Abdullah Gül’den Seyahat davası sonucuna sert reaksiyon: Utanç verici
Seyahat davası sonucu konuşulmaya devam ediyor. Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet mahpusa mahküm edilirken 7 sanık hakkında 18’er yıl mahpus cezası verildi.
Yankı uyandıran karara ait bir kıymetlendirme de 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den geldi.
“Türkiye’ye kötülük yapmak isteyenler lakin bu kadar ziyan verebilirlerdi”
T24 muharriri Murat Sabuncu’ya telefonda konuşan Gül, şunları söylemiş oldu:
“Kavala ve arkadaşlarıyla ilgili karar kamu vicdanını epey derinden yaraladı. Beni de fazlaca üzdü. Bu dava yargılama süreci açısından da ileride utanılacak bir yargılama süreci olarak anılacaktır.
Osman Kavala üzere servet sahibi bir insan güzel vakit geçirmek yerine insanlık sorunlarıyla uğraşmasının bedelini ödüyor, bu epey acı. Yargıtay sonucuna kadar bu insanların mahpusta olması epey fazlaca üzücü, vicdanları yaralayıcı bir durum.
Türkiye için de inanılmaz yük oldu bu karar. İnsan hakları ve hukuk uygulamalarının aslına bakarsan epey sorgulandığı periyotta, Türkiye’ye kötülük yapmak isteyenler lakin bu kadar ziyan verebilirlerdi. Milyonlarca dolarlık Türkiye aleyhtarı bir kampanya yapmak isteseler, aslına bakarsanız imajı bozuk olan Türkiye’yi dünya kamuoyunda fakat bu kadar olumsuz gündeme “getirebilirdi.”
“Bu davadan istekli olarak çekilmesini beklerdim”
Gül’e ‘utanılacak yargılama süreci’ olarak tanım ettiği Seyahat davası ile ilgili iki soru yönelttim. AİHM kararlarının yok sayılması ve üç kişilik heyetten bir hakimin AK Parti listelerinden milletvekili aday adayı olması:
“AİHM içtihatlarının yargı sürecinde dikkate alınmamış olması hem kabul edilemez birebir vakitte epeyce üzücü. Modülü olduğumuz çağdaş dünyadan ne kadar kopuk olduğumuzu göstermesi açısından da ayrıyeten utanç verici. Türkiye’nin tekrar demokrasiye dönmesi, insan haklarını da güncelleyecek biçimde uğraş sarfetmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları tarafına evrilmesi gerekirken bu karar şok edici ve yük oldu. Kavala’nın ve tutuklanan öbür isimlerin içeride çekeceği eziyet epeyce acı. En az onun kadar, çelişkili yargılama süreçlerine şahit olmuş bu davanın Türkiye’ye kaybettirdiklerini görmek de acı.
Hakim konusuna gelince. Doğrusu bu davada, daha evvel aday olmuş ve seçim kampanyasına katılmış bir hakimin kendisinin bu davadan istekli olarak çekilmesini beklerdim. Mesleğine hakimlik mesleğiyle başlayıp o denli kıdem alan yargıçların bu davada karar verici durumda olması tartışmalara fırsat vermezdi.”
Abdullah Gül’e “Gezi sizin için ne tabir ediyordu” diye sordum:
“Ben o gün Seyahat olayını AK Parti açısından olumlu bir ilerleme olarak görmüştüm. Faili meçhuller için değil etraf için itiraz eden Chicago’daki Londra’daki üzere aksiyonlar. Ortadoğu ülkelerinin sorunlarını değil gelişmiş ülkelerin sorunlarını yaşıyor olmanın bir göstergesi. Sorunlarımız bile gelişmiş ülkelerin sorunlarına benzemeye başlamıştı. O gün oradaki beşerlerle diyalog kurup, anlaşarak epeyce kolay bir uzlaşmayla çıkmak mümkünken, çok müdahaleler sonucunda uzun devir uykuda olan yasa dışı örgütlerin uyanmasına, harekete geçmesine ve vandallıklarına fırsat verildi. “
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Seyahat davası sonucu konuşulmaya devam ediyor. Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet mahpusa mahküm edilirken 7 sanık hakkında 18’er yıl mahpus cezası verildi.
Yankı uyandıran karara ait bir kıymetlendirme de 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den geldi.
“Türkiye’ye kötülük yapmak isteyenler lakin bu kadar ziyan verebilirlerdi”
T24 muharriri Murat Sabuncu’ya telefonda konuşan Gül, şunları söylemiş oldu:
“Kavala ve arkadaşlarıyla ilgili karar kamu vicdanını epey derinden yaraladı. Beni de fazlaca üzdü. Bu dava yargılama süreci açısından da ileride utanılacak bir yargılama süreci olarak anılacaktır.
Osman Kavala üzere servet sahibi bir insan güzel vakit geçirmek yerine insanlık sorunlarıyla uğraşmasının bedelini ödüyor, bu epey acı. Yargıtay sonucuna kadar bu insanların mahpusta olması epey fazlaca üzücü, vicdanları yaralayıcı bir durum.
Türkiye için de inanılmaz yük oldu bu karar. İnsan hakları ve hukuk uygulamalarının aslına bakarsan epey sorgulandığı periyotta, Türkiye’ye kötülük yapmak isteyenler lakin bu kadar ziyan verebilirlerdi. Milyonlarca dolarlık Türkiye aleyhtarı bir kampanya yapmak isteseler, aslına bakarsanız imajı bozuk olan Türkiye’yi dünya kamuoyunda fakat bu kadar olumsuz gündeme “getirebilirdi.”
“Bu davadan istekli olarak çekilmesini beklerdim”
Gül’e ‘utanılacak yargılama süreci’ olarak tanım ettiği Seyahat davası ile ilgili iki soru yönelttim. AİHM kararlarının yok sayılması ve üç kişilik heyetten bir hakimin AK Parti listelerinden milletvekili aday adayı olması:
“AİHM içtihatlarının yargı sürecinde dikkate alınmamış olması hem kabul edilemez birebir vakitte epeyce üzücü. Modülü olduğumuz çağdaş dünyadan ne kadar kopuk olduğumuzu göstermesi açısından da ayrıyeten utanç verici. Türkiye’nin tekrar demokrasiye dönmesi, insan haklarını da güncelleyecek biçimde uğraş sarfetmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları tarafına evrilmesi gerekirken bu karar şok edici ve yük oldu. Kavala’nın ve tutuklanan öbür isimlerin içeride çekeceği eziyet epeyce acı. En az onun kadar, çelişkili yargılama süreçlerine şahit olmuş bu davanın Türkiye’ye kaybettirdiklerini görmek de acı.
Hakim konusuna gelince. Doğrusu bu davada, daha evvel aday olmuş ve seçim kampanyasına katılmış bir hakimin kendisinin bu davadan istekli olarak çekilmesini beklerdim. Mesleğine hakimlik mesleğiyle başlayıp o denli kıdem alan yargıçların bu davada karar verici durumda olması tartışmalara fırsat vermezdi.”
Abdullah Gül’e “Gezi sizin için ne tabir ediyordu” diye sordum:
“Ben o gün Seyahat olayını AK Parti açısından olumlu bir ilerleme olarak görmüştüm. Faili meçhuller için değil etraf için itiraz eden Chicago’daki Londra’daki üzere aksiyonlar. Ortadoğu ülkelerinin sorunlarını değil gelişmiş ülkelerin sorunlarını yaşıyor olmanın bir göstergesi. Sorunlarımız bile gelişmiş ülkelerin sorunlarına benzemeye başlamıştı. O gün oradaki beşerlerle diyalog kurup, anlaşarak epeyce kolay bir uzlaşmayla çıkmak mümkünken, çok müdahaleler sonucunda uzun devir uykuda olan yasa dışı örgütlerin uyanmasına, harekete geçmesine ve vandallıklarına fırsat verildi. “
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.