amerikali
Üye
Kısırlık (infertilite ) günümüzde görülme sıklığı giderek artan bir sıhhat sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar klasik bilgi olarak tüm evli çiftlerin % 15 inde kısırlık görülmektedir söylemi kelam konusu ise de bu oran geçmiş 30- 40 yılın sıklığını yansıtmaktadır. Günümüzde ise bu oranın giderek yükseldiği bir gerçektir.
Amerikan üreme sıhhati derneğinin yaptığı ikaza göre, şayet bu artış eğilimi devam ederse 2050 yılında her bebek yardımcı üreme formları ile ( yumurtama, aşılama ve tüp bebek ) halleri ile doğacaktır öngörüsünde bulunmuştur.
Kısırlık sıklığının bu şeklide besbelli artışında en değerli etken; günümüz hayat kaidelerinin ve beslenme biçiminin tüm beden hücrelerinde ve bilhassa üreme hücrelerinde (yumurta, sperm) oluşturmuş olduğu olumsuz tesirlerdir.
Beşerler artık daha az hareket etmekte, fizikî aktivite de bulunmamakta, içeriğinde ziyanlı olabilecek hazır ve dondurulmuş besinler ve bilhassa glisemik indeksi yüksek besinleri ( şekerli, yağlı ve protein den varlıklı ) daha epey tüketmektedir. Bu tıp beslenme insan bedeninde ki tüm hücrelerde ve bilhassa üreme hücrelerinde olumsuz tesirler oluşturmakta; oksidatif gerilim diye tanımlanan, hücre metabolizması kararı açığa çıkan ve hücrenin tüm moleküllerine, hatta gen ve kromozomlarına ziyanlı tesir gösteren özgür oksijen radikallerinin oluşumuna yol açmaktadır. Bunun kararında üreme hücrelerinin işlevleri bozulmakta ( spermin ve yumurtanın kâfi seviyede üretimi ve döllenme kapasitesi azalmakta ve bunun kararında doğurganlık potansiyeli azalmaktadır.
Çok yüksek ısı karşısında pişirilmiş ( kebap, döner, ızgara üzere direkt ateşe maruz kalmış) yiyeceklerin fazla tüketilmesi kararında da bedende ziyanlı metabolitler ( glikasyonmetabolitleri) ve bunun kararında hücre ziyanı oluşmaktadır.
Genel sıhhat açısında olduğu üzere kısırlık sorunu yaşayan çiftlere teklifimiz; şekerli ( hamur işleri, makarna pilav ve tatlı ) yağlı ve proteinden ( et eserleri; sucuk, salam vb )zengin beslenmemeleri; fastfoOd ve hazır besinlerden uzak durmaları, kebap döner ve ızgara üzere hem proteinden güçlü hemde yüksek ateşe maruz kalmış besinleri mümkün pek az tüketmeleri, klasik türk mutfağı beslenme sistemine geri dönmeleri, bol zerzevat ve meyve tüketmelerini önermekteyiz.
Meyve ve sebzeler yüksek antioxidan içerikleri ile hücre metabolizması kararı oluşan ziyanlı molekülleri nötralize etmekte ( özgür oksijen radikalleri ve glikasyon eserleri ) ve bu türlü hücre ziyanının önlenmesinde en tesirli besinlerdir.
Bilhassa kuvvetli antioxidan içerikleri olan C vitamin ve Likopen den varlıklı meyve ve sebzeler; domates, kırmızı biber, portakal, greyfurt vb çokça tüketmelerini öneriyoruz.
Sigara ve alkol üzere tüm beden ve üreme hücreleri için çok ziyanlı olan alışkanlıklardan katiyetle vazgeçmelerini istiyoruz. Sigara üreme hücrelerinin işlevlerini bozan ve sayısını azaltan en ziyanlı etkenlerin başında gelmektedir.
Beslenmenin düzenlenmesi, sigara ve alkol den uzak durulması fizikî aktivitenin arttırılması;( spor antrenman vb ) tedavinin etkinliğinde ve muvaffakiyetinde en az yumurta ve sperm gelişmenini uyaran ilaçlar kadar faaldir.
spor ve antrenman sperm ve yumurta üretimi için gerekli olan androjen hormonları üretimini arttırarak olumlu katkıda bulunmaktadır.
Özet olarak hastalarımızın günümüz ömür ve beslenme alışkanlıklarından vazgeçmelerini, doğal beslenmelerini, daha az ve kalorisi daha düşük besinler tüketmelerini daha hayli hareket etmelerini öneriyoruz.
Tüp bebek tedavisinde yumurta gelişmenini sağlayan ilaçlara cevap alamadığımız, yumurta kalitesi bozulmuş, döllenme ve embrio gelişmeninde sorun yaşanan yahut daha evvel yenidenlayan başarısız tüp bebek uygulamaları olan hastalarımızın beslenmelerini düzenleyerek ve antioxidan tesiri olan ilaçlar kullanarak olumlu sonuç alabilmekteyiz.
Sperm ve yumurtanın üretilmeye başlanmasından, yumurtlama ve döllenme etabına kadar geçen müddet yaklaşık 120 gün sürmekte olduğu için, bilhassa başarısız tüp bebek hikayesi olan çiftlerde bu süreçte beslenmenin düzenlenmesi ve antioxidan tedavinin uygulanması, daha sonrasında tüp bebek tedavisinde muvaffakiyet bahtını arttıracaktır.
Amerikan üreme sıhhati derneğinin yaptığı ikaza göre, şayet bu artış eğilimi devam ederse 2050 yılında her bebek yardımcı üreme formları ile ( yumurtama, aşılama ve tüp bebek ) halleri ile doğacaktır öngörüsünde bulunmuştur.
Kısırlık sıklığının bu şeklide besbelli artışında en değerli etken; günümüz hayat kaidelerinin ve beslenme biçiminin tüm beden hücrelerinde ve bilhassa üreme hücrelerinde (yumurta, sperm) oluşturmuş olduğu olumsuz tesirlerdir.
Beşerler artık daha az hareket etmekte, fizikî aktivite de bulunmamakta, içeriğinde ziyanlı olabilecek hazır ve dondurulmuş besinler ve bilhassa glisemik indeksi yüksek besinleri ( şekerli, yağlı ve protein den varlıklı ) daha epey tüketmektedir. Bu tıp beslenme insan bedeninde ki tüm hücrelerde ve bilhassa üreme hücrelerinde olumsuz tesirler oluşturmakta; oksidatif gerilim diye tanımlanan, hücre metabolizması kararı açığa çıkan ve hücrenin tüm moleküllerine, hatta gen ve kromozomlarına ziyanlı tesir gösteren özgür oksijen radikallerinin oluşumuna yol açmaktadır. Bunun kararında üreme hücrelerinin işlevleri bozulmakta ( spermin ve yumurtanın kâfi seviyede üretimi ve döllenme kapasitesi azalmakta ve bunun kararında doğurganlık potansiyeli azalmaktadır.
Çok yüksek ısı karşısında pişirilmiş ( kebap, döner, ızgara üzere direkt ateşe maruz kalmış) yiyeceklerin fazla tüketilmesi kararında da bedende ziyanlı metabolitler ( glikasyonmetabolitleri) ve bunun kararında hücre ziyanı oluşmaktadır.
Genel sıhhat açısında olduğu üzere kısırlık sorunu yaşayan çiftlere teklifimiz; şekerli ( hamur işleri, makarna pilav ve tatlı ) yağlı ve proteinden ( et eserleri; sucuk, salam vb )zengin beslenmemeleri; fastfoOd ve hazır besinlerden uzak durmaları, kebap döner ve ızgara üzere hem proteinden güçlü hemde yüksek ateşe maruz kalmış besinleri mümkün pek az tüketmeleri, klasik türk mutfağı beslenme sistemine geri dönmeleri, bol zerzevat ve meyve tüketmelerini önermekteyiz.
Meyve ve sebzeler yüksek antioxidan içerikleri ile hücre metabolizması kararı oluşan ziyanlı molekülleri nötralize etmekte ( özgür oksijen radikalleri ve glikasyon eserleri ) ve bu türlü hücre ziyanının önlenmesinde en tesirli besinlerdir.
Bilhassa kuvvetli antioxidan içerikleri olan C vitamin ve Likopen den varlıklı meyve ve sebzeler; domates, kırmızı biber, portakal, greyfurt vb çokça tüketmelerini öneriyoruz.
Sigara ve alkol üzere tüm beden ve üreme hücreleri için çok ziyanlı olan alışkanlıklardan katiyetle vazgeçmelerini istiyoruz. Sigara üreme hücrelerinin işlevlerini bozan ve sayısını azaltan en ziyanlı etkenlerin başında gelmektedir.
Beslenmenin düzenlenmesi, sigara ve alkol den uzak durulması fizikî aktivitenin arttırılması;( spor antrenman vb ) tedavinin etkinliğinde ve muvaffakiyetinde en az yumurta ve sperm gelişmenini uyaran ilaçlar kadar faaldir.
spor ve antrenman sperm ve yumurta üretimi için gerekli olan androjen hormonları üretimini arttırarak olumlu katkıda bulunmaktadır.
Özet olarak hastalarımızın günümüz ömür ve beslenme alışkanlıklarından vazgeçmelerini, doğal beslenmelerini, daha az ve kalorisi daha düşük besinler tüketmelerini daha hayli hareket etmelerini öneriyoruz.
Tüp bebek tedavisinde yumurta gelişmenini sağlayan ilaçlara cevap alamadığımız, yumurta kalitesi bozulmuş, döllenme ve embrio gelişmeninde sorun yaşanan yahut daha evvel yenidenlayan başarısız tüp bebek uygulamaları olan hastalarımızın beslenmelerini düzenleyerek ve antioxidan tesiri olan ilaçlar kullanarak olumlu sonuç alabilmekteyiz.
Sperm ve yumurtanın üretilmeye başlanmasından, yumurtlama ve döllenme etabına kadar geçen müddet yaklaşık 120 gün sürmekte olduğu için, bilhassa başarısız tüp bebek hikayesi olan çiftlerde bu süreçte beslenmenin düzenlenmesi ve antioxidan tedavinin uygulanması, daha sonrasında tüp bebek tedavisinde muvaffakiyet bahtını arttıracaktır.