Çaldığı piyano ile konuşulan 19 yaşındaki kurye konuştu
İstanbul’da kuryelik yapan Can İncir, siparişi teslim için gittiği Taksim’deki bir otelde piyanoyu görür görmez çalmak için müsaade istedi. ondan sonrasında piyanonun başına geçen İncir, Mozart’ın Türk Marşı’nı çaldı. Bir otel bakılırsavlisi de o anları cep telefonuyla kayda aldı ve İncir’in müsaadesiyle toplumsal medyada yayınladı.
Genç kuryenin, piyanodaki performansı toplumsal medyada ilgi odağı oldu.
Can İncir, AA muhabirine, Topkapı Üniversitesinde Bilgisayar Takviyeli Tasarım ve Animasyon Kısmında ikinci sınıfta, ikinci öğretim öğrencisi olduğunu, akşam eğitimine devam ettiğini ve bir aydır da kurye olarak çalıştığını anlattı.
Otelde piyanoda çaldığı Türk Marşı görüntüsünün Fazıl Say ve Gülben Ergen üzere kimi ünlüler tarafınca paylaşılmasının akabinde daha epeyce yayıldığını lisana getiren İncir, o anları şöyleki anlattı:
“Sipariş götürdüğümde otelin çalışanlarından piyano çalmak için rica etmiştim. Sağ olsunlar müsaade verdiler. Oradaki bireyler beğendi, beşerler beğendi, çalışanlar olsun takviye oldular bana. Bunlar olduktan daha sonra bütün toplumsal medya beni konuşmaya başlamış. Twitter olsun, Instagram olsun, YouTube olsun. Yani muhakkak bir izleyici kitlesi, aşikâr bir seven beşerler olmuş.”
İncir, konutunda otururken çalıştığı kurye firmasının sahibinin kendisini telefonla aradığını, gördüğü ilgi karşısında epey memnun olduğunu söylemiş oldu.
– Birinci başta bilgisayar üzerinden piyano çalmaya başladı
İncir, beraberinde bilgisayar oyuncusu olduğunu da anlatarak, hiç müzik eğitimi almadığını, 12 yaşında bilgisayar, akıllı telefon ve tablet uygulamaları üzerinden piyano çalmaya başladığını, 14 yaşında ise arkadaşlarının teklifiyle kendisine bir org aldığını, sonrasındasında da bir dijital piyano sahibi olduğunu söylemiş oldu.
İncir, Birinci olarak tüm gününü piyanoya vermeden keyif olarak çaldığını anlatarak, “daha sonrasında baktım hani bir şeyler yapabiliyorum. Daha hayli görüntü izledim, daha fazlaca müzik öğrenmeye başladım. Bana yetmediğini gördüm. Geliştire geliştire şu anki piyanomun sahibi oldum. Evimdeki dijital piyano yardımıyla bu hale geldim. Akustik piyanom olsa tahminen daha yeterli olabilirdim.” dedi.
– Nota bilmeden ezbere çalıyor
Nota bilmediğini, ezbere dayalı piyano çaldığını belirten İncir, tekniğini şöyleki anlattı:
“Tamamen ezbere dayalı, iki el uyumunu kendi başımda kuruyorum. Evvel sağ elimi, daha sonra sol elimi öğreniyorum. Melodiyi öğrendikten daha sonra birleştiriyorum ve bu biçimde parçayı ortaya çıkartıyorum. Türk Marşı benim birinci kere piyanoda ikinci elimi kullandığım modüldü. İkinci el uyumunu birinci o modülde yapmıştım. İkinci elimi kullanmam biraz uzun sürdü. Onun akabinde bu parçayı bir ay müddet ortasında öğrendim ve geliştirdim.”
– “Olayın buralara kadar geleceğini düşünemiyordum”
Çalıştığı kurye firmasının kurucusu başta olmak üzere tüm çalışanın kendisine takviye olduğunu aktaran İncir, “Bu saatten daha sonra büsbütün kendi eğitimim, kendi hayatım ve muvaffakiyetim için elimden gelen her şeyi yapacağım. Gülben Ergen piyano ikram edecekmiş, epeyce teşekkür ederim kendisine. Çalıştığım firma da okul masraflarım olsun, konservatuvarı olsun, öbür bütün masraflara sponsor olacak. Olayın buralara kadar geleceğini düşünemiyordum. Çok memnunum.” diye konuştu.
– Konservatuvar okumak istiyor
İncir, gayesinin konservatuvar okumak olduğunu belirterek, kendisi üzere olan gençlere de “Yaptığınız mesleği bırakmayın. Hayallerinizin peşinden koşun. elbette bir gün sizin de elinizden tutan birileri olacak. Bu kim olursa olsun her türlü takviyeye hani ehemmiyet gösterin.” bildirisini vermek istediğini lisana getirdi.
– Eğitimini kurye firması üstlenecek
Kurye firmasının Genel Müdürü Batuhan Gültakan ise toplumsal medyada ilgi nazarann manzarayı izleyince bu yeteneğe sahip olan çalışanını destekleme sonucu aldıklarını söylemiş oldu.
Can İncir’i arayarak tebrik ettiğini, ofise davet ettiğini ve kıssasını öğrendiğini anlatan Gültakan, “Piyanoyu kendi kendine öğrendiğini, rastgele bir eğitim almadığını anladık. Biz de uygun bir eğitim alarak, hayal ettiği yolda ilerlemesi için takviye olmaya karar verdik. Ona bu seyahatte sponsor olacağız. İnşallah onun için de iyisi olacak.” kelamlarına yer verdi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
İstanbul’da kuryelik yapan Can İncir, siparişi teslim için gittiği Taksim’deki bir otelde piyanoyu görür görmez çalmak için müsaade istedi. ondan sonrasında piyanonun başına geçen İncir, Mozart’ın Türk Marşı’nı çaldı. Bir otel bakılırsavlisi de o anları cep telefonuyla kayda aldı ve İncir’in müsaadesiyle toplumsal medyada yayınladı.
Genç kuryenin, piyanodaki performansı toplumsal medyada ilgi odağı oldu.
Can İncir, AA muhabirine, Topkapı Üniversitesinde Bilgisayar Takviyeli Tasarım ve Animasyon Kısmında ikinci sınıfta, ikinci öğretim öğrencisi olduğunu, akşam eğitimine devam ettiğini ve bir aydır da kurye olarak çalıştığını anlattı.
Otelde piyanoda çaldığı Türk Marşı görüntüsünün Fazıl Say ve Gülben Ergen üzere kimi ünlüler tarafınca paylaşılmasının akabinde daha epeyce yayıldığını lisana getiren İncir, o anları şöyleki anlattı:
“Sipariş götürdüğümde otelin çalışanlarından piyano çalmak için rica etmiştim. Sağ olsunlar müsaade verdiler. Oradaki bireyler beğendi, beşerler beğendi, çalışanlar olsun takviye oldular bana. Bunlar olduktan daha sonra bütün toplumsal medya beni konuşmaya başlamış. Twitter olsun, Instagram olsun, YouTube olsun. Yani muhakkak bir izleyici kitlesi, aşikâr bir seven beşerler olmuş.”
İncir, konutunda otururken çalıştığı kurye firmasının sahibinin kendisini telefonla aradığını, gördüğü ilgi karşısında epey memnun olduğunu söylemiş oldu.
– Birinci başta bilgisayar üzerinden piyano çalmaya başladı
İncir, beraberinde bilgisayar oyuncusu olduğunu da anlatarak, hiç müzik eğitimi almadığını, 12 yaşında bilgisayar, akıllı telefon ve tablet uygulamaları üzerinden piyano çalmaya başladığını, 14 yaşında ise arkadaşlarının teklifiyle kendisine bir org aldığını, sonrasındasında da bir dijital piyano sahibi olduğunu söylemiş oldu.
İncir, Birinci olarak tüm gününü piyanoya vermeden keyif olarak çaldığını anlatarak, “daha sonrasında baktım hani bir şeyler yapabiliyorum. Daha hayli görüntü izledim, daha fazlaca müzik öğrenmeye başladım. Bana yetmediğini gördüm. Geliştire geliştire şu anki piyanomun sahibi oldum. Evimdeki dijital piyano yardımıyla bu hale geldim. Akustik piyanom olsa tahminen daha yeterli olabilirdim.” dedi.
– Nota bilmeden ezbere çalıyor
Nota bilmediğini, ezbere dayalı piyano çaldığını belirten İncir, tekniğini şöyleki anlattı:
“Tamamen ezbere dayalı, iki el uyumunu kendi başımda kuruyorum. Evvel sağ elimi, daha sonra sol elimi öğreniyorum. Melodiyi öğrendikten daha sonra birleştiriyorum ve bu biçimde parçayı ortaya çıkartıyorum. Türk Marşı benim birinci kere piyanoda ikinci elimi kullandığım modüldü. İkinci el uyumunu birinci o modülde yapmıştım. İkinci elimi kullanmam biraz uzun sürdü. Onun akabinde bu parçayı bir ay müddet ortasında öğrendim ve geliştirdim.”
– “Olayın buralara kadar geleceğini düşünemiyordum”
Çalıştığı kurye firmasının kurucusu başta olmak üzere tüm çalışanın kendisine takviye olduğunu aktaran İncir, “Bu saatten daha sonra büsbütün kendi eğitimim, kendi hayatım ve muvaffakiyetim için elimden gelen her şeyi yapacağım. Gülben Ergen piyano ikram edecekmiş, epeyce teşekkür ederim kendisine. Çalıştığım firma da okul masraflarım olsun, konservatuvarı olsun, öbür bütün masraflara sponsor olacak. Olayın buralara kadar geleceğini düşünemiyordum. Çok memnunum.” diye konuştu.
– Konservatuvar okumak istiyor
İncir, gayesinin konservatuvar okumak olduğunu belirterek, kendisi üzere olan gençlere de “Yaptığınız mesleği bırakmayın. Hayallerinizin peşinden koşun. elbette bir gün sizin de elinizden tutan birileri olacak. Bu kim olursa olsun her türlü takviyeye hani ehemmiyet gösterin.” bildirisini vermek istediğini lisana getirdi.
– Eğitimini kurye firması üstlenecek
Kurye firmasının Genel Müdürü Batuhan Gültakan ise toplumsal medyada ilgi nazarann manzarayı izleyince bu yeteneğe sahip olan çalışanını destekleme sonucu aldıklarını söylemiş oldu.
Can İncir’i arayarak tebrik ettiğini, ofise davet ettiğini ve kıssasını öğrendiğini anlatan Gültakan, “Piyanoyu kendi kendine öğrendiğini, rastgele bir eğitim almadığını anladık. Biz de uygun bir eğitim alarak, hayal ettiği yolda ilerlemesi için takviye olmaya karar verdik. Ona bu seyahatte sponsor olacağız. İnşallah onun için de iyisi olacak.” kelamlarına yer verdi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.