28 Şubat mağduru olan Türkiye’nin birinci başörtülü Belediye Lideri

dunyadan

Global Mod
Global Mod
28 Şubat mağduru olan Türkiye’nin birinci başörtülü Belediye Lideri
28 Şubat mağduru olan Türkiye’nin ilk başörtülü Belediye Başkanı

28 Şubat mağduru 7 yıllık Keban Belediye Başkanı Fethiye Atlı, “Başörtü hiç bir zaman kaos olmadı, şu anda başörtümüzle hizmet ediyoruz. Hem bu dünyada aynı zamanda ahirette haklarımı helal etmeyeceğim. Belki timsah gözyaşları döküyor diyecekler ama sıkıntıları biz yaşadık” dedi.

Elazığ’ın Keban ilçesinde 2014 yılında AK Parti’den aday gösterilerek girdiği yerel seçimlerde rakiplerini geçerek Türkiye’nin ilk başörtülü belediye başkanı olan Fethiye Atlı, 2019 yılında da seçimi kazandı ve iki dönemdir ilçeye hizmet ediyor. 28 Şubat 1997’de gerçekleşen post modern darbe daha sonrasında memurluk bakılırsavinden zorla istifa ettirilen Başkan Atlı, aradan 25 yıl geçmesine rağmen o günleri unutmadı. Atlı, o dönem yaşadıkları zorlu süreci anlatırken gözyaşlarına hakim alamadı.

“Hem 80 aynı zamanda 28 Şubat darbesi mağduruyum”
Daha lise öğrencisiyken 1980 darbesiyle belediye başkanı olan babasının nazaranvden alınmasıyla sıkıntılı bir müddetç yaşadıklarını ifade eden Başkan Fethiye Atlı, “Hem 80 aynı zamanda 28 Şubat darbesi mağduruyum. 80 darbesi sırasında ben bir öğrenciydim ve liseden yeni mezun olmuştum. Rahmetli babam belediye başkanıydı ve darbe sırasında bakılırsavden alındı. Biz o dönemde gerçekten sıkıntılı bir müddetç geçirdik. Babam esnaftı, iflas edilmiş ve sıkıntılı bir müddetç başlamıştı. Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde baraka ve oda kiraladık. Okullar tatil olunca ailecek oraya gidiyorduk. Babam Diyarbakır, Denizli ve Bursa’dan getirdiği hediyelik eşyaları kardeşimle alıp bohça şeklinde otellerde satıyordu. Biz de dükkan işletiyorduk” dedi.

“Biz o dönemi rapor ve izinle bir biçimde götürmeye çalıştık”
O döneme kadar 10 yıl 6 aylık bir devlet memuru olduğunu dile getiren Başkan Atlı, “14 yıl bu biçimde geçti ve 1990 yılında Maliye’nin açtığı bir sınavı kazandım. İlk gorev yerim de Gümüşhane Şiran Mal Müdürlüğü’ydü ve 3 yıl kadar orada çalıştım. Şiran’dan Elazığ İcadiye Vergi Dairesi’ne gelip nazaranve başladım. 6 ay daha sonrasında babam vefat etti ve akabinde tayinim Keban’a çıktı. 1998 yılına kadar Maliye’nin muhasebe bölümünde çalıştım. Bu yıldan daha sonra başörtüsü sorunu çıktı. Biz o dönem rapor ve izinle bir biçimde götürmeye çalıştık. Malatya’ya kadar gidip rapor alıyorduk. Bize rapor yazıyorlardı ve öyle cesaretli doktorlar da vardı. 2000 yılının kasım ayına kadar öyle idare ettik. Bu yıldan daha sonra Ankara’dan, genel müdürlükten gelen müfettişler ifademizi aldılar. İşimize son verdiler” diye konuştu.

Hem ailesinden aynı zamanda etrafından işine devam etmesi için başını açmasını önerenler olduğunu belirten Atlı, “İki tane yetim yeğenin var, baban yok ve evin büyüğü sensin. Yük omuzlarında, o yüzden başını aç işine git dediler. Ben başımı kesinlikle açmayacağımı söylemiş oldum. Müfettişler de gelip bizi işten çıkardılar. kimi zaman, ‘Yalan söylüyor’, ‘ Her 28 Şubat’ta timsah gözyaşları döküyor’ ve ‘Kendisi işten istifa etti’ diyorlar. Elimde evraklarım ve mahkeme kararları var. Biz o dönem yine dönebilmek için davalar açtık ve bizim savunmalarımız var. Bu sıkıntıları ben yaşadım ve her insanın bilmesi lazım. Ölene kadar 28 Şubat mağduruyuz, o sıkıntılı günleri gördük. 80 darbesinin sıkıntılarını da gördük ve hiç unutmadık. Bizim gençliğimiz sıkıntılarla geçti. hiç bir zaman devletimize ne isyan ne de cumhurbaşkanına hakaret ettik. Bugünkü insanlarımıza şaşırıyorum, bu cumhurbaşkanını halk seçmiş, o yüzden her insanın bu iradeye saygı göstermesi lazım” şeklinde konuştu.

“Şu anda başörtümüzle hizmet ediyoruz”
Sadece kendisinin değil binlerce insanın haklarının gasp edildiğini gözyaşları içerisinde anlatan Atlı, “Biz o dönem Çağlayan Adliyesi’nde 28 Şubat mağdurları bir araya geldik. Kadından fazlaca erkeğin olması dikkatimi çekmişti. Çoğu asker ve işten atılmışlardı. sebebi ise hep eşlerinin başörtülü olmalarıydı. O dönem sadece kadınlar değil, erkekler ve aileler de mağdur oldu. Hem bu dünyada aynı zamanda ahirette haklarımı helal etmeyeceğim. Belki timsah gözyaşları döküyor diyecekler ama sıkıntıları biz yaşadık. Gerçekten devletimiz oldukca büyük. Biri dara düştüğünde kaymakamlığa gidiyor, belediyeye geliyor. Devlet elinden gelen gayreti insanlara gösteriyor. Başörtü hiç bir zaman kaos olmadı, şu anda başörtümüzle hizmet ediyoruz. Bizim gibi binlerce başörtülü her yerde ülkesine hizmet ediyor. Kesinlikle ülkemize karşı bir art niyet ve düşmanlık yok, 7 yıldır buradayım ve tek derdimiz en güzel hizmeti nasıl yapabilirimdir. Her zaman devletimizin yanında olmalıyız. Kesinlikle ülkemin geriye gitmesini istemiyorum. Bu başörtümü kazanmışsam eğer kaybetmemek için devletimin yanında olacağım” diye konuştu.

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.