Kovid kuşkusuyla gitti, Türkiye’de nakil sırasında birinci sıraya yazıldı
İstanbul’da yaşayan, lise hazırlık sınıfı öğrencisi 14 yaşındaki Duru Doğan, geçen Kasım ayı başlarında öksürük şikayeti ile doktora başvurdu. Önce Kovid olabileceği düşünüldü, daha sonra başka hastalıklar araştırıldı ancak gerçek sebep, haftalar daha sonra ortaya çıktı. Nadir görülen bir kalp kapağı hastalığı vardı ve kalbi küçük bedenine yetmemeye başlamıştı. 22 Kasım’da hastaneye yatırıldı, ilaç tedavileri denendi ama işe yaramadı. Günden güne kötüleşiyordu. Acilen kalp nakli olması gerektiği anlaşılınca, 12 Ocak’ta Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Burada doktorları ve organ nakli ekibinin müthiş çabalarıyla 10 Şubat’ta ikinci yaşamına kavuşan Duru’nun, toplam 3 ay arasında yaşamı tamamen değişti. Ama o, kendisi için sevinmekten oldukca hemen hemen kalp bulunamayan hastalara üzülüyor: “Donör çıktığını öğrenince, senelerca kalp bekleyen hastaları düşündüm, ‘Acaba onların hakkına mı giriyorum’ diye üzüldüm. Beni dinleyenler, lütfen organ bağışında bulunun. Çünkü gerçekten oldukca zor bir müddetç.” Nakil ameliyatından 18 gün daha sonra taburcu olabilen Duru, doktor kontrolleri ile normal yaşamına dönmeye çalışıyor.
“ACİLİN DE ACİLİ” OLARAK BEKLEME LİSTESİNDE İLK SIRAYA ALINDI
Operasyonu gerçekleştiren Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaan Kırali, Duru’nun kalp nakli için aşılması imkansız görülen pekoldukca engelin aşılabildiğini, bu açıdan fazlaca şanslı olduğunu söyleyerek, “Birkaç ay önce ciddi bir şikayeti olması üzerine kalp yetmezliği olduğu anlaşılmış. Bizimle irtibata geçildi. Hastamızdaki patoloji oldukça değişik bir şey, oldukca sık görülen bir durum değil. Kalbin her iki karıncık bölgesinin yapısal olarak çalışamama durumu. Çift taraflı yapay kalp önerisi olmuş ama Duru’nun bunun için oldukca küçük olduğu, yapay kalbin bedensel olarak onun için fazlaca ağır bir şey olduğunu düşündük. Ayrıca hastalığının patolojisi ‘acilin de acili’ olarak bildirilmeye uygundu. Kalp nakli olmak üzere nakil listesine alındı. Çok şanslı bir kızımız, hastalığının başlangıcından daha sonra neredeyse üçüncü ayında bir kalp çıktı” dedi.
YENİ HAYAT, KAR VE FIRTINAYA RAĞMEN KAYSERİ’DEN GELDİ
Kayseri’de beyin ölümü gerçekleşen 30 yaşlarında bir hanımın kalbinin Duru’ya uygun olduğu anlaşılınca 9 Şubat gecesi kalbi almak üzere yola çıkan Koşuyolu organ nakli ekibinin uçağı, kar fırtınası yüzünden iniş yapamadı ve saatlerce havada kaldı. İstanbul’da süren gergin bekleyiş, ekibin kar ve fırtınalı havaya rağmen dönüşe geçebildiğinin öğrenilmesiyle umuda dönüştü. Erişkin bir donörden bir çocuğa kalp nakli yapmanın her zaman mümkün olamadığını da söyleyen Prof. Dr. Kırali, sürecin devamını şöyle anlattı: “Vefat eden hastamız da daha küçük bedenli olduğu için, ivedilikle kabul ettik. Burada damar çapları oldukça önemlidir. Bizim, ameliyat öncesi yaptığımız ölçümlerde, bu çapların birbirine oldukca yakın olduğu anlaşıldı. Duru açısından bu da oldukça büyük bir şanstı. Ayrıca o günlerde Kayseri’de bir kar fırtınası vardı ve uçakta da 2 saat havaalanı üzerinde dönmüş organı almaya giden ekiplerimiz. Arkadaşlarımız kalbi almaya gece gitmişti ama hava şartları sebebiyle dönüşleri sabaha ertelendi. Uçak kalkamadı. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen kalbi buraya getirebildik ve Duru’ya naklettik. Eminim o da okulunu fazlaca özlemiştir. Gelecek eğitim sezonunda okulunda arkadaşlarıyla beraber eğitimine yeniden başlayabilecek. Kalp nakli, yapay kalpten her zaman daha öndedir. Ama bağış olmayınca biz diğer alternatiflere mecburen yöneliyoruz. Organ bağışı devasa yükseklikte olsa, inan ki her gün kalp nakli bile yapabiliriz.”
“100 GÜNDÜR DIŞARI ÇIKAMADIM, YILLARCA BUNU ÇEKEN HASTALAR VAR”
Evinde barfiks çekip ip atlayıp spor yaparken, hiç bir sağlık sorunu yaşamadığı normal bir hayat sürerken birden bire kendini kalp nakli sırasında bulan Duru Doğan ise organ nakliyle ilgili gündemin, bu yaşadıklarından daha sonra hayatlarına girdiğini belirterek; duygularını şöyleki ifade etti: “Tüm bunlar yaklaşık 3 aylık bir müddetçte olduğu için, benim için de ani oldu. Daha öncesinde hiç bir sorunum yoktu. Organ nakli ile ilgili fazlaca az şey biliyordum. Teşhisim konduktan daha sonra bu kadar detaylı araştırdım. Pandemiyle birlikte özellikle kalp nakillerinin azaldığını öğrendim. Açıkçası bu kadar kısa sürede organ çıkmasını beklemiyordum. Çok garip hissettim. İlk düşündüğümde biraz ‘adaletsizlik’ hissettim. Çünkü çıkan kalbin sadece bana olacağını biliyordum. senelerca organ bekleyen çocuklar, kişiler var. Benim gibi hastaniçin çıkamayanlar var. Beni dinleyen herkes, lütfen organlarını bağışlasın. Çünkü ben bu 3 aylık süreçte bile gerçekten çok zor şeyler yaşadım. senelerca bunu çeken insanlar olmasını istemem. Kendi başıma çıkıp gezebilmeyi özledim. Yaklaşık 100 gündür dışarı çıkmadım çünkü.”
“DOKTORLAR ÇOK ŞAŞIRDI, HİÇBİR SAĞLIK SORUNU YOKTU ÇÜNKÜ”
Duru’nun babası Galip Doğan ise bir öksürük şikayetiyle durumun buralara kadar gelebileceğini hiç düşünmediklerini söyleyerek “Kovid olabileceğini düşündüler önce. Her gün tanılar değişti, sonuçlar değişti. Kalp yetmezliğiyle doktorlarımızın karşısına çıktığımızda ise hocalarımız bize hep şunu sordular: ‘Daha önce Kovid oldu mu? Daha önce bir atak geçirdi mi? merdiven çıkamaması, spor yapamaması lazım’ diye oldukca şaşırdılar. halbuki Duru, mekik çekiyordu, barfiks çekiyordu, ip atlıyordu. sıradan spor yapıyordu. Ufak, belki hafifçee alınabilecek bir öksürükten hikaye başlamış oldu” dedi.
“EKİBİN DÖNÜŞÜNÜ BEKLERKEN KARINCA YÜRÜSE DUYACAK DURUMDAYDIK”
Nakil ameliyatından daha sonra, mucize olmuş gibi Duru’nun adeta yeni doğmuş bir insan sağlığı ile uyandığını anlatan Doğan, uygun organın çıktığı haberinin geldiği ve ekiplerin kalbi almak üzere yola çıktığı geceyi ise şu cümlelerle anlattı: “Koridorlarının ne kadar uzun olduğunu, oradan (Kayseri’den) gelebilecek bir telefonun ne kadar önemli olduğu, bu telefonda karşımıza çıkabilecek kararı nasıl kaldırabileceğim; Duru’ya nasıl bir açıklama yapabileceğim, başka biroldukca şey düşünüyorsunuz. Bütün çalan telefonlardaydı kulaklarım. Koridordaki ayak seslerindeydi. Yani karınca yürüse duyabilecek hissiyattaydık o gece. Bitmeyen bir 4-5 saatti. Sabah olduğunda doktorumuz geldi, parmağıyla ‘tamam’ işaretini yaptı. Ben de annesine aynısını yaptım.”
BABASI, GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Duru’nun ameliyata gitmedilk önce ‘Benden daha önce yatanlar var, başkasının sırasına girmiyorum değil mi?’ deyişini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Galip Doğan, duygularını ifade ederken zorlanarak şunları söylemiş oldu: “Çocuğumuzla hem gurur duyduk, gerçekten oldukça karışık duygu patlamaları yaşadık. Kendisi acil olarak bu biçimde bir nakil beklerken bir başkasının sırasına girmiyorum değil mi demesi, tarif edilemez bir duyguydu. Biz o gece, kendimizdilk önce, (bize uyumlu olur, olmaz bilmiyorduk) öbür tarafta bir ailenin buna karar vermiş olmasından ötürü karşı tarafla empati kurarak önce oraya teşekkür dualarımızda. Bütün gece dua ettik vefat eden kişi ve ailesine. Yeterince organ bağışı olsa, bizim karşımızda imkansız diye duran, bir adı mucize olan organ bağışı ile nakil bekleyen hastaların hepsinin tedavi edilme şansı var aslında.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
İstanbul’da yaşayan, lise hazırlık sınıfı öğrencisi 14 yaşındaki Duru Doğan, geçen Kasım ayı başlarında öksürük şikayeti ile doktora başvurdu. Önce Kovid olabileceği düşünüldü, daha sonra başka hastalıklar araştırıldı ancak gerçek sebep, haftalar daha sonra ortaya çıktı. Nadir görülen bir kalp kapağı hastalığı vardı ve kalbi küçük bedenine yetmemeye başlamıştı. 22 Kasım’da hastaneye yatırıldı, ilaç tedavileri denendi ama işe yaramadı. Günden güne kötüleşiyordu. Acilen kalp nakli olması gerektiği anlaşılınca, 12 Ocak’ta Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Burada doktorları ve organ nakli ekibinin müthiş çabalarıyla 10 Şubat’ta ikinci yaşamına kavuşan Duru’nun, toplam 3 ay arasında yaşamı tamamen değişti. Ama o, kendisi için sevinmekten oldukca hemen hemen kalp bulunamayan hastalara üzülüyor: “Donör çıktığını öğrenince, senelerca kalp bekleyen hastaları düşündüm, ‘Acaba onların hakkına mı giriyorum’ diye üzüldüm. Beni dinleyenler, lütfen organ bağışında bulunun. Çünkü gerçekten oldukca zor bir müddetç.” Nakil ameliyatından 18 gün daha sonra taburcu olabilen Duru, doktor kontrolleri ile normal yaşamına dönmeye çalışıyor.
“ACİLİN DE ACİLİ” OLARAK BEKLEME LİSTESİNDE İLK SIRAYA ALINDI
Operasyonu gerçekleştiren Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaan Kırali, Duru’nun kalp nakli için aşılması imkansız görülen pekoldukca engelin aşılabildiğini, bu açıdan fazlaca şanslı olduğunu söyleyerek, “Birkaç ay önce ciddi bir şikayeti olması üzerine kalp yetmezliği olduğu anlaşılmış. Bizimle irtibata geçildi. Hastamızdaki patoloji oldukça değişik bir şey, oldukca sık görülen bir durum değil. Kalbin her iki karıncık bölgesinin yapısal olarak çalışamama durumu. Çift taraflı yapay kalp önerisi olmuş ama Duru’nun bunun için oldukca küçük olduğu, yapay kalbin bedensel olarak onun için fazlaca ağır bir şey olduğunu düşündük. Ayrıca hastalığının patolojisi ‘acilin de acili’ olarak bildirilmeye uygundu. Kalp nakli olmak üzere nakil listesine alındı. Çok şanslı bir kızımız, hastalığının başlangıcından daha sonra neredeyse üçüncü ayında bir kalp çıktı” dedi.
YENİ HAYAT, KAR VE FIRTINAYA RAĞMEN KAYSERİ’DEN GELDİ
Kayseri’de beyin ölümü gerçekleşen 30 yaşlarında bir hanımın kalbinin Duru’ya uygun olduğu anlaşılınca 9 Şubat gecesi kalbi almak üzere yola çıkan Koşuyolu organ nakli ekibinin uçağı, kar fırtınası yüzünden iniş yapamadı ve saatlerce havada kaldı. İstanbul’da süren gergin bekleyiş, ekibin kar ve fırtınalı havaya rağmen dönüşe geçebildiğinin öğrenilmesiyle umuda dönüştü. Erişkin bir donörden bir çocuğa kalp nakli yapmanın her zaman mümkün olamadığını da söyleyen Prof. Dr. Kırali, sürecin devamını şöyle anlattı: “Vefat eden hastamız da daha küçük bedenli olduğu için, ivedilikle kabul ettik. Burada damar çapları oldukça önemlidir. Bizim, ameliyat öncesi yaptığımız ölçümlerde, bu çapların birbirine oldukca yakın olduğu anlaşıldı. Duru açısından bu da oldukça büyük bir şanstı. Ayrıca o günlerde Kayseri’de bir kar fırtınası vardı ve uçakta da 2 saat havaalanı üzerinde dönmüş organı almaya giden ekiplerimiz. Arkadaşlarımız kalbi almaya gece gitmişti ama hava şartları sebebiyle dönüşleri sabaha ertelendi. Uçak kalkamadı. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen kalbi buraya getirebildik ve Duru’ya naklettik. Eminim o da okulunu fazlaca özlemiştir. Gelecek eğitim sezonunda okulunda arkadaşlarıyla beraber eğitimine yeniden başlayabilecek. Kalp nakli, yapay kalpten her zaman daha öndedir. Ama bağış olmayınca biz diğer alternatiflere mecburen yöneliyoruz. Organ bağışı devasa yükseklikte olsa, inan ki her gün kalp nakli bile yapabiliriz.”
“100 GÜNDÜR DIŞARI ÇIKAMADIM, YILLARCA BUNU ÇEKEN HASTALAR VAR”
Evinde barfiks çekip ip atlayıp spor yaparken, hiç bir sağlık sorunu yaşamadığı normal bir hayat sürerken birden bire kendini kalp nakli sırasında bulan Duru Doğan ise organ nakliyle ilgili gündemin, bu yaşadıklarından daha sonra hayatlarına girdiğini belirterek; duygularını şöyleki ifade etti: “Tüm bunlar yaklaşık 3 aylık bir müddetçte olduğu için, benim için de ani oldu. Daha öncesinde hiç bir sorunum yoktu. Organ nakli ile ilgili fazlaca az şey biliyordum. Teşhisim konduktan daha sonra bu kadar detaylı araştırdım. Pandemiyle birlikte özellikle kalp nakillerinin azaldığını öğrendim. Açıkçası bu kadar kısa sürede organ çıkmasını beklemiyordum. Çok garip hissettim. İlk düşündüğümde biraz ‘adaletsizlik’ hissettim. Çünkü çıkan kalbin sadece bana olacağını biliyordum. senelerca organ bekleyen çocuklar, kişiler var. Benim gibi hastaniçin çıkamayanlar var. Beni dinleyen herkes, lütfen organlarını bağışlasın. Çünkü ben bu 3 aylık süreçte bile gerçekten çok zor şeyler yaşadım. senelerca bunu çeken insanlar olmasını istemem. Kendi başıma çıkıp gezebilmeyi özledim. Yaklaşık 100 gündür dışarı çıkmadım çünkü.”
“DOKTORLAR ÇOK ŞAŞIRDI, HİÇBİR SAĞLIK SORUNU YOKTU ÇÜNKÜ”
Duru’nun babası Galip Doğan ise bir öksürük şikayetiyle durumun buralara kadar gelebileceğini hiç düşünmediklerini söyleyerek “Kovid olabileceğini düşündüler önce. Her gün tanılar değişti, sonuçlar değişti. Kalp yetmezliğiyle doktorlarımızın karşısına çıktığımızda ise hocalarımız bize hep şunu sordular: ‘Daha önce Kovid oldu mu? Daha önce bir atak geçirdi mi? merdiven çıkamaması, spor yapamaması lazım’ diye oldukca şaşırdılar. halbuki Duru, mekik çekiyordu, barfiks çekiyordu, ip atlıyordu. sıradan spor yapıyordu. Ufak, belki hafifçee alınabilecek bir öksürükten hikaye başlamış oldu” dedi.
“EKİBİN DÖNÜŞÜNÜ BEKLERKEN KARINCA YÜRÜSE DUYACAK DURUMDAYDIK”
Nakil ameliyatından daha sonra, mucize olmuş gibi Duru’nun adeta yeni doğmuş bir insan sağlığı ile uyandığını anlatan Doğan, uygun organın çıktığı haberinin geldiği ve ekiplerin kalbi almak üzere yola çıktığı geceyi ise şu cümlelerle anlattı: “Koridorlarının ne kadar uzun olduğunu, oradan (Kayseri’den) gelebilecek bir telefonun ne kadar önemli olduğu, bu telefonda karşımıza çıkabilecek kararı nasıl kaldırabileceğim; Duru’ya nasıl bir açıklama yapabileceğim, başka biroldukca şey düşünüyorsunuz. Bütün çalan telefonlardaydı kulaklarım. Koridordaki ayak seslerindeydi. Yani karınca yürüse duyabilecek hissiyattaydık o gece. Bitmeyen bir 4-5 saatti. Sabah olduğunda doktorumuz geldi, parmağıyla ‘tamam’ işaretini yaptı. Ben de annesine aynısını yaptım.”
BABASI, GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Duru’nun ameliyata gitmedilk önce ‘Benden daha önce yatanlar var, başkasının sırasına girmiyorum değil mi?’ deyişini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Galip Doğan, duygularını ifade ederken zorlanarak şunları söylemiş oldu: “Çocuğumuzla hem gurur duyduk, gerçekten oldukça karışık duygu patlamaları yaşadık. Kendisi acil olarak bu biçimde bir nakil beklerken bir başkasının sırasına girmiyorum değil mi demesi, tarif edilemez bir duyguydu. Biz o gece, kendimizdilk önce, (bize uyumlu olur, olmaz bilmiyorduk) öbür tarafta bir ailenin buna karar vermiş olmasından ötürü karşı tarafla empati kurarak önce oraya teşekkür dualarımızda. Bütün gece dua ettik vefat eden kişi ve ailesine. Yeterince organ bağışı olsa, bizim karşımızda imkansız diye duran, bir adı mucize olan organ bağışı ile nakil bekleyen hastaların hepsinin tedavi edilme şansı var aslında.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.