelerden oluştuğunun açıklığa kavuşturulması hedefleniyor.
Buna gore, iktisadi kıymetin, iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla doğrudan ilgili gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri; iktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla doğrudan ilgili resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri; iktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler; iktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri ile gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler, maliyet bedeline dahil edilecek.
Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilecek. Mükelleflere, iktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla ilgili özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanmasını destekleme fonunu, maliyet bedeline dahil edebilme veya genel giderler içinde gösterebilme serbestliği getiriliyor.
Teklifle, Kanun’a değerleme ölçüsü olarak eklenen “alış bedeli”, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanıyor. Buna bakılırsa, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesiyle ilgili diğer giderler alış bedeline dahil edilmeyecek.
bir daha değerleme oranı düzenlemesi
Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikle “Enflasyon düzeltmesi, bir daha değerleme oranı ve bir daha değerleme” başlığı düzenleniyor. Buna bakılırsa, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına gore defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını TL haricinde başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç, enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla bilançolarına dahil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları, kanun teklifinde belirlenen şartlar doğrultusunda bir daha değerleyebilecek.
bir daha değerleme yapılacak yılın ekim ayında bundan önceki yılın aynı dönemine gore Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yİ-ÜFE’de meydana gelen ortalama fiyat artış oranı, bir daha değerleme oranı olarak dikkate alınacak. Kendilerine özel hesap dönemi tayin olunan mükellefler için özel hesap döneminin başladığı takvim yılına ait oran esas alınacak. Geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılacak değerlemede esas alınacak bir daha değerleme oranı ise bundan önceki yılın kasım ayından başlamak üzere; 3, 6 ve 9’uncu aylarda bundan önceki 3, 6 ve 9 aylık dönemlere bakılırsa Yİ-ÜFE’de meydana gelen ortalama fiyat artış oranı esas alınmak suretiyle belirlenecek.
bir daha değerlemede iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen değer artışı, bir daha değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışı ayrıntılı olarak görünecek biçimde bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilecek.
İktisadi kıymetlerini bu fıkra kapsamında bir daha değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, bir daha değerleme daha sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam edecek.
Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme haricinde herhangi bir biçimde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu zamanda gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulacak.
bir daha değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde, bunlara isabet eden pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulacak.
Her yılın bir daha değerleme oranı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilecek. bir daha değerlemenin herhangi bir yıl yapılamamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından ötürü hemen sonrasındaki senelerda geçmiş dönemlere ilişkin bir daha değerleme yapılamayacak.
Hesap dönemi arasında aktife giren iktisadi kıymetler için aktife girdiği hesap döneminde, bir daha değerleme yapılmayacak. Bu düzenleme 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girecek.
Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi’nin TBMM Genel Kurulunda kabul edilen ikinci bölümündeki maddelere bakılırsa, amortismanın süre bakımından uygulanmasına yönelik usullere yenileri ekleniyor.
Dileyen mükellefler, amortisman işlemine, işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar, gün esasına gore amortisman ayırabilecek.
Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen yararlı ömür süreleri, 365 ile çarpılacak. Mükellefler, belirlenen yararlı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla belirleyebilecek. Bu süre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin 2 katını ve 50 yılı aşamayacak. Mükellefler bu tercihlerini, iktisadi kıymetin envantere alındığı geçici vergi dönemi sonu itibarıyla kullanacak. böyle belirlenen amortisman süresi ve oranı, izleyen dönemlerde değiştirilemeyecek.
Amortisman hesaplanmasına başlandıktan daha sonra bu hesaplama şeklinden vazgeçilemeyecek.
Teklifle, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlunun ödemediği dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami bir tutar belirlenerek, bu konudaki belirsizlik gideriliyor. Protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafınca ödenmemiş ve 3 bin lirayı aşmayan alacaklar, şüpheli alacak sayılacak. Şüpheli alacak hükümleri, işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler açısından da uygulanabilecek.
Mevcut uygulamadaki tereddütlü hususlar gideriliyor
Teklifle, amortismana tabi malların satılmasında mevcut uygulamadaki tereddütlü hususlar gideriliyor.
Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine bakılırsa zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa, satıştan doğan kar, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek. Bu süre arasında satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kar, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kar ve zarar hesabına eklenecek.
Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı ile ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı işin niteliğine gore zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa tazminat fazlası, bilanço esasına bakılırsa defter tutan mükellef tarafınca üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek.
Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dahil olmak üzere, iktisap edilen bir veya birden çok kıymetin ayrılacak amortismanlarına mahsup edilecek. Bu mahsup tamamlandıktan daha sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunacak.
Vergi ziyaı cezası yüzde 50 oranında artırılarak uygulanacak
Vergi ziyaına niçiniyet vermekten veya usulsüzlükten ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında; cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 5. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın; kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 2. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar yine ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde 50, usulsüzlük cezası yüzde 25 oranında artırılarak uygulanacak. Artırım tutarı kesinleşen cezadan, kesinleşen birden çok ceza olması durumunda tutar itibarıyla en yükseğinden çok olamayacak.
Kağıt ortamında yapılan, tutulan kayıt ve defterlere yönelik olarak kayıt nizamına ilişkin hükümlere uyulmaması durumunda kesilecek cezalar ile elektronik kayıt ve defter uygulamalarındaki kayıt nizamına uyulmaması fiillerine uygulanacak cezaların aynı mahiyette olması ve bu fiillere karşılık olarak birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi temin edilerek uygulamada yaşanan tereddütler giderilecek.
Özel usulsüzlük cezası
Teklifle gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlara bağlı olarak özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi temin edilecek.
Tasdik kapsamına alınan konulara ilişkin ibraz edilmesi gereken yeminli mali müşavir tasdik raporunun, belirlenen sürede ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellef adına özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Belge basımıyla ilgili bildirim gorevini belirlenen sürede yerine getirmeyen ya da bildirimi eksik veya hatalı yapan matbaa işletmecilerine 1400 lira özel usulsüzlük cezası verilecek.
Özel usulsüzlük cezası, bildirimin belirlenen sürenin sonundan başlayarak 30 gün arasında yapılması ya da eksik veya hatalı yapılan bildirimin aynı süre arasında tamamlanması, düzeltilmesi durumunda yarı oranında uygulanacak.
Yeminli mali müşavir tasdik raporunun belirtilen sürede ibraz edilmemesi durumunda, tasdik raporu ibraz şartı getirilen mükellef adına 50 bin liradan az ve 500 bin liradan fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibrazı şartına bağlanan tutarın yüzde 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek.
İhtilafların azaltılması ve vergisel süreçlerde etkinliğin artırılması için 5 bin Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin uzlaşma talep edilebilmesi ve bu tutarı aşmayan usulsüzlük cezaları içinse Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen indirim oranının yüzde 50 artırımlı olarak uygulanması sağlanıyor.
Teklifin ikinci bölümündeki maddelerin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Haydar Akar, alınan karar gereği birleşimi saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Buna bakılırsa, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı sıradan usulde tespit edilenler ile defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, söz konusu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar için işi yapana veya malı satana imzalatacakları gider pusulası düzenleyecek. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafınca verilmiş fatura hükmünde olacak. Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün arasında düzenlenecek, bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılacak.
Kanun teklifiyle bazı durumlarda gider pusulası yerine kabul edilebilecek belgelere ilişkin düzenlemeler de hayata geçiriliyor. Bu kapsamda maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafınca düzenlenen belgeler ile Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilecek; bu hallerde mükellefler tarafınca ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek kalmayacak. Bu madde, düzenlemenin yayım tarihini takip eden ayın başında yürürlüğe girecek.
Vergi mahremiyeti hükümleri, yetkili ortak, yönetici ve çalışanlara da uygulanacak
Düzenlemeyle söz konusu Kanun’a, “elektronik defter beratı” ve “elektronik muhasebe fişi” tanımları ekleniyor. Buna nazaran, elektronik defter beratı, elektronik ortamda tutulan defterlere ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafınca belirlenen standartlara uygun detayları içeren ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafınca onaylanmış elektronik dosya; elektronik muhasebe fişi ise şekil hükümlerinden bağımsız olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafınca belirlenen standart ve içeriğe uygun olarak elektronik ortamda düzenlenen, imzalanan, muhafaza ve ibraz edilebilen muhasebe fişine ait elektronik kayıtlar bütünü şeklinde tanımlanıyor.
Teklifle, mükelleflerin defter ve belgelerini elektronik ortamda ibraz edilebilmesine imkan sağlanırken, vergi mahremiyetine ilişkin hükümlerin elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilen mükelleflerin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanması imkanı getiriliyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığınca, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin, mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanmasının yanı sıra mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla ibraz edilmesine de izin verilmesi veya zorunluluk getirilmesi için yetki veriliyor.
Maliyet bedeline dahil edilecek giderler
Düzenlemeyle Vergi Usul Kanunu’ndaki iktisadi kıymet değerlerinin değerleme ölçütleri arasına “alış bedeli” de ekleniyor.
İktisadi kıymetlerin değerleme ölçüsü olarak dikkate alınan “maliyet bedeli” tanımına girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar kapsamlı sayılarak söz konusu Kanun’a dercediliyor. bu biçimdece uygulamada tereddütlere niçin olan, maliyet bedeline zorunlu veya ihtiyari olarak dahil edilmesi öngörülen giderler sayılarak maliyet bedelinin nelerden oluştuğunun açıklığa kavuşturulması hedefleniyor.
Buna gore, iktisadi kıymetin, iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla doğrudan ilgili gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri; iktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla doğrudan ilgili resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri; iktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler; iktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri ile gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler, maliyet bedeline dahil edilecek.
Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilecek. Mükelleflere, iktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla ilgili özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanmasını destekleme fonunu, maliyet bedeline dahil edebilme veya genel giderler içinde gösterebilme serbestliği getiriliyor.
Teklifle, Kanun’a değerleme ölçüsü olarak eklenen “alış bedeli”, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanıyor. Buna bakılırsa, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesiyle ilgili diğer giderler alış bedeline dahil edilmeyecek.
bir daha değerleme oranı düzenlemesi
Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikle “Enflasyon düzeltmesi, bir daha değerleme oranı ve bir daha değerleme” başlığı düzenleniyor. Buna bakılırsa, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına gore defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını TL haricinde başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç, enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla bilançolarına dahil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları, kanun teklifinde belirlenen şartlar doğrultusunda bir daha değerleyebilecek.
bir daha değerleme yapılacak yılın ekim ayında bundan önceki yılın aynı dönemine gore Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yİ-ÜFE’de meydana gelen ortalama fiyat artış oranı, bir daha değerleme oranı olarak dikkate alınacak. Kendilerine özel hesap dönemi tayin olunan mükellefler için özel hesap döneminin başladığı takvim yılına ait oran esas alınacak. Geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılacak değerlemede esas alınacak bir daha değerleme oranı ise bundan önceki yılın kasım ayından başlamak üzere; 3, 6 ve 9’uncu aylarda bundan önceki 3, 6 ve 9 aylık dönemlere bakılırsa Yİ-ÜFE’de meydana gelen ortalama fiyat artış oranı esas alınmak suretiyle belirlenecek.
bir daha değerlemede iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen değer artışı, bir daha değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışı ayrıntılı olarak görünecek biçimde bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilecek.
İktisadi kıymetlerini bu fıkra kapsamında bir daha değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, bir daha değerleme daha sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam edecek.
Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme haricinde herhangi bir biçimde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu zamanda gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulacak.
bir daha değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde, bunlara isabet eden pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulacak.
Her yılın bir daha değerleme oranı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilecek. bir daha değerlemenin herhangi bir yıl yapılamamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından ötürü hemen sonrasındaki senelerda geçmiş dönemlere ilişkin bir daha değerleme yapılamayacak.
Hesap dönemi arasında aktife giren iktisadi kıymetler için aktife girdiği hesap döneminde, bir daha değerleme yapılmayacak. Bu düzenleme 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girecek.
Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi’nin TBMM Genel Kurulunda kabul edilen ikinci bölümündeki maddelere bakılırsa, amortismanın süre bakımından uygulanmasına yönelik usullere yenileri ekleniyor.
Dileyen mükellefler, amortisman işlemine, işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar, gün esasına gore amortisman ayırabilecek.
Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen yararlı ömür süreleri, 365 ile çarpılacak. Mükellefler, belirlenen yararlı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla belirleyebilecek. Bu süre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin 2 katını ve 50 yılı aşamayacak. Mükellefler bu tercihlerini, iktisadi kıymetin envantere alındığı geçici vergi dönemi sonu itibarıyla kullanacak. böyle belirlenen amortisman süresi ve oranı, izleyen dönemlerde değiştirilemeyecek.
Amortisman hesaplanmasına başlandıktan daha sonra bu hesaplama şeklinden vazgeçilemeyecek.
Teklifle, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlunun ödemediği dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami bir tutar belirlenerek, bu konudaki belirsizlik gideriliyor. Protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafınca ödenmemiş ve 3 bin lirayı aşmayan alacaklar, şüpheli alacak sayılacak. Şüpheli alacak hükümleri, işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler açısından da uygulanabilecek.
Mevcut uygulamadaki tereddütlü hususlar gideriliyor
Teklifle, amortismana tabi malların satılmasında mevcut uygulamadaki tereddütlü hususlar gideriliyor.
Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine bakılırsa zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa, satıştan doğan kar, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek. Bu süre arasında satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kar, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kar ve zarar hesabına eklenecek.
Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı ile ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı işin niteliğine gore zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa tazminat fazlası, bilanço esasına bakılırsa defter tutan mükellef tarafınca üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek.
Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dahil olmak üzere, iktisap edilen bir veya birden çok kıymetin ayrılacak amortismanlarına mahsup edilecek. Bu mahsup tamamlandıktan daha sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunacak.
Vergi ziyaı cezası yüzde 50 oranında artırılarak uygulanacak
Vergi ziyaına niçiniyet vermekten veya usulsüzlükten ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında; cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 5. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın; kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 2. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar yine ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde 50, usulsüzlük cezası yüzde 25 oranında artırılarak uygulanacak. Artırım tutarı kesinleşen cezadan, kesinleşen birden çok ceza olması durumunda tutar itibarıyla en yükseğinden çok olamayacak.
Kağıt ortamında yapılan, tutulan kayıt ve defterlere yönelik olarak kayıt nizamına ilişkin hükümlere uyulmaması durumunda kesilecek cezalar ile elektronik kayıt ve defter uygulamalarındaki kayıt nizamına uyulmaması fiillerine uygulanacak cezaların aynı mahiyette olması ve bu fiillere karşılık olarak birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi temin edilerek uygulamada yaşanan tereddütler giderilecek.
Özel usulsüzlük cezası
Teklifle gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlara bağlı olarak özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi temin edilecek.
Tasdik kapsamına alınan konulara ilişkin ibraz edilmesi gereken yeminli mali müşavir tasdik raporunun, belirlenen sürede ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellef adına özel usulsüzlük cezası kesilecek.
Belge basımıyla ilgili bildirim gorevini belirlenen sürede yerine getirmeyen ya da bildirimi eksik veya hatalı yapan matbaa işletmecilerine 1400 lira özel usulsüzlük cezası verilecek.
Özel usulsüzlük cezası, bildirimin belirlenen sürenin sonundan başlayarak 30 gün arasında yapılması ya da eksik veya hatalı yapılan bildirimin aynı süre arasında tamamlanması, düzeltilmesi durumunda yarı oranında uygulanacak.
Yeminli mali müşavir tasdik raporunun belirtilen sürede ibraz edilmemesi durumunda, tasdik raporu ibraz şartı getirilen mükellef adına 50 bin liradan az ve 500 bin liradan fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibrazı şartına bağlanan tutarın yüzde 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek.
İhtilafların azaltılması ve vergisel süreçlerde etkinliğin artırılması için 5 bin Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin uzlaşma talep edilebilmesi ve bu tutarı aşmayan usulsüzlük cezaları içinse Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen indirim oranının yüzde 50 artırımlı olarak uygulanması sağlanıyor.
Teklifin ikinci bölümündeki maddelerin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Haydar Akar, alınan karar gereği birleşimi saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.