Yurtta büyüyen Toplumsal Hizmetler Müdürü, 28 yıldır mukadderat ortakları için çalışıyor
hemen hemen 2 yaşında annesini kaybeden, engelli babası tarafınca 8 yaşına geldiğinde Giresun’daki yetiştirme yurduna verilen Alim Yavuz, 11 yıl farklı yurtlarda kaldı. 19 yaşında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümünü kazanan Yavuz, sosyal hizmetler uzmanı olarak ülkenin farklı yerlerindeki sevgi evleri, yetiştirme yurtları ve huzurevlerinde bakılırsav yaptı. 8 yıldır Salihli İlçe Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürlüğü bakılırsavini yürüten Yavuz, yazdığı şiir kitabı ve romanıyla da edebiyat dünyasında yer aldı.
Alim Yavuz, AA muhabirine, sosyal hizmetleri bir meslek değil yaşamın anlamı olarak gördüğünü, 48 yıllık hayatının 40 yılının sosyal hizmetlerde geçtiğini anlattı. Yazıp çizdiği, mesai saatinde veya daha sonrasında yaptığı her şeyin sosyal hizmetlerle alakalı olduğuna işaret eden Yavuz, yetiştirme yurdunda büyüyerek bu gorevde çalışmanın empati yönünü pekiştirdiğini söylemiş oldu.
– Yazmanın iyileştirici yönü
Bir çocuğu kurumun bakımına alırken kendi yaşadıklarının aklına geldiğini ifade eden Yavuz, şu biçimde konuştu:
“Kurum adına çocuğu alırken ilk gününü, yaşayacağı zorlukları ben biliyorum. O çocuğu en iyi biçimde kurum bakımına hazırlamanın ne demek olduğunu biliyorum. Yaşadıklarım dejavu gibi aklıma geliyor. Bu duygusal yükle de baş etmek gerekiyor. Bununla baş etmek adına yazıyorum. Yazmanın iyileştirici bir yönü olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben yetiştirme yurdundayken en zor anım, babamın öldüğünü söylemiş oldukleri andı. söylemiş olduler ama 2 sene daha sonra. bu biçimde ‘Baban öldü.’ dediler ama ne bir psikolojik destek oldu, ne başka bir şey… O dönemlerde bunlar pek düşünülmüyordu. Ben o dönemleri yazarak atlattım. yaşamım boyunca yazarak kendimi iyileştirmeye çalışıyorum.”
– Geçmişini geride bıraktı
Yetiştirme yurduna verildiğinde geçmişini geride bırakıp geleceğine odaklandığını belirten Yavuz, “Ailem olmadığı için kendimi ancak kendi çabamla kurtarabileceğimi farkına vardım.” ifadesini kullandı.
Kendisi gibi yetiştirme yurdunda olan kardeşlerine yararlı olmak için sosyal hizmetler eğitimine yöneldiğini dile getiren Yavuz, “Sosyal hizmet uzmanı olarak büyüdüğüm, çocukluğumun geçtiği yetiştirme yurtlarında çalışmaya başladım. İyi ki bu sonucu vermişim diye düşünüyorum, çünkü 28 yıllık kamu bakılırsavimde ‘Ah bir daha mi işe gidiyorum?’ demedim. Çünkü beni devlet büyüttü, ben devletimi baba bildim. Çalışırken de ‘Babamın işini yapıyorum.’ düşüncesi ve titizliği arasında oldum.” dedi.
Yazmanın haricinde en büyük motivasyonun “affetmek” olduğuna işaret eden Yavuz, insanın geçmişine takılmaması gerektiğini, geçmişini bağışlayarak bir daha sonrakine adım atmanın en büyük ilaç olduğunu sözlerine ekledi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
hemen hemen 2 yaşında annesini kaybeden, engelli babası tarafınca 8 yaşına geldiğinde Giresun’daki yetiştirme yurduna verilen Alim Yavuz, 11 yıl farklı yurtlarda kaldı. 19 yaşında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümünü kazanan Yavuz, sosyal hizmetler uzmanı olarak ülkenin farklı yerlerindeki sevgi evleri, yetiştirme yurtları ve huzurevlerinde bakılırsav yaptı. 8 yıldır Salihli İlçe Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürlüğü bakılırsavini yürüten Yavuz, yazdığı şiir kitabı ve romanıyla da edebiyat dünyasında yer aldı.
Alim Yavuz, AA muhabirine, sosyal hizmetleri bir meslek değil yaşamın anlamı olarak gördüğünü, 48 yıllık hayatının 40 yılının sosyal hizmetlerde geçtiğini anlattı. Yazıp çizdiği, mesai saatinde veya daha sonrasında yaptığı her şeyin sosyal hizmetlerle alakalı olduğuna işaret eden Yavuz, yetiştirme yurdunda büyüyerek bu gorevde çalışmanın empati yönünü pekiştirdiğini söylemiş oldu.
– Yazmanın iyileştirici yönü
Bir çocuğu kurumun bakımına alırken kendi yaşadıklarının aklına geldiğini ifade eden Yavuz, şu biçimde konuştu:
“Kurum adına çocuğu alırken ilk gününü, yaşayacağı zorlukları ben biliyorum. O çocuğu en iyi biçimde kurum bakımına hazırlamanın ne demek olduğunu biliyorum. Yaşadıklarım dejavu gibi aklıma geliyor. Bu duygusal yükle de baş etmek gerekiyor. Bununla baş etmek adına yazıyorum. Yazmanın iyileştirici bir yönü olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben yetiştirme yurdundayken en zor anım, babamın öldüğünü söylemiş oldukleri andı. söylemiş olduler ama 2 sene daha sonra. bu biçimde ‘Baban öldü.’ dediler ama ne bir psikolojik destek oldu, ne başka bir şey… O dönemlerde bunlar pek düşünülmüyordu. Ben o dönemleri yazarak atlattım. yaşamım boyunca yazarak kendimi iyileştirmeye çalışıyorum.”
– Geçmişini geride bıraktı
Yetiştirme yurduna verildiğinde geçmişini geride bırakıp geleceğine odaklandığını belirten Yavuz, “Ailem olmadığı için kendimi ancak kendi çabamla kurtarabileceğimi farkına vardım.” ifadesini kullandı.
Kendisi gibi yetiştirme yurdunda olan kardeşlerine yararlı olmak için sosyal hizmetler eğitimine yöneldiğini dile getiren Yavuz, “Sosyal hizmet uzmanı olarak büyüdüğüm, çocukluğumun geçtiği yetiştirme yurtlarında çalışmaya başladım. İyi ki bu sonucu vermişim diye düşünüyorum, çünkü 28 yıllık kamu bakılırsavimde ‘Ah bir daha mi işe gidiyorum?’ demedim. Çünkü beni devlet büyüttü, ben devletimi baba bildim. Çalışırken de ‘Babamın işini yapıyorum.’ düşüncesi ve titizliği arasında oldum.” dedi.
Yazmanın haricinde en büyük motivasyonun “affetmek” olduğuna işaret eden Yavuz, insanın geçmişine takılmaması gerektiğini, geçmişini bağışlayarak bir daha sonrakine adım atmanın en büyük ilaç olduğunu sözlerine ekledi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.