amerikali
Üye
Mutluluk bir oluş değil karar meselesidir… Yeterli ki varım, düzgün ki yaşıyorum, uygun ki bu hoş olan şeyleri gorebiliyorum demek için evvel karar vermek gerekiyor. Bir insan sonunda her şeyin biteceğini bildiği bir yerde sadece karar vererek memnun olabilir…
Kimi devirlerde hayattan alacaklı üzere davrandığımız olabiliyor, unutmamak gerekiyor ki hayat bizleri keyifli etmek için uğraşmıyor. Bu efora ve bu arayışa girecek olan kişi bizden diğeri değil.
Bu bahis için en derin örneği bir daha tabiatta buluyoruz: güneş her gün doğar ay her gece çıkar lakin biliyoruz ki bizler için değil! Doğmaktan ya da çıkmaktan kasıt bizler ister isteyelim, ister istemeyelim, ister memnun olalım ister olmayalım her şey rutinde bildiği üzere devam edecektir. bu biçimde sonucu siz vereceksiniz…
BU KARARI VERMEK BU KADAR KOLAY MI?
Memnunluk göreli bir kavramdır…
Memnunluk, tahminen de var olanın haricindekini istemek ya da var olanın eksiklerinin çabucak tamamlanıp isteğimize uygun hale gelmesini beklemek olabiliyor. Aslında hayatta neredeyse her şeyde eksiklik vardır. Birinci tercih, olmayanların peşine düşmek ve olanı görmemek ya da söylenmek, sızlanmak olabilirken, şuurlu seçim ise; bu gerçeği bir an evvel fark edip memnunluğu var olanlarda ve potansiyellerimizde aramak.
Mutluluğun açık bir formülü olmamakla bir arada; kendini aramak, özü kendinde bulabilmek, en gerçek biçimde etrafla bulunanları paylaşabilmek içinde hoş bir döngü vardır. Konfor alanlarından çıkabilmek güç olsada gelişim ve memnunluk bedelleri muhakkak ölçüde ödenmesi gereken kavramlardır. Bedelden kasıt aslında vaktiniz, kendinize yaptığınız maddi ve manevi yatırımlar, etrafınızla olan irtibatlarınız, araştıran, gelişen kişi olmanızla da yakından bağlantılıdır. Kendinizi mutsuz hissettiğiniz haliniz ile dünyaya bakan birebir zihin, birebir göz mutluluğa kör olabilmekte…
Baktığınız açıyı, pencereyi değiştirmeden bulunduğunuz alanı birebir görme ihtimaliniz daha yüksek olacaktır.
Gündelik ömür rutinleri oluşturmak, zihni beslemek (araştırmak, okumak, yazmak, çizmek, anlatmak, izlemek…), vücudu beslemek ( spor, idman, nefes antrenmanları, düzenli- sağlıklı beslenme…), toplumsal etraf değişikliği üzere durumlar yaşama olan bakış açınızı zenginleştirip besleyebilir.
Unutulmamalıdır ki; kişinin yapacağı en büyük yatırım kendisine olandır. Keyifli olmak bir seçim, seçimler çoklukla bir vazgeçiş de barındırır. Alışık olunan karamsar sistem haricinde yaşamak, evvel düşüncesel daha sonra ise kişinin eylemsel isteği ile mümkündür.
Sevgilerimle…
Kimi devirlerde hayattan alacaklı üzere davrandığımız olabiliyor, unutmamak gerekiyor ki hayat bizleri keyifli etmek için uğraşmıyor. Bu efora ve bu arayışa girecek olan kişi bizden diğeri değil.
Bu bahis için en derin örneği bir daha tabiatta buluyoruz: güneş her gün doğar ay her gece çıkar lakin biliyoruz ki bizler için değil! Doğmaktan ya da çıkmaktan kasıt bizler ister isteyelim, ister istemeyelim, ister memnun olalım ister olmayalım her şey rutinde bildiği üzere devam edecektir. bu biçimde sonucu siz vereceksiniz…
BU KARARI VERMEK BU KADAR KOLAY MI?
Memnunluk göreli bir kavramdır…
Memnunluk, tahminen de var olanın haricindekini istemek ya da var olanın eksiklerinin çabucak tamamlanıp isteğimize uygun hale gelmesini beklemek olabiliyor. Aslında hayatta neredeyse her şeyde eksiklik vardır. Birinci tercih, olmayanların peşine düşmek ve olanı görmemek ya da söylenmek, sızlanmak olabilirken, şuurlu seçim ise; bu gerçeği bir an evvel fark edip memnunluğu var olanlarda ve potansiyellerimizde aramak.
Mutluluğun açık bir formülü olmamakla bir arada; kendini aramak, özü kendinde bulabilmek, en gerçek biçimde etrafla bulunanları paylaşabilmek içinde hoş bir döngü vardır. Konfor alanlarından çıkabilmek güç olsada gelişim ve memnunluk bedelleri muhakkak ölçüde ödenmesi gereken kavramlardır. Bedelden kasıt aslında vaktiniz, kendinize yaptığınız maddi ve manevi yatırımlar, etrafınızla olan irtibatlarınız, araştıran, gelişen kişi olmanızla da yakından bağlantılıdır. Kendinizi mutsuz hissettiğiniz haliniz ile dünyaya bakan birebir zihin, birebir göz mutluluğa kör olabilmekte…
Baktığınız açıyı, pencereyi değiştirmeden bulunduğunuz alanı birebir görme ihtimaliniz daha yüksek olacaktır.
Gündelik ömür rutinleri oluşturmak, zihni beslemek (araştırmak, okumak, yazmak, çizmek, anlatmak, izlemek…), vücudu beslemek ( spor, idman, nefes antrenmanları, düzenli- sağlıklı beslenme…), toplumsal etraf değişikliği üzere durumlar yaşama olan bakış açınızı zenginleştirip besleyebilir.
Unutulmamalıdır ki; kişinin yapacağı en büyük yatırım kendisine olandır. Keyifli olmak bir seçim, seçimler çoklukla bir vazgeçiş de barındırır. Alışık olunan karamsar sistem haricinde yaşamak, evvel düşüncesel daha sonra ise kişinin eylemsel isteği ile mümkündür.
Sevgilerimle…