Afrikalı gençler Fransa’yı değişime zorluyor

dunyadan

Global Mod
Global Mod
Afrikalı gençler Fransa’yı değişime zorluyor
Fransa’nın Akdeniz kıyısındaki Montpellier kentinde 7-9 Ekim’de düzenlenen etkinliğe, adında “zirve” ifadesi geçmesine karşın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dışında hiç bir lider katılmadı. Fransa, kıta ile ilişkilerinde belki de dönüm noktası sayılabilecek bu zirveyi, sorun yaşadığı kimi liderler ya da kendi halkları tarafınca “diktatörlükle” suçlanan bazı Afrikalı liderler yerine, kıtadan gençlerle yapmaya karar verdi. Yaklaşık 1,2 milyar nüfusa sahip Afrika kıtasında yaş ortalamasının 19,7 olduğu -yani kıta nüfusunun yarısının (takriben 600 milyon) 20 yaş civarında olduğu- hesaba katıldığında, bu sonucun gayet yerinde olduğu söylenebilir. Ancak bu zirvenin tek motivasyonunu demografik gerekçelere bağlamak da haksızlık olur.

Fransa’nın Afrika’da yeni bir sayfa açma niyeti, ilk kez, Macron’un 2017’de Burkina Faso’daki Ouagadougou Üniversitesi’nde 800 öğrencinin karşısında yaptığı konuşmada ortaya çıktı. Macron, üniversitedeki konuşmasında, Afrika gençliğini dinlemek istediğinin altını çizerek, kıta ile yeni bir ilişki geliştirme arzusunu ifade etmişti. Spontane biçimde öğrencilerin sorularını yanıtlayan Macron, zaman zaman gençler tarafınca eleştirilse de günün sonunda “Afrika’da yeni sayfa” söylemini destekler bir tablo ortaya çıkardı. Karşıtları ya da rakipleriyle birebir iletişim kurmaktan kaçınmayan Macron, ilk seçildiği yıl bir üniversite amfisinde ilk kez denediği bu filtresiz diyalog şeklini, nazaranv süresinin bitmesine az bir müddet kala bu sefer geniş katılımlı bir zirveye taşıdı. Sadece eski sömürgelerden değil kıtadaki 54 ülkeden gençlerin ve sivil toplum örgütlerinin yer aldığı lidersiz Afrika zirvesi, hem gençlere kendilerini ifade şansı aynı zamanda Paris yönetimine kıtada nasıl algılandığını görme imkanı tanıdı.

– “Yeni Afrika-Fransa ilişkileri: Yarının zorluklarını beraber üstlenmek”

Fransa-Afrika ilişkileri açısından “olağan dışı” değerlendirilen bu zirveye Kamerunlu yazar ve düşünür Achille Mbembe’nin sunduğu katkı da önemli. Fransız basınında zirvenin mimarı olarak anılan Mbembe, Macron’un isteğiyle 12 Afrika ülkesi ve Fransa’daki Afrika diasporasından gençlerle bir araya gelerek, onların talep ve şikayetlerine ilişkin 140 sayfalık bir rapor hazırladı. “Yeni Afrika-Fransa İlişkileri: Yarının Zorluklarını beraber Üstlenmek” başlıklı raporda, kıtanın gerçekliğinden kopmak ve Afrikalı gençlerin yer aldığı siyasi ve sosyal hareketlere uzak kalmakla suçlanan Fransa’ya bir dizi tavsiyede bulunuldu.


Macron’un, zirveden 2 gün önce kendisine sunulan ve “Afrika-Fransa ilişkilerine Afrika’nın gözünden yaklaşın” tavsiyesinin öne çıktığı raporu dikkatle okuduğunu söylemek mümkün. Zira Macron’un, 11 Afrika ülkesinden gencin kendisine doğrudan eleştirilerini yönelttiği, BBC’nin Hard Talk programı kadar heyecanlı geçen oturumdaki tavrına dikkat etmek gerekiyor. Kendisine yöneltilen eleştirileri dikkatle dinleyen Macron’un gençler konuşurken birfazlaca kez not aldığı kameralara yansıdı. Burkina Fasolu aktivist Eldaa Koama’nın Afrika-Fransa ilişkilerini kirli bir kazana benzettiği konuşmasını gülümseyerek dinleyen Macron, genel olarak gözünü karşısındakinden ayırmadı. Macron, sadece 11 gençle değil zaman zaman salondaki dinleyicilerle de diyaloğa girmekten çekinmedi.

Yaklaşık 2 saat süren oturumdaki konuşmalar günlerce hem Afrika hem Fransa basınının manşetlerini süsledi. Haberler ağırlıklı olarak gençlerin Macron’u nasıl “sıkıştırdığına” dayansa da Fransız liderin, en azından “usul” yönünden puan topladığı bir gerçek. Zira, yeni veya farklı bir şey söylemese dahi eski söylemlerini yeni bir yöntemle yeniden etmesi bile Macron için her şeye karşın bir artı puan olarak değerlendiriliyor. Bu kapsamda Afrika ile diğer ülkelerin düzenleyeceği zirvelerde de gençlerin katılımının artık daha da önem kazanacağını söylemek mümkün.

Hem kıtanın yarısını temsil eden gençleri dinleyip hem eleştirilere “göğüs gererek” ne kadar “demokrat” bir lider olduğu imajını veren Macron, hem de Sahel’deki askeri operasyonlar, sömürgeci mirası, yerel para birimi gibi tartışmalı mevzularda Fransa’nın tavrını bir kez daha yine etme şansı buldu. Üstelik bütün bunları bugüne kadar hiç denenmemiş bir yöntemle yaptı. Zirve, Afrikalı gençlere kendilerini ifade etme imkanı verse de asıl kazanan, hem kıtada nasıl algılandığını birinci ağızdan öğrenme şansı yakalayan aynı zamanda yeni bir sayfa açma niyetini somut biçimde gösteren Fransa oldu.

Fransa’nın bu usul değişikliğinin aslında bir mecburiyet olduğunu da göz önünde bulundurmak lazım. Eski sömürgeleriyle neredeyse hiç bir zaman tam manasıyla arayı düzeltmemiş Fransa’ya güvenin son senelerda iyice azalması, Macron’u bu biçimde bir yönteme zorlamış gibi görünüyor. Mbembe’nin hazırladığı raporda da Fransa, Afrika’yı hala “Françafrique” penceresinden görmekle suçlanırken, artık Afrika’da Fransa’nın tam anlamıyla idrak edemediği farklı dinamiklerin varlığına dikkat çekiliyor.


Şüphesiz bu farklı dinamiklerin başında Fransa’nın eski sömürgelerindeki etkisine şiddetle karşı çıkan gençler geliyor. Bu bağlamda oluşturulmuş birfazlaca sivil toplum örgütü ve halk hareketi artık “Françafrique” söylemini kesin bir dille reddederken beraberinde ülkelerinin diğer yabancı partnerlerle ilişkilerini de yakından izliyor. özetlemek gerekirsesı Fransa, bu zirvede, bir müddetdir mesafe koyduğunu göstermeye çalıştığı “Françafrique” sayfasını artık kapatmaya mecbur olduğunu da net biçimde idrak etti. Zira o sayfa çevrilmezse gençlerin ve kıtadaki yeni dinamiklerin Fransa’ya bunu zorla yaptıracağı da zirvenin belki de ortaya koyduğu en net mesajlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.

– Kıtanın diğer partnerleri de ders çıkarmalı

Zirvede her ne kadar Afrika-Fransa ilişkileri masaya yatırılsa da kıtanın diğer partnerlerinin de kulak kabartması gereken biroldukca talep sıralandı. Bunlardan üzerine en çok düşünülmesi gerekenin “yardımlar” ve “acınası Afrika” imajı olduğunu söylemek mümkün. Zira neredeyse her konuşmacı Fransa’nın kıtaya bir lütufmuş gibi yaptığı yardımlardan rahatsızlığını dile getirerek, bunun aşağılayıcı bir tavır olduğunu söylemiş oldu. Afrikalı gençlerin kendi tabirleriyle “demode” buldukları bu yardım konusu, kıtaya bu nazarla bakan diğer yabancı ortaklara da bir mesaj niteliği taşıyor. En oldukça dile getirilen bir diğer husus da “yardıma muhtaç Afrika” imajı. Gençler, yaşadıkları kıtanın sadece yardım yapılan, açlık ve sefaletin kol gezdiği bir coğrafya gibi görülmesinden hiç hoşnut değil.

Paternalist yaklaşım da bir daha öne çıkan bir diğer eleştiri konusu oldu. Fransa, kıtaya yaklaşımında paternalist bir tavır benimsemekle itham edildi. Bugünün gençleri kimsenin kendilerine ebeveynlik yapmasını istemiyor. Afrikalı gençler, “en ideali, en doğruyu, en iyiyi” birilerinin dayatmasıyla değil kendileri bulmak istiyor. ötürüsıyla diğer partnerlerin de bu taleplere mutlak suretle kulak vermesi gerek. Zira yüzyılı aşkın süredir bunlarla mücadele etmeye çalışan Afrika’nın, yeni edindiği ya da edineceği dostlarında aynı hataları görmeye hiç tahammülü yok.

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.