Seyrederken IQ Sınırlarını Zorlayacak Filmler

Seksenler

Yeni Üye
Bir filmin başarısını nasıl ölçmek lazım diye sorduklarında görsel açıdan zenginlik, oyuncuların başarısı gibi farklı kriterler de yer alabilir. Ancak iyi bir hikâye yoksa filmin ruhu yoktur.

İyi hikâyelere sahip çokça film seyretmiş olabilirsiniz. Ancak film endüstrisinin dâhi çocuklarının elinden öyle yapımlar çıkmış ki, filmi anlayabilmek için de neredeyse dahi olmak lazım.

İşte bu filmlerden sizin için karma bir liste oluşturduk.

Total Recall (Gerçeğe Çağrı)

2012 yılında aslında benzeri yapılmış olsa da, bu film hem bilim-kurgu yapısı hem de değişik akıl oyunları sayesinde bir fenomen olmayı başarmıştı. Arnold Schwarzenegger’a (inanın soyadını yazması çok zor), Rachel Ticotin ve güzeller güzeli Sharon Stone filmde başrolleri paylaştılar.

1990 yılında yapılan bu filmde rüyalar gören bir işçinin hikâyesi anlatılıyor. Arnold ’un hayat verdiği karakter olan Douglas Quaidher ya da Hauser mı deseydik daha doğru olurdu orası tartışılır fakat tartışılmayacak noktası kendi asıl kimliğini arayan bir adamın hikâyesi ele alınmış.

Minority Report (Azınlık Raporu)

2002 yılında çekilen bu film Birkaç İyi Adam filmindeki gibi düz bir hikâyenin aksine karmaşık bir hikâyeye sahip. 2045 yılında geçen sıra dışı hikâyenin başrolünde ‘iyi adam’ Tom Crusie yer alıyor.

Aslında yine benzer bir hikâyesi ile son dönemde oldukça ilgi geçen Person of Interest dizisindeki olayların bir benzeri yaşanıyor diyebiliriz. Fakat burada dizideki gibi bir makine numara göndermiyor. Olayları önceden haber aldıkları Precog var ve polis onlardan yardım alıyor.

Filmin konusu ise şöyle; bir gün gelir ve polis teşkilatının ünlü dedektiflerinden birisi katil zanlısı olarak görülür. Bu saatten sonra komploya kurban gitmek istemeyen John Anderton’un amansız macerası başlar.

Source Code (Yaşam Şifresi)

Bu film sınırları cidden zorlayan filmlerden birisi. Öncelikle listede yer alan filmler arasında seyretmediyseniz mutlaka bir yerlerden bulup seyredin diyeceğimiz türden ilginç ve benzersiz bir hikâyeye sahip.

Bir başkasının bedeninde uyanan bir asker ve 8 dakikada tamamlaması gereken bir görev. Görevi ise bir treni patlamadan kurtarmak. Bu güzel filmin başrollerini Jake Gyllenhaal ve Michelle Monaghan paylaşmış.

Dark City (Karanlık Şehir)

1998 yılında yapılan bu film oldukça ilginç hikâyesi ile göze çarpıyor. Kahramanımızın yerine kendinizi koyup bir düşünün. Garip bir otel odasında uyanıyorsunuz. Bir dizi ve oldukça vahşice işlenmiş bir takım cinayetler var. Bu cinayetlerden sizi sorumlu tutuyorlar. Polis peşinizde. Yetmemiş gibi bir takım gizemli kişiler de peşinizde. Neler olduğundan en ufak bir fikriniz yok çünkü neler olduğunu hatırlamıyorsunuz. Haliyle sizde gerçeğin peşine düşüyorsunuz.

Bütün bu hikâyenin dönemin tuhaf bilimkurgu anlayışıyla bir araya geldiğini düşündüğümüzde ortaya soluksuz seyredilecek bir film çıkıyor.

Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında)

2014 yılı yapımı bu filmle beraber Tom Cruise’a listemizde bir yer daha açtık. Aslında ilk defa seyredenler, neler olduğunu anlamaya başlayana kadar filmin yarısı geçiyor. Diğer yarısında ise aksiyon dolu sahneler yer alıyor.

Film başladığında, aman bu sıradan konusu olan bir film diyorsunuz. Uzaylılar dünyayı istila etmeye çalışıyor. Fakat hikâyenin devamı bilindik istila filmlerinden ayrılıyor. Soluksuz seyredilebilecek bir film olduğunu söyleyip sizi biraz daha meraklandıralım.

Truman Show

Komedi dalında önemli bir yere sahip olarak bilinen Jim Carrey’in ve Laura Linney’in başrollerindeki film 1998 yılında gösterime girdi. Filmin ilginç bir hikâyesi var.

Filmde Truman dışında herkesin sahte olduğunu bildiği bir adadaki hikâyesi konu ediliyor. Ancak kahramanımız Truman Burbank karşılaştığı bazı olaylar nedeniyle bu yaşamın sahte olduğu ile ilgili şüphe duymaya başlar. Bakalım kahramanımız gerçekleri öğrenebilecek mi?

A Beatufil Mind (Akıl Oyunları)

Nur içinde yatsın Oktay Sinanoğlu. Çünkü ne zaman Akıl Oyunları filminin adı geçse bize onu hatırlatıyor. Elbette filmin hikâyesini bilenler ne demek istediğimizi anlayacaktır. Ancak bilmeyenler için şöyle bir kısaca özetleyelim.

Dünyaca ünlü matematikçi John Forbes Nash Jr’ın gerçek hayat hikâyesinden esinlenen bu filmde bir dâhinin şizofreni hastalığı ile nasıl başa çıkmaya çalıştığının hikâyesi anlatılıyor.

Dram ağırlıklı bu film aynı zamanda ‘En iyi Film Oscar’ı ödülüne de layık görüldü. Filmin başrolünde muhteşem performansı ile Russel Crowe yer alıyor.