hadicanim
Aktif Üye
Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce Cumhuriyetin birinci barajı olarak bilinen Çubuk 1 barajında basın toplantısı düzenledi. İnce, konuşmasında şu tabirlere yer verdi:
“Evet pahalı arkadaşlar beğenilen geldiniz. Hepinize epey teşekkür ediyorum. Devlet adamı gelecek kuşakları, Siyasetçi gelecek seçimleri düşünür. Biz Memleket Partisi olarak, milletimizin önüne çıkacak olan büyük krizleri felâketleri evvel uyarmak, onlar hakkında tedbir almak ve partimizin siyasetlerini anlatmak istiyoruz. Salıdan salıya Hazine sayesinde arbede eden partilerden olmak istemiyoruz. Sıkıntıları anlatıp tahlil tekliflerini sunmak istiyoruz.
ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ BÜYÜK SORUN
“Önümüzde 5 büyük sorun var. Bunlardan birisi besin. Diğeri su, enerji, ilaç ve zelzele. 5 kriz kapıda. Ahırda basın toplantısı yaptık, serada yaptık, buğday tarlasında yaptık. Artık de özel bir mekandayız. Çubuk barajı 1930 da imaline başlanıp 36 da tamamlanan Cumhuriyetimizin birinci betonarme barajı. Burayı bilhassa seçtik ki Cumhuriyet’in birinci barajında önümüzde suyla ilgili başımıza gelebilecek olanları peşinen anlatmak istedik.
Kıymetli arkadaşlar, yetmiş sekiz milyon hektar toprağımız var Türkiye Cumhuriyeti nin. Bunun ekonomik olarak sulanabilecek olan kısmının 8 buçuk milyon hektar olduğu söylendi. Sulanan kısmı ise 6,6 milyon hektar. Ancak gelişen tekniklerle, süratle gelişen teknolojinin ilerlemesi ile bu 8 buçuk milyon hektar artık 25 buçuk milyon hektara çıktı. Yani damlama teknikleri ile sulama da ki yeni geliştirilen yollarla 25 buçuk milyon 25,9 milyon hektarı sulayabiliriz, neredeyse 26000000 (yirmialtı milyon) hektar.
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEKTEKI SUYUNU KULLANIYORUZ
Şu anda suladığımız ise yirmi beşi yani yirmialtı milyon hektarın 6,6 milyonunu kullanıyoruz. Yıllık su potansiyelimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 112 milyar metreküp su potansiyelimiz var yer altı yer üstü dahil. Fakat 54 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Yeraltı sularımızın ise% 85 ini kullanıyoruz. Yeraltı suyunu kullanmak çocuğun hakkını yemektir, gelecekten yemektir.
Yani biz cepten yiyoruz. Bedelli arkadaşlarım. Yer altı sularının% 85 ini kullanıyoruz. Bu yer altı sularının % 65 ini de. Bu 85 in 65 ini de tarımda kullanıyoruz. Bu bir felakettir. Önümüzde felaket kapıda demektir. Türkiye’nin toplam sulama sistemine baktığımızda. % 37’si klasik sulama. % 41’i kanalet, % 22’si borulu sistem. Sulanan topraklarımızın Türkiye’de sulanan topraklarımızın altı milyon hektar arazinin % 70’i yüzey sulaması, yani yırtıcı sulama. % 17’si yağmurlama. % 13 ü damlama. Yani damlama en düzgünü. Ancak maalesef bizim % 13 yerimizi fakat damlama ile sağlayabiliyoruz.
Artık randımana bakalım hangisinde randımanı yüksek? Yüzey sulaması nda yani bildiğimiz yabanî sulama da% 45 lerde verin. Yağmurlama da% 75 lerde. Damlama da% 95. Damlama sisteme geçersek verim% 95 olacak. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti su konusunda bir mirasyedi üzere davranmaktadır. Dünyadaki uzmanlar su konusunda ülkeleri 3 kümeye ayırıyor. 1 yıllık tüketimi kişi başına 1000 metreküpün altında olanlar. Bunlara su yoksulu ülke deniyor. Yıllık. Tüketimi 2000 metreküpten az olanlar bunlara da su gerilimi yaşayan su azlığı yaşayan ülkeler deniyor. Yıllık kişi başına tüketimi 8000 metreküpten çok ise. Bunlara da su zengini ülke deniyor.
Artık Türkiye’ye bakalım. 2000 yılında Türkiye’nin kişi başına su tüketimi 1.650 metreküp. Bugün Türkiye’de kişi başına su tüketimi 1346 metre küp. Yani 1650 den. 1346 ya düşmüş 120 seniçin. Bu demek ki önümüzdeki 10 sene ortasında kişi başına su tüketimimiz 1000 metreküpün altına düşecek. Yani Türkiye su yoksulu 1 ülke olacak. Bu artış devam edersin. Yeni göçmenler gelmezse? Sığınmacılar gelmezse 2050 yılında nüfusumuz 100.000000 olacak. 100000000 olacak. Bu demektir ki 2050 yılında çocuklarımız, torunlarımız zahmet çekecek su bulamayacak. Bizler bugünün siyasetçileri 2050 yılında sorumluyuz.
ARBEDE ETMEK DEĞİL SORUN ÇÖZMEK İSTİYORUZ
Onun için Memleket Partisi olarak Cumhuriyetin birinci barajı’nda bu ikazlarımızı yapmak için buradayız. Ne yapmalıyız yalnızca? Hengame etmiyoruz. Yalnızca suçlamıyoruz, tahlilde öneriyoruz. Bakın Memleket Partisi olarak ben partinin Genel Lideri olarak tekliflerimizi milletimizle paylaşıyorum.
1. Derhal arazi toplulaştırması yapmalıyız. Arazi toplulaştırması yaparsak, kamulaştırmadan inşaattan bir hayli yerden masrafımız azalacak. % 40. Daha ucuza mal edeceğiz her şeyi. Randıman izle% 85 artacak. bu biçimde yapmamız gereken iş birincisi arazi toplulaştırması yapmak. Bizim. Türkiye’de. 14000000 hektar toprağımız toplulaştırmaya uygun. Ama biz bunun 500.0000 haklarını toplulaştırma bildik. Geri kalan 9000.000 hektarı derhal toplu ulaştırıp verimli kullanmamız lazım
2. Gap niçin bitmiyor? Demirel öldü, GAP sahipsiz mi kaldı? Garip sahipsiz olmamalı. Hepimizi ilgilendiriyor GAP, Konya Ovası Projesi niye sahipsiz? GAP’ı ve KOP u bitirmeliyiz.
GAP Yalnızca bir bölgeyi değil Yozgat’a kadar bütün ülkeyi ilgilendiriyor. 2010 da bitirilecekti. 2040 a ertelendi. 30 yıllık gecikme yazık günah. Yemeyelim içmeyelim lakin GAP’ı bitirelim. Para yok diyebilirsiniz. Para yoksa elektrik kısmını nasıl tamamladık? GAP’ın elektrik kısmı % 92 oranında tamamlandı. Sulama kısmı % 55 oranında tamamlandı. Para yoksa elektriğe de olmamalı. Elektrik kısmını tamamlamışsak sulama kısmına da tamamlamalıyız.
AÇIK KANALLA SU TAŞIMAK YERİNE VANAYI TARLAYA GÖTÜRELİM
Bedelli arkadaşlarım. İklim değişikliğinin bu kadar konuşulduğu bir yüzyılda Açık Kanaletlerle su taşımak bize yakışmıyor. Açık kanalet ile su taşıdığınızda % 63 ünü kaybediyorsunuz. Buharlaşıyor, patlıyor, çatlıyor, dökülüyor. Yazık günah. Yani bu çağda açık kanaletle su taşımak, traktör den vazgeçip kara sabana, Çift sürmeye misal. Kesinlikle damlama sulamaya geçmeliyiz, mecburuz buna.
Su kanunu, işin suyunu çıkarmadan derhal çıkarmalıyız derhal su kanunu. Gri su dediğimiz bir manada teknolojide kullanılmış, içmede kullanılmayan lakin tarımda kullanabileceğimiz gri su ölçüsü 4 milyar metreküptür. Bunu derhal tarımda uygulamaya sokmalıyız.
Su hasadını çabucak başlatmalıyız. Çatılardan akan sular, yağmur suları kesinlikle yapmalıyız. Havzalarda su varlığına nazaran eser deseninin planlanmasını yapmalıyız. Su olmayan yerde mısır ektirmemeliyiz. Su olmayan yerde suya güçlü bitkileri önermeli, desteklemeliyiz.
Televizyonlarda bütün her insanın diş fırçalarken bile suyumuzu düzgün kullanalım, musluğu açık bırakmayalım diye önerilen bir yüzyılda, Bu gösterdiğimiz ihtimamı ziraî sulamada da göstermeliyiz. Muslukta ki suya itina göstermeyelim demiyorum. Oradaki ihtimamı ziraî sulamada da gösterelim diyorum.
Doğalgaz vanaları, nasıl ki konutların kapısına kadar devlet tarafınca getirilmişse? Sulama vanalarını da tarım yerlerinin sonuna vanayı devlet getirmeye mecburdur. Doğalgazla yaptığımız üzere ziraî sulamada da vanaları tarlanın başına getirmemiz lazım.
KANAL İSTANBUL YAPACAĞINA SU SIKINTISINI ÇÖZ
Peki!! Bütün bunlar için kaç para lazım? 15 buçuk milyar dolar para lazım. Hesabı kitabı partimiz tarafınca yapılmıştır. 15 buçuk milyar dolar mühlet 3 yıldır. 3 yılda 15 buçuk milyar dolar parayı buraya ayırırsak su sorununu çözeriz.
Kanal istanbul’un maliyeti ne kadar? 15 milyar dolar yani kanal istanbul’u yapacağına Türkiye’nin su sorununu 81 vilayetin su sorununu çözebiliriz. 8 buçuk milyon hektar araziyi damlama sulamayla. Bu paranın ortasında bunu yapabiliriz. Bunun 3,7 milyon hektarı yeni kurulacak arazi, 4,8 milyon hektarı ise damlama sulamaya dönüştürülecek kısmı.
Ne kazanacağız bunu yaparsak? Bir ithalattan vazgeçeceğiz, ithalat olmayacak. İki Rusya’dan Ukrayna’dan gelecek gemilerin yolunu gözlemleyeceğiz. Ayçiçeğinde kendimiz üreteceğiz. ötürüsıyla onun küspesi de hayvanlarımızı olacak. Yemde bulacağız. ötürüsıyla Ukrayna’dan gelen gemileri beklemediğimiz üzere. Sırbistan’dan gelen etleri de beklemeyeceğiz. Et süt kurumuna gitmeye de gerek kalmayacak. Soğan deposu basmaya gerek kalmayacak, kdv indirimine de gerek kalmayacak. Tanzim satışa gerek kalmayacak stokçular diyerek milleti suçlamaya da gerek kalmayacak. Kendimiz üreteceğiz ve 3 yıl ortasında bunu bitirdiğimizde. 2 buçuk milyon bireye istihdam sağlanacak ulusal gelirimiz artacak, cari açığımız düşecek.
BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE MEKTUP GÖNDERECEĞİM
Biz Memleket Partisi olarak üretim diyoruz, huzur diyoruz, bolluk rahmet öneriyoruz. Bunu yapabilmek için de akıl ve bilim diyoruz. Akıl ve bilim. Türkiye kendi kendine yetmesi bırak 300 milyonu bakabilecek bir ülkedir. Hakikat planlanırsa akıl ve bilim uygulanırsa 300 milyonu bakabiliriz. Kdv indiriminden tanzim satıştan. Depo baskınından markete mektup yazmaktan tehdit etmekten vazgeçelim. Aklı ve bilimi kullanalım diyorum.
Önümüzdeki hafta da başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Sayın Kılıçdaroğlu, sayın Akşener olmak üzere hiç kimseyi ayırt etmeden. Bütün siyasi partilere HDP dahil MHP dahil parlamento haricindekiler dahil bütün siyasi partilere bir mektup göndereceğim. Tarım besin, hayvancılık, su. Bu bahisleri içeren tahlil tekliflerimizi bir evrak halinde bütün siyasi partilere takdim edeceğim. Bundan yararlanmak hürdür. Daha uygununu yapacak olan var ise tartışmaya hazırız. Televizyonlara da sesleniyorum. Yer verin bu görüşlerimizi gazetelere sesleniyorum. Bu görüşlerimize yer verin. Biz öneriyoruz, yarın siz de yaşayacaksınız.
Bu sorunları su derdini biz yaşadığımız da siz de yaşayacaksınız. Bunu tartışmak istiyorum. Bütün siyasi partilerle kim randevu verirse? Kim randevu oraya gitmem, buraya gitmem yok. Saray a da giderim. CHP Genel Merkezine de giderim, HDP Genel Merkezine de giderim. MHP Genel merkezine de giderim. Kâfi ki millete bir katkımız olsun. Kim randevu verirse Memleket Partisinin tahlil tekliflerini evrak halinde o siyasi partiye takdim edeceğim. Onlarla bunu tartışmak istiyorum. Tahminen onlarınki daha yeterlidir. Bu vesileyle mektubu da önümüzdeki hafta göndereceğim. Sizin aracılığınızla da milletimize duyuyorum. Hepinize fazlaca teşekkür ediyorum. Sağ olun.
6 PARTININ YAPTIĞI ITTIFAK
Ben ittifak olmaz demiyorum. Ittifak olur. Olmalıdır. Ama ittifakın başarılı olması için. Evvel unsurların olması lazım. örneğin yazarsın dersin ki biz. Seçimi kazandığımızda. et sorunu 6 ay ortasında çözeceğiz. 3645 gün ortasında vereceğiz. Yurt kapasitesini 2 yıl ortasında 2 katına çıkaracağız. Mazotun 10 lirasını çiftçiye devlet ödeyecek. Emeklilerin. Bayram ikramiyesini 3 katına çıkaracağız. her neyse.
Anlaştığınız uzlaştığınız eğitimi, tarikatlara, cemaatlere bırakmayacağız. Anlaştığınız hususları alt alta yazarsanız, ittifak ortakları ile imzalar mısınız ve ortaya bir de lider çıkarırsınız. Adayımız da bu dersiniz? O ittifak başarılı olur. Lakin ortada. Aday yok. Ortada üzerinde uzlaştıkları Metin yok. Gerisi altın gününe döner. Kimin meskeninde toplanıyorlarsa birer çeyrek altın versinler, ona gerisi olur. Yani altın günü olur bu. Fakat benim dediğim üzere olursa olur. çabucak hemen onu goremedik. Şu anda altın günü olarak devam ediyor.
YAŞAR OKUYAN’A PARTININ FINANSMANI NEREDEN KARŞILIĞI
Yaşar okuyan. Partinin finansmanını nereden buluyorsun? Diye sormuş Yalova’da. Hakkıdır. Teşekkür ederim. Bu soruyu herkes sormalıdır. Bundan yaklaşık 20 sene evvel ben milletvekili oldum. Yaşar okuyan da bir parti kurmuştu. bu biçimde ziyarete gittim, güzel olsun dedim. Ya bir şey soracağım sana dedim. Parti parasını nerden buldun? Dedim ya karıştırma sen o işleri dedi. Ben o denli demiyorum. Ben diyorum ki, Yaşar Okuyan muhasebeden anlamayabilir. TÜRMMOB’a davette bulunuyorum, yanına bir mali müşavir muhasebeci kimi istiyorsa alsın ekonomist. Partinin genel saymanın talimatımdır. Muhasebecisi de burada Yaşar Okuyan yanında muhasebeciler ile bir arada geldiğinde partinin hesaplarını açın. Gösterin. Kim gelirse denetlemeye açığız. Lakin bunu ben bir kıyamet alameti olarak görüyorum başımıza taş yağacak. Yaşar Okuyan CHPli olmuş Muharrem İnce’ye hesap soruyor. Kıyamet alameti bu vallahi kıyamet alameti. Ben CHP li olduğum da bıyıklarım yoktu. CHP den ayrılırken saçlarım yoktu. 50 sene hizmet ettim Yaşar Okuyan da 50 sene küfür etti CHP’ye. 50 sene!!
Bir gün vilayet lideriyim Yalova’da bayrak asıyor gençler o da bakan. Vali’ye polise baskı yapmış. CHP gençleri dövdürmüştü. Şu anda yanında oturttuğu CHP vilayet lideri da öteki partinin bayraklarını sallıyordu bu biçimde. Onlar beni anlayamazlar.
Ancak bir şey söyleyeceğim alışılmış. Delege yapmışlar İzmir’den Yaşar Okuyanı. Herbiçimde Muharrem’e daima laf söyle diye yapmışlar ancak Yaşar boş durmaz. Karısını da büyükşehir belediyesinde müdür yapmışlar. O CHPli çocuklar işsiz gezerken. Karısını müdür yapmış?
Yani bir teklifim olacak. bu biçimde bence Yaşar okuyanı EYTden sorumlu genel lider Başdanışmanı yapsınlar yani. Tilkiyi kümese niçin kimi vakit bekçi yaparlar tavuktan uygun anladığı için. Bence EYT den sorumlu genel lider Başdanışmanı yapsınlar. Yakında EYTlilerin mitingi var. Bence, CHP MYK’sı onu gorevlendirsin EYTlilerin mitingine partiyi temsilen.
Bizim partinin hesapları açık. Başım gözüm üstüne kim ne sorarsa hesabını veririz. Teşekkür ederim.”
Hibya Haber Ajansı
“Evet pahalı arkadaşlar beğenilen geldiniz. Hepinize epey teşekkür ediyorum. Devlet adamı gelecek kuşakları, Siyasetçi gelecek seçimleri düşünür. Biz Memleket Partisi olarak, milletimizin önüne çıkacak olan büyük krizleri felâketleri evvel uyarmak, onlar hakkında tedbir almak ve partimizin siyasetlerini anlatmak istiyoruz. Salıdan salıya Hazine sayesinde arbede eden partilerden olmak istemiyoruz. Sıkıntıları anlatıp tahlil tekliflerini sunmak istiyoruz.
ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ BÜYÜK SORUN
“Önümüzde 5 büyük sorun var. Bunlardan birisi besin. Diğeri su, enerji, ilaç ve zelzele. 5 kriz kapıda. Ahırda basın toplantısı yaptık, serada yaptık, buğday tarlasında yaptık. Artık de özel bir mekandayız. Çubuk barajı 1930 da imaline başlanıp 36 da tamamlanan Cumhuriyetimizin birinci betonarme barajı. Burayı bilhassa seçtik ki Cumhuriyet’in birinci barajında önümüzde suyla ilgili başımıza gelebilecek olanları peşinen anlatmak istedik.
Kıymetli arkadaşlar, yetmiş sekiz milyon hektar toprağımız var Türkiye Cumhuriyeti nin. Bunun ekonomik olarak sulanabilecek olan kısmının 8 buçuk milyon hektar olduğu söylendi. Sulanan kısmı ise 6,6 milyon hektar. Ancak gelişen tekniklerle, süratle gelişen teknolojinin ilerlemesi ile bu 8 buçuk milyon hektar artık 25 buçuk milyon hektara çıktı. Yani damlama teknikleri ile sulama da ki yeni geliştirilen yollarla 25 buçuk milyon 25,9 milyon hektarı sulayabiliriz, neredeyse 26000000 (yirmialtı milyon) hektar.
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEKTEKI SUYUNU KULLANIYORUZ
Şu anda suladığımız ise yirmi beşi yani yirmialtı milyon hektarın 6,6 milyonunu kullanıyoruz. Yıllık su potansiyelimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 112 milyar metreküp su potansiyelimiz var yer altı yer üstü dahil. Fakat 54 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Yeraltı sularımızın ise% 85 ini kullanıyoruz. Yeraltı suyunu kullanmak çocuğun hakkını yemektir, gelecekten yemektir.
Yani biz cepten yiyoruz. Bedelli arkadaşlarım. Yer altı sularının% 85 ini kullanıyoruz. Bu yer altı sularının % 65 ini de. Bu 85 in 65 ini de tarımda kullanıyoruz. Bu bir felakettir. Önümüzde felaket kapıda demektir. Türkiye’nin toplam sulama sistemine baktığımızda. % 37’si klasik sulama. % 41’i kanalet, % 22’si borulu sistem. Sulanan topraklarımızın Türkiye’de sulanan topraklarımızın altı milyon hektar arazinin % 70’i yüzey sulaması, yani yırtıcı sulama. % 17’si yağmurlama. % 13 ü damlama. Yani damlama en düzgünü. Ancak maalesef bizim % 13 yerimizi fakat damlama ile sağlayabiliyoruz.
Artık randımana bakalım hangisinde randımanı yüksek? Yüzey sulaması nda yani bildiğimiz yabanî sulama da% 45 lerde verin. Yağmurlama da% 75 lerde. Damlama da% 95. Damlama sisteme geçersek verim% 95 olacak. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti su konusunda bir mirasyedi üzere davranmaktadır. Dünyadaki uzmanlar su konusunda ülkeleri 3 kümeye ayırıyor. 1 yıllık tüketimi kişi başına 1000 metreküpün altında olanlar. Bunlara su yoksulu ülke deniyor. Yıllık. Tüketimi 2000 metreküpten az olanlar bunlara da su gerilimi yaşayan su azlığı yaşayan ülkeler deniyor. Yıllık kişi başına tüketimi 8000 metreküpten çok ise. Bunlara da su zengini ülke deniyor.
Artık Türkiye’ye bakalım. 2000 yılında Türkiye’nin kişi başına su tüketimi 1.650 metreküp. Bugün Türkiye’de kişi başına su tüketimi 1346 metre küp. Yani 1650 den. 1346 ya düşmüş 120 seniçin. Bu demek ki önümüzdeki 10 sene ortasında kişi başına su tüketimimiz 1000 metreküpün altına düşecek. Yani Türkiye su yoksulu 1 ülke olacak. Bu artış devam edersin. Yeni göçmenler gelmezse? Sığınmacılar gelmezse 2050 yılında nüfusumuz 100.000000 olacak. 100000000 olacak. Bu demektir ki 2050 yılında çocuklarımız, torunlarımız zahmet çekecek su bulamayacak. Bizler bugünün siyasetçileri 2050 yılında sorumluyuz.
ARBEDE ETMEK DEĞİL SORUN ÇÖZMEK İSTİYORUZ
Onun için Memleket Partisi olarak Cumhuriyetin birinci barajı’nda bu ikazlarımızı yapmak için buradayız. Ne yapmalıyız yalnızca? Hengame etmiyoruz. Yalnızca suçlamıyoruz, tahlilde öneriyoruz. Bakın Memleket Partisi olarak ben partinin Genel Lideri olarak tekliflerimizi milletimizle paylaşıyorum.
1. Derhal arazi toplulaştırması yapmalıyız. Arazi toplulaştırması yaparsak, kamulaştırmadan inşaattan bir hayli yerden masrafımız azalacak. % 40. Daha ucuza mal edeceğiz her şeyi. Randıman izle% 85 artacak. bu biçimde yapmamız gereken iş birincisi arazi toplulaştırması yapmak. Bizim. Türkiye’de. 14000000 hektar toprağımız toplulaştırmaya uygun. Ama biz bunun 500.0000 haklarını toplulaştırma bildik. Geri kalan 9000.000 hektarı derhal toplu ulaştırıp verimli kullanmamız lazım
2. Gap niçin bitmiyor? Demirel öldü, GAP sahipsiz mi kaldı? Garip sahipsiz olmamalı. Hepimizi ilgilendiriyor GAP, Konya Ovası Projesi niye sahipsiz? GAP’ı ve KOP u bitirmeliyiz.
GAP Yalnızca bir bölgeyi değil Yozgat’a kadar bütün ülkeyi ilgilendiriyor. 2010 da bitirilecekti. 2040 a ertelendi. 30 yıllık gecikme yazık günah. Yemeyelim içmeyelim lakin GAP’ı bitirelim. Para yok diyebilirsiniz. Para yoksa elektrik kısmını nasıl tamamladık? GAP’ın elektrik kısmı % 92 oranında tamamlandı. Sulama kısmı % 55 oranında tamamlandı. Para yoksa elektriğe de olmamalı. Elektrik kısmını tamamlamışsak sulama kısmına da tamamlamalıyız.
AÇIK KANALLA SU TAŞIMAK YERİNE VANAYI TARLAYA GÖTÜRELİM
Bedelli arkadaşlarım. İklim değişikliğinin bu kadar konuşulduğu bir yüzyılda Açık Kanaletlerle su taşımak bize yakışmıyor. Açık kanalet ile su taşıdığınızda % 63 ünü kaybediyorsunuz. Buharlaşıyor, patlıyor, çatlıyor, dökülüyor. Yazık günah. Yani bu çağda açık kanaletle su taşımak, traktör den vazgeçip kara sabana, Çift sürmeye misal. Kesinlikle damlama sulamaya geçmeliyiz, mecburuz buna.
Su kanunu, işin suyunu çıkarmadan derhal çıkarmalıyız derhal su kanunu. Gri su dediğimiz bir manada teknolojide kullanılmış, içmede kullanılmayan lakin tarımda kullanabileceğimiz gri su ölçüsü 4 milyar metreküptür. Bunu derhal tarımda uygulamaya sokmalıyız.
Su hasadını çabucak başlatmalıyız. Çatılardan akan sular, yağmur suları kesinlikle yapmalıyız. Havzalarda su varlığına nazaran eser deseninin planlanmasını yapmalıyız. Su olmayan yerde mısır ektirmemeliyiz. Su olmayan yerde suya güçlü bitkileri önermeli, desteklemeliyiz.
Televizyonlarda bütün her insanın diş fırçalarken bile suyumuzu düzgün kullanalım, musluğu açık bırakmayalım diye önerilen bir yüzyılda, Bu gösterdiğimiz ihtimamı ziraî sulamada da göstermeliyiz. Muslukta ki suya itina göstermeyelim demiyorum. Oradaki ihtimamı ziraî sulamada da gösterelim diyorum.
Doğalgaz vanaları, nasıl ki konutların kapısına kadar devlet tarafınca getirilmişse? Sulama vanalarını da tarım yerlerinin sonuna vanayı devlet getirmeye mecburdur. Doğalgazla yaptığımız üzere ziraî sulamada da vanaları tarlanın başına getirmemiz lazım.
KANAL İSTANBUL YAPACAĞINA SU SIKINTISINI ÇÖZ
Peki!! Bütün bunlar için kaç para lazım? 15 buçuk milyar dolar para lazım. Hesabı kitabı partimiz tarafınca yapılmıştır. 15 buçuk milyar dolar mühlet 3 yıldır. 3 yılda 15 buçuk milyar dolar parayı buraya ayırırsak su sorununu çözeriz.
Kanal istanbul’un maliyeti ne kadar? 15 milyar dolar yani kanal istanbul’u yapacağına Türkiye’nin su sorununu 81 vilayetin su sorununu çözebiliriz. 8 buçuk milyon hektar araziyi damlama sulamayla. Bu paranın ortasında bunu yapabiliriz. Bunun 3,7 milyon hektarı yeni kurulacak arazi, 4,8 milyon hektarı ise damlama sulamaya dönüştürülecek kısmı.
Ne kazanacağız bunu yaparsak? Bir ithalattan vazgeçeceğiz, ithalat olmayacak. İki Rusya’dan Ukrayna’dan gelecek gemilerin yolunu gözlemleyeceğiz. Ayçiçeğinde kendimiz üreteceğiz. ötürüsıyla onun küspesi de hayvanlarımızı olacak. Yemde bulacağız. ötürüsıyla Ukrayna’dan gelen gemileri beklemediğimiz üzere. Sırbistan’dan gelen etleri de beklemeyeceğiz. Et süt kurumuna gitmeye de gerek kalmayacak. Soğan deposu basmaya gerek kalmayacak, kdv indirimine de gerek kalmayacak. Tanzim satışa gerek kalmayacak stokçular diyerek milleti suçlamaya da gerek kalmayacak. Kendimiz üreteceğiz ve 3 yıl ortasında bunu bitirdiğimizde. 2 buçuk milyon bireye istihdam sağlanacak ulusal gelirimiz artacak, cari açığımız düşecek.
BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE MEKTUP GÖNDERECEĞİM
Biz Memleket Partisi olarak üretim diyoruz, huzur diyoruz, bolluk rahmet öneriyoruz. Bunu yapabilmek için de akıl ve bilim diyoruz. Akıl ve bilim. Türkiye kendi kendine yetmesi bırak 300 milyonu bakabilecek bir ülkedir. Hakikat planlanırsa akıl ve bilim uygulanırsa 300 milyonu bakabiliriz. Kdv indiriminden tanzim satıştan. Depo baskınından markete mektup yazmaktan tehdit etmekten vazgeçelim. Aklı ve bilimi kullanalım diyorum.
Önümüzdeki hafta da başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Sayın Kılıçdaroğlu, sayın Akşener olmak üzere hiç kimseyi ayırt etmeden. Bütün siyasi partilere HDP dahil MHP dahil parlamento haricindekiler dahil bütün siyasi partilere bir mektup göndereceğim. Tarım besin, hayvancılık, su. Bu bahisleri içeren tahlil tekliflerimizi bir evrak halinde bütün siyasi partilere takdim edeceğim. Bundan yararlanmak hürdür. Daha uygununu yapacak olan var ise tartışmaya hazırız. Televizyonlara da sesleniyorum. Yer verin bu görüşlerimizi gazetelere sesleniyorum. Bu görüşlerimize yer verin. Biz öneriyoruz, yarın siz de yaşayacaksınız.
Bu sorunları su derdini biz yaşadığımız da siz de yaşayacaksınız. Bunu tartışmak istiyorum. Bütün siyasi partilerle kim randevu verirse? Kim randevu oraya gitmem, buraya gitmem yok. Saray a da giderim. CHP Genel Merkezine de giderim, HDP Genel Merkezine de giderim. MHP Genel merkezine de giderim. Kâfi ki millete bir katkımız olsun. Kim randevu verirse Memleket Partisinin tahlil tekliflerini evrak halinde o siyasi partiye takdim edeceğim. Onlarla bunu tartışmak istiyorum. Tahminen onlarınki daha yeterlidir. Bu vesileyle mektubu da önümüzdeki hafta göndereceğim. Sizin aracılığınızla da milletimize duyuyorum. Hepinize fazlaca teşekkür ediyorum. Sağ olun.
6 PARTININ YAPTIĞI ITTIFAK
Ben ittifak olmaz demiyorum. Ittifak olur. Olmalıdır. Ama ittifakın başarılı olması için. Evvel unsurların olması lazım. örneğin yazarsın dersin ki biz. Seçimi kazandığımızda. et sorunu 6 ay ortasında çözeceğiz. 3645 gün ortasında vereceğiz. Yurt kapasitesini 2 yıl ortasında 2 katına çıkaracağız. Mazotun 10 lirasını çiftçiye devlet ödeyecek. Emeklilerin. Bayram ikramiyesini 3 katına çıkaracağız. her neyse.
Anlaştığınız uzlaştığınız eğitimi, tarikatlara, cemaatlere bırakmayacağız. Anlaştığınız hususları alt alta yazarsanız, ittifak ortakları ile imzalar mısınız ve ortaya bir de lider çıkarırsınız. Adayımız da bu dersiniz? O ittifak başarılı olur. Lakin ortada. Aday yok. Ortada üzerinde uzlaştıkları Metin yok. Gerisi altın gününe döner. Kimin meskeninde toplanıyorlarsa birer çeyrek altın versinler, ona gerisi olur. Yani altın günü olur bu. Fakat benim dediğim üzere olursa olur. çabucak hemen onu goremedik. Şu anda altın günü olarak devam ediyor.
YAŞAR OKUYAN’A PARTININ FINANSMANI NEREDEN KARŞILIĞI
Yaşar okuyan. Partinin finansmanını nereden buluyorsun? Diye sormuş Yalova’da. Hakkıdır. Teşekkür ederim. Bu soruyu herkes sormalıdır. Bundan yaklaşık 20 sene evvel ben milletvekili oldum. Yaşar okuyan da bir parti kurmuştu. bu biçimde ziyarete gittim, güzel olsun dedim. Ya bir şey soracağım sana dedim. Parti parasını nerden buldun? Dedim ya karıştırma sen o işleri dedi. Ben o denli demiyorum. Ben diyorum ki, Yaşar Okuyan muhasebeden anlamayabilir. TÜRMMOB’a davette bulunuyorum, yanına bir mali müşavir muhasebeci kimi istiyorsa alsın ekonomist. Partinin genel saymanın talimatımdır. Muhasebecisi de burada Yaşar Okuyan yanında muhasebeciler ile bir arada geldiğinde partinin hesaplarını açın. Gösterin. Kim gelirse denetlemeye açığız. Lakin bunu ben bir kıyamet alameti olarak görüyorum başımıza taş yağacak. Yaşar Okuyan CHPli olmuş Muharrem İnce’ye hesap soruyor. Kıyamet alameti bu vallahi kıyamet alameti. Ben CHP li olduğum da bıyıklarım yoktu. CHP den ayrılırken saçlarım yoktu. 50 sene hizmet ettim Yaşar Okuyan da 50 sene küfür etti CHP’ye. 50 sene!!
Bir gün vilayet lideriyim Yalova’da bayrak asıyor gençler o da bakan. Vali’ye polise baskı yapmış. CHP gençleri dövdürmüştü. Şu anda yanında oturttuğu CHP vilayet lideri da öteki partinin bayraklarını sallıyordu bu biçimde. Onlar beni anlayamazlar.
Ancak bir şey söyleyeceğim alışılmış. Delege yapmışlar İzmir’den Yaşar Okuyanı. Herbiçimde Muharrem’e daima laf söyle diye yapmışlar ancak Yaşar boş durmaz. Karısını da büyükşehir belediyesinde müdür yapmışlar. O CHPli çocuklar işsiz gezerken. Karısını müdür yapmış?
Yani bir teklifim olacak. bu biçimde bence Yaşar okuyanı EYTden sorumlu genel lider Başdanışmanı yapsınlar yani. Tilkiyi kümese niçin kimi vakit bekçi yaparlar tavuktan uygun anladığı için. Bence EYT den sorumlu genel lider Başdanışmanı yapsınlar. Yakında EYTlilerin mitingi var. Bence, CHP MYK’sı onu gorevlendirsin EYTlilerin mitingine partiyi temsilen.
Bizim partinin hesapları açık. Başım gözüm üstüne kim ne sorarsa hesabını veririz. Teşekkür ederim.”
Hibya Haber Ajansı